Bu seçim artık tamam denilmişti,
Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde.
Kaybetme ihtimali yok, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşına kimi çıkarsak kazanılır deniliyordu.
Ama hataya mahal olmaması açısından anketlerde büyük farkla önde çıkan büyükşehir belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’ın Altılı Masa’nın adayları olması isteniyordu.
Halkın isteği ve kamuoyunun beklentisi de bu iki isim üzerinde birleşmişti.
Ama beklentiler vuku bulmamış masanın adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmuştu.
Bu süreçte Meral Akşener’in masadan kalkıp yeniden dönmesi gibi olaylar yaşansa da sonuç olarak muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu idi.
Ve seçimde Kılıçdaroğlu’nu seven, sevmeyen herkes birleşerek yüzde 48 oranına ancak ulaşılabildi. Bu oy oranını Kılıçdaroğlu’nun alabileceği maksimum oy oranı olarak da görebiliriz. Çünkü bir muhalefet partisinin iktidara karşı kazanma şansının en yüksek olabileceği seçimdi bu seçim aynı zamanda.
13 yılda 10 seçim kaybedilmiş, son olarak ise en kazanması muhtemel seçimden de mağlubiyetle çıkılmıştı.
Yani bu ortama ve bu şartlara rağmen bile seçim kazanılamıyorsa ileride bir seçim zaferinden bahsetmek hayalcilik olacaktı.
Buna karşın Sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlık görevini bırakmayı aklına dahi getirmedi.
Tabii doğal bir akış da var. Parti’nin olağan kongresi geldi çattı. Karşısında rakip olarak 10 yılı aşkın bir süredir yol arkadaşı olan Grup Başkanı Özgür Özel vardı.
Özel’in parti için mottosu ‘değişim’di.
Pek de bir değişim olmadığını düşününler gibi değişimin iyisi kötüsü olmaz diyenler de vardı.
Türkiye’de bir siyasetçinin parti içi düzeni oturtmuşken iç seçimle gideceğini düşünmek pek de gerçekçi gelmiyordu.
CHP tarihinde ilk defa bir genel başkan kurultayda yarıştığı rakibine yenilerek koltuğunu bırakmak zorunda kaldı.
Özgür Özel’in CHP için nasıl bir yol çizeceğini zamanla göreceğiz…
Nasıl bir ‘değişim’ yaşanacağını, ve ‘değişim’ ile kastedilenin ne olduğunu.
Üzücü kısım ise tüm kaybedilen seçimlere rağmen Kılıçdaroğlu’nun finali bile güzel yapamamasıydı…
Son cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, “Elimden gelen buydu, başaramadım” diyip istifasını verebilirdi.
Kurultaya gitmeden bırakabilir. Yeni genel başkanın kim olacağını partinin karar vermesini de tercih edebilirdi.
Hadi bunlar olmadı,
Cumartesi gecesi ilk tur geride kaldıktan sonra kurultayı kaybettiği neredeyse kesinleşmiş, güzel bir kapanış fırsatı eline gelmişti.
İkinci tura gerek yok diyerek sahneye çıkıp Özgür Özel’in elini havaya kaldırabilirdi.
Ama finali yapabileceği en kötü şekilde yaptı. İkinci tur oyunu kullandı ve arabasıyla çekip gitti.
Yıllardır yol arkadaşı olan Özgür Özel’e sahnede tebriklerini sunmak yerine sosyal medyadan sade bir mesaj yazdı.
Sözün özü şu:
“Filmin sonu bu kadar kötü olmamalıydı…”
