Oğuz Büber – Muhalif Analiz
“Gocunan gocunsun, hoplayan hoplasın. Diyorum ki; terör musibeti bitecek, kardeşlik bilenecek, Türk Milleti rahat bir nefes alacak. Milli birlik ve beraberliğimizin sancağı herkesi gölgesinde toparlayacak. Doğudan batıya, kuzeyden güneye türkülerimiz söylenecek. Oyun havalarımız çalınacak, eller birleşecek, kem gözler def edilecek, kekik kokulu dağlarımızda papatyalar toplanacak.
Şimdilerde kardeşlik türküleri söylüyor MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Bu satırlar da, dün gerçekleştirdiği Meclis grup toplantısı konuşmasından.
Oysa bundan 10 yıl önce MHP lideri ‘Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir’ düşüncesindeydi ve MHP resmi hesabının 2013-2015 yılları arasında yürütülen ilk çözüm süreci için paylaşımında şu ifadeler yer alıyordu:
“MHP’nin milletle kucaklaşmasını gölgeleyebilmek için sinsi planlar hazırlayan AKP, Nevruz’un ihanet gösterilerine dönüştürülmesi ve isyan provaları yapabilmesi için, PKK uzantılarıyla tam bir işbirliği yapıyor. AKP hükümeti, bebek katili için sekretarya oluşturup, 5 kişiden oluşan PKK unsurları heyetini İmralı’ya gönderdi. Heyet, bebek katilinden aldığı ihanet manifestosunu, Diyarbakır’da okuyacak.”
Kaderin cilvesi olacak ki yeni sürecin başlangıcı da Bahçeli’nin ‘Öcalan gelsin terörün bittiğini, örgütün tasfiye edildiğini DEM Parti grup toplantısında açıklasın’ minvalinde açıklamasından sonra oldu.
Fakat bir problem var. Yeni çözüm sürecine dair ya da iktidar medyasının ifadesiyle ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine dair bir bilgi paylaşılmıyor.
Dışarıya sunulan önerme ‘Siz terörün bitmesini istemiyor musunuz?’ şeklinde oluyor sadece.
Barış olmasını kim istemez. En kötü barış savaştan, çatışmadan iyidir. Ama hemen şu da akla gelmiyor değil. Zaten 3 yıl kadar önce, ‘teröristlerin ayakkabı numarasına kadar her şey bilinmiyor muydu?
Biten terör yeniden mi ortaya çıktı yani?
İmralı’ya giden DEM Partililerden Sırrı Süreyya Önder, “Önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz” diyor ama bunun sebebine dair bir bilgi paylaşılmıyor.
DEM Parti heyeti, sıra sıra diğer siyasi partileri geziyor ve her görüşme sonrasında basın toplantısında herhangi bir bilgi verilmeden insanlar dağılıyor…
Süreçte söylem bakımından iktidar tarafında MHP ön plana çıkarılsa da, AK Partinin onayı ya da ön ayak olmaması durumunda bu konuların gündeme gelmesi düşünülemezdi tabii ki.
Bu kadar önem atfedilen konuyu ana akım medyanın gazeteleri manşetten vermiştir değil mi?
Ama görüyoruz ki, manşetlerden anladığımız kadarıyla süreç pek de önemli görülmüyor. DEM Partinin AK Partiye ziyareti bile küçük bir sütundan ancak veriliyor. Birçok gazetenin ilk sayfasında yer bulmuyor bile.
Yani yeni sürece ilişkin resmi açıklamaları değerlendirme gibi bir şansımız olmuyor, ancak kulis dedikodularına göre varsayımlar üzerinden yorumlarda bulunabiliyoruz.
Nasıl mı?
Bir örnek vermek gerekirse, TGRT Ankara Temsilcisi Fatih Atik’in iddiasına göre Öcalan’ın isteklerinden biri şuydu:
“Taleplerinden birisi yeni hayat kurmak. Öcalan ev hapsine çıkıp evlenmek istiyormuş. Abdullah Öcalan yeniden bir hayat başlangıcı yapmak istediğini devlet yetkilileriyle paylaşmış.”
Ne diyelim? Süreçle ilgili paylaşılan bir bilgi de yok. Halkın geçinme sorununu askıya alıp terör örgütü liderine gelin mi bulması isteniyor acaba?