Muhalif. Özel/ Hülya Özmen
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmelerinde 'uyuşturucu ticareti' açıklamalarını hedef alarak, kendisine "İspat etmeyen şerefsizdir" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında 200 bin TL'lik dava açarken, bakanların Meclis’teki söz ve eylemlerinden dolayı dokunulmaz olup olmadığı tartışma konusu. CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, Bakanların sorumluluklarını düzenleyen hükümlerin, Türkiye’de başkanlık sistemine geçişle birlikte ilga edildiğine ve istisna dışında sorumsuz hale getirildiğine dikkat çekiyor. Tanal, “Şu anda bakanların TBMM’ye karşı sorumlulukları yoktur. Mevcut olan sistemde bakanların Cumhurbaşkanına karşı sorumlulukları vardır” diyor.
Meclis soruşturması için salt çoğunluk
Bakanlar hakkında görevleriyle ilgili olarak suç işledikleri iddiasıyla, Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun, yani 301 milletvekilinin vereceği soruşturma açılması istenebiliyor. Mevcut Meclis aritmetiğinde muhalefet partilerinin görev suçu işledikleri iddia edilen bakanlara ilişkin verecekleri Meclis Soruşturması önergesiyle soruşturma açılması mümkün görünmüyor.
2023 yılı bütçe maratonunun 18 Kasım 2022 günü İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların yüksek gerilim hattında geçen görüşmeleri, atanmışlar ile seçilerek Meclis üyesi olan milletvekilleri arasında yaşanan kopukluğun boyutunu ortaya koydu. Karşılıklı laf atmaların ve ikili diyalogların kesilmediği görüşmelere, Bakan Soylu’nun muhalefete ağır sözleri damgasını vurdu.
Bütçe, Aralık ayından itibaren Genel Kurul gündemine taşınacak. Bütçenin komisyon görüşmelerini yakından takip eden CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, Muhalif’in bakanların Meclisteki konuşmaları ve eylemlerinden dolayı sorumlu olup olamadığına ilişkin sorularına yanıt verdi. Konuyu Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş ve sistemlerin karşılaştırılması yönüyle yanıtlayan Tanal’ın açıklamaları şöyle:
ŞU ANDA BAKANLARIN TBMM’YE KARŞI SORUMLULUKLARI YOKTUR
16 Nisan 2017 referandumuyla onaylanan 21 Ocak 2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. maddesi uyarınca, 1982 Anayasasının 112. Maddesi, “Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup, ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur” şeklindeydi. Bakanların sorumluluklarını düzenleyen hükümler, Türkiye’de başkanlık sistemine geçişle birlikte ilga edilmiştir. Yani kaldırılmıştır, yok sayılmıştır. İstisna dışında sorumsuz hale getirilmiştir.
Şu anda bakanların TBMM’ye karşı sorumlulukları yoktur. Mevcut olan sistemde bakanların Cumhurbaşkanına karşı sorumlulukları vardır.
KOMİSYON SALONUNDA SİYASİ MESAJLAR VERMEYİ TERCİH ETMEKTEDİR
Kendilerini Meclis’e karşı sorumlu hissetmeyen bakanlar, keyfi hareket etmektedir. Meclis’teki bütçe görüşmelerinde bu keyfiliği görmekteyiz. Komisyona gelen bakanlar, bütçeden uzak konuşmalar yapmaktadır. Bakanlar, milletvekillerinin sorularına cevap vermek yerine komisyon salonunda siyasi mesajlar vermeyi tercih etmektedir. Kürsüden muhalefeti hedef alan konuşmaları tercih eden bakanlar, cumhurbaşkanına ise her fırsatta bağlılıklarını bildirmekte, övgüler yağdırmaktadır.
BÜTÇE KONUSU TAMAMEN CUMHURBAŞKANININ KEYFİLİĞİNE BIRAKILDI.
2017 tarihli Anayasa değişikliği sonrası hayata geçirilen Tek Adam sistemiyle Meclis’in, yani yasama organının, bütçeyi denetleme, keyfiliğe engelleme hakkı elinden alındı. Bütçe konusu tamamen Cumhurbaşkanının keyfiliğine bırakıldı.
‘Türk Tipi’ dedikleri başkanlık modeliyle birlikte denge ve denetleme fonksiyonu kaldırıldı. Bu sebeple Meclis’teki bütçe görüşmelerinde bakanlar arasında kim daha fazla Cumhurbaşkanına yağ çekerse, kim daha fazla muhalefete hakaret ederse bir daha atanır, bu konuşma referansı olur anlayışı var. Bu anlayış da bütçe görüşmelerinin verimsiz, kalitesiz geçmesine sebep olmaktadır.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ev sahipliği yaptığı Cumhurbaşkanlığı bütçesinin sunuşunu, normalde Cumhurbaşkanının yapması gerekiyor. Ancak başkanlık sistemine geçişten bu yana 5 bütçe görüşmesi gördük. Hiçbirinde Cumhurbaşkanı gelmedi. Bütçe sunumu hep Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından gerçekleştirildi. Genel Cumhurbaşkanı Yardımcısı da bütçeye dair teknik bilgi vermek yerine Cumhurbaşkanı edasıyla siyasi nutuklar atıyor, muhalefete ayar vermeye çalışıyor.
MECLİS SORUŞTURMASI ÖNERGESİYLE SORUŞTURMA AÇILMASI PEK MÜMKÜN DEĞİL.
Belirttiğimiz gibi bakanlar yalnızca cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Bakanlar hakkında görevleriyle ilgili olarak suç işledikleri iddiasıyla, Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun, yani 301 milletvekilinin vereceği soruşturma açılması istenebiliyor. Mevcut Meclis aritmetiğinde muhalefet partilerinin görev suçu işledikleri iddia edilen bakanlara ilişkin verecekleri Meclis Soruşturması Önergesiyle soruşturma açılması pek mümkün değil. Ancak seçim sonrası yeni Meclis dağılımıyla bu durum mümkün olabilir.
Yine eski sistemde seçim kararı alındığı zaman Bakanlar Kurulu, seçime göre yeniden şekillenirdi. Şekillenmeden kasıt, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları görevlerinden çekilirdi. Yerlerine TBMM’deki bağımsız milletvekilleri, Meclis dışındaki bağımsız ve tarafsız kişiler, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Ulaştırma Bakanı olarak görevlendirilirdi. Söz konusu kişilerin bakanlık görevleri, seçim sonrası yeni bakanlar yemin edip göreve başlayana kadar devam ederdi. Artık mevcut sistemde böyle bir seçenek yok. Atanmış bakanlar, kendilerine tanınan imkânlarla iktidarın seçim propagandasını yapıyor.
---