Muhalif. Özel / Nursun Erel
Cumhurbaşkanının TBMM’de açıkladığı “14 Mayıs” seçim tarihi için hukukçular, “Bu kararın ne şekilde? Ve kimler tarafından alınacağı?” sorularına dikkat çekti.
Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak TBMM’de en az 360 oyla alınacak bir seçimleri yenileme kararı ile bir kez daha aday olabiliyor, ancak Cumhur İttifakının sandalye sayısı buna yetmiyor.
Anayasaya göre, Cumhurbaşkanının da seçimleri yenileme yetkisi bulunuyor, ancak bu taktirde de kendisi yeniden aday olamıyor. O halde bu teklif meclis gündemine nasıl getirilecek? Altılı masa bu teklifi nasıl karşılayacak? Ankara’da şu an bu tartışma siyasi gündemi oluşturuyor.
—-Cumhurbaşkanı ismini değiştirsin—
“14 Mayıs 2023’de seçim yapılabilir mi, yapılırsa neler olabilir?” Soruları üzerinde Yargıtay eski savcısı ve YARSAV kurucu başkanı Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu ile konuştuk. Eminağaoğlu, Cumhur ittifakı tarafından yürütülen sürecin tümüyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bir kez daha aday olabilmesi” için formüller aramak üzerine kurgulandığına dikkati çekerek ilginç bir öneride bulundu:
”Cumhurbaşkanı Erdoğan bence ismini değiştirsin, ancak bu şekilde yeniden aday olabilmesinin çaresi bulunur. Şaka bir yana, bütün süreç, arayış ve geliştirilen formüller bu hedefe yönelmiş durumda, şimdi bir de -seçimlerin güncellenmesi- formülünü ortaya attılar. Siz Anayasa’yı baştan sona bir okuyun bakalım, böyle bir ifade var mı? Yok ama -güncelleme- diyerek adeta, sanki erken seçime gidilmemiş, veya Cumhurbaşkanı da seçimlerin yenilenmesi kararını almamış da bir güncelleme yapılmış ve böylece bir kez daha seçimlere gidilerek Erdoğan’ın adaylığı mümkün olacakmış gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Anayasada olmayan bir kavrama sarıldılar. Bunun yerine en kolayı Sayın Erdoğan’ın ismini değiştirip bambaşka bir adaymış gibi ortaya çıkmasıdır.”
—-Olasılıklar üzerine—
Eminağaoğlu, 14 Mayıs tarihi ile ilgili diğer olasılıkları da değerlendirdi:
TBMM KARARI: Meclise erken seçim kararları, iktidar partilerinin oyu yetmediği dönemlerde, hep bir uzlaşı arayışı içine girilerek, konu TBMM'nin önüne yeter sayıyı bulan partilerin ortak imzası ile getirilmiştir. 2018'e bakarsak, AKP-MHP ittifakı, kimseye ihtiyacı olmadığı için diğer partilere hiç söz hakkı tanımadan TBMM'de seçim kararı almıştı.
Bu kez Cumhurbaşkanının 14 Mayıs için öne sürdüğü seçim kararı için teklifi kim getirecek?
Altılı masadan destek isteyecekler mi? Yoksa tek başlarına mı getirecekler? Tek başlarına getirirlerse sayıları yetmez, o halde -muhalefet seçimden kaçtı- argümanını mı savunacaklar? Peki o zaman Cumhurbaşkanı mı bu kararı meclisin önüne koyacak? Altılı masanın bugüne kadar savunduğu argüman belli, -biz eski seçim yasasının geçerli olacağı bir tarihe (Nisan) kadar karar alınması halinde varız- demişlerdi, sanırım bu tutumlarından dönmeyeceklerdir.
CUMHURBAŞKANI GETİRİRSE: Eğer seçimleri yenileme kararını Cumhurbaşkanı alırsa, o taktirde kendisi bir kez daha aday olamıyor, Anayasaya göre bu böyle. Ama bu konularda da ince matematik formülleri üretme çabasındalar. Yani -türban yasasını da seçime denk getirelim, ortaya 3. Bir sandık koyalım- diye… Şimdi bir de bu güncelleme söylemini ortaya attılar oysa güncelleme Anayasada olmayan bir kavram.
YSK NE DER?: Bütün bu arayışların sonucunda bir formül üretecekler ve onu YSK’ya götürecekler, eğer YSK Anayasaya yasalara uymayan bu formüle evet derse ne olur? Söz YSK’da… Bilmem artık ne olur, kaos mu olur?
