“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ “, peki ya KANAL İSTANBUL ?

Başlıktan da anlaşıldığı üzere, konumuz Kanal İstanbul… Fakat öncesinde, birkaç haftadır gündemde olan boykot kavramının nasıl ortaya çıktığını anlatmak istiyorum kısaca;
1800’lü yılların sonlarına doğru, emekli İngiliz askeri Charles Boycott, zengin İngiliz Lord’ların arazilerini yönetmek üzere İrlanda’ya gider. Görevi, büyük arazilerde kiracı olan çiftçilerle toprak sahipleri arasında arabuluculuk yapmak, bunun karşılığında komisyon almaktır. Fakat çiftçilerin yeterli hasat alamaması, kira artışlarına itiraz etmesi gibi sebepler yüzünden anlaşmazlıklar çıkınca, İrlanda Toprak Birliği Yöneticisinin önerisi üzerine çiftçiler, Charles Boycott‘ u günlük sosyal yaşamdan ve ticaretten izole etmeye başlar. Bu konu ses getirince bir gazeteci bunu haber yapmak ister ve yaşanan tepkiye, Charles Boycott’ un isminden esinlenerek “ boykot “ adını verir. Böylece boykot kavramı günlük hayata girmiş olur.
Emlak konularının, sanıldığından çok daha fazla şeyle ilişkili olması da enteresan bir durumdur.
Kanal İstanbul projesine gelecek olursak… Birazdan okuyacaklarınız kendi yorumlarım değil, aklıma gelen sorular ve bazı aktarımlardır. Başlık yazısı da bir soru ve sizin de aklınıza gelebilecek bütün soruları sormanızı tavsiye ederim. O kadar derin ve çok yönlü ele alınması gereken bir konu ki, sordukça sorası geliyor insanın.
Nitekim ben de, önce yapay zekaya birkaç soru sordum ve aynen aktarıyorum:
-Kanal İstanbul için yayınlanmış bütün haberler, bilirkişi raporları ve mahkeme kararları?
Tabii ki çok fazla haber, yayın ve meslek odalarının, çevre kuruluşlarının açtığı davalar, yapılan itirazlar, sonuçlanmış ve devam eden davaların haberleri, akademik görüşler, raporlar vs. mevcut…
Yapay zekaya sorduğum diğer üç soru şu;
-Yabancı ve yerel yazılı ve görsel basında konuyla ilgili çıkmış bütün haber, görüş ve öneriler?
- Kanal İstanbul’ un Türkiye için faydaları ve zararları üzerine çıkmış haberler ve akademik yayınlar?
- Kanal İstanbul’un, uluslararası ölçekte faydaları ve zararları üzerine çıkmış haber, görüş ve akademik yayınlar?
Aldığım cevaplardan gördüğüm kadarıyla faydadan çok zararlarını anlatan rapor ve uzman görüşleri mevcut:
- İlk başta, Kuzey Ormanlarının yok olması, su kaynaklarının zarar görmesi, İstanbul’a su sağlayan iki önemli barajının çok ciddi tehlike altına girmesi,
- Çok ciddi oranda nüfus artışına sebep olacağı, sosyo - ekonomik açıdan olası olumsuz etkileri, nüfus artışına bağlı altyapı sorunlarının artacağı,
- Uluslararası deniz ticareti açısından, Türkiye’nin Montrö Boğazlar Anlaşmasına bağlı olarak kontrolünü kaybetme riskinin olduğu ve pek çok açıdan Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit edebileceği,
- Bölgenin coğrafyasını etkileyerek deprem riskini arttıracağı
İlginçtir ki, ülkemizde çok sayıda görüş ve rapor olmasına rağmen yabancı basında Kanal İstanbul’ un zararlarından bahseden pek bir haber yok. Karşıma çıkanlar, sadece National Geographic ‘in çevre üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsettiği bir yazı,
Foreign Policy dergisinde Montrö Boğazlar Anlaşmasının stratejik ve jeopolitik açıdan incelendiği, ama herhangi bir olası zarardan bahsedilmediği bir yazı,
Washington Post gazetesinde de, yine çevresel olumsuz etkilerden bahseden ve konuyu gemi kaptanlarının Kanal İstanbul’dan geçme konusundaki isteksizliklerine indirgeyen bir yazı…
Yine ilginçtir ki, Amerikan, Çin ve İsrail basınında bu konuyla ilgili övgü dolu haber ve yazılar mevcut. Bu faydalar, uluslararası deniz taşımacılığına olumlu artışlar sağlaması, İstanbul Boğazı geçişinin gemiler açısından riski azaltacağını şeklinde anlatılmış.
Yukarıdaki soruların aynısını siz de internete, yapay zekaya sorarsanız bu raporlara ve haberlere ulaşabilirsiniz. Hepsini burada tek tek anlatmak ve paylaşmak mümkün değil çünkü dediğim gibi çok önemli, kapsamlı ve derin bir konu…
Bütün okuduklarımdan sonra anladığım, Kanal İstanbul’un faydaları ve zararları konusunda ortak olunan tek bir sonuç var.
O da bu projenin ekonomik açıdan çok büyük bir rant yaratacağı…
Kanal İstanbul’u yıllardır hem bir şehir plancısı olarak, hem bir emlak danışmanı olarak, en önemlisi de sade bir vatandaş olarak takip ediyorum ve henüz pek bir şey bilmiyorum.
O yüzden bazı sorularım var:
Söz konusu bu ekonomik rant, en çok kime, neye ve ne şekilde fayda sağlayacak?
Bu projeye karşı çıkanlar hangi amaçla karşı çıkıyor? Projeyi savunanlar hangi amaçla savunuyor?
En çok karşı çıkanlar kimler? En çok savunanlar kimler?
Şu anda Kanal İstanbul çevresinde, mahkeme kararlarına rağmen yapılan projelerden emlak satın alan müşteri kitlesi kim?
Arap ülkelerinde yayınlanan ve Kanal İstanbul’ u tanıtan proje reklamları neden her geçen gün artıyor?
Bölgede “ arsa toptancısı” diye yeni bir iş kolu oluştuğunu duydum, doğru mu?
Emlak piyasasında, bu bölgede kısa sürede yüksek artış gösteren arsa ve arazi fiyatlarından kazanç sağlayan kişi ve kurumlar kimler?
Bu bölgede kamulaştırılan arazilerin sahiplerinin, çiftçilerin hakları da projeyi savunanlar tarafından korunuyor mu?
Projenin çeşitli tanıtımlarında geçen “yeşil şehir “, “akıllı şehir”, “sıfır karbon” gibi söylemler var. Öte yandan TBMM de geçen hafta imzalanan İklim Yasası var. İklim Yasası iyi niyetli bir yasa ise, Kanal İstanbul’ un yaratacağı ve raporlarda geçen bütün olumsuzluklarla ikisi tamamen birbirine zıt görünüyor.
Peki o halde, bu yasaya rağmen Kanal İstanbul nasıl uygulanacak? İklim yasası Kanal İstanbul için kullanılan bir pazarlama aracı mı olacak?
Bu projenin yapımı nasıl ve kim tarafından üstlenilecek? Mesela uluslararası şirketler mi yapacak? İstanbul Havalimanı veya Yavuz Sultan Köprüsü gibi geçiş garantisi mi olacak? Eğer bu şekilde yapılacak ise ve yeterli geçiş olmaz ise, bu garantinin bedeli nasıl ödenecek?
Montrö Boğazlar Anlaşmasında olduğu gibi Kanal İstanbul için de bütün kontrolü T.C mi sağlayacak? Projenin yönetimi nasıl olacak?
Yerli ve milli mi olacak?
Ekolojik, çevresel açıdan oluşturacağı zararlara karşı alınması planlanan bilimsel önlemler var mı?
Uluslararası deniz ticareti artacak ise neden artacak?
Mesela bunun Ukrayna’daki değerli madenlerle veya Doğu Akdeniz petrolleriyle bir ilgisi var mı?
Amerika, Çin, İngiltere ve İsrail bu projeyle neden bu kadar ilgili?
Rusya bu proje için ne düşünüyor?
Çin’in dünyada pek çok limanı satın almasıyla Kanal İstanbul’un herhangi bir ilgisi var mı?
Dediğim gibi… Cevapları bilmiyorum, aklıma geleni soruyorum. Açıkçası hem başlık, hem bu soruların yapay zekaya sorulması gerektiğini düşünmüyorum. Lütfen siz de aklınıza gelebilecek bütün soruları sorun.
“ Çanakkale geçilmez “, peki ya Kanal İstanbul?