Buket TOPAKTAŞ
“Yuvarlaktan bir annem vardı benim… Kareden bir babam, vahşetten ağabeylerim. Keşkelerden kız kardeşlerim…” diye yazıyor “Deli Kadın Hikayeleri” kitabında Mine Söğüt, feminist yazar Simone de Beauvoir ise “Kadın olunmaz, kadın doğulur” diyor.
Çünkü kadınların her toprakta, her coğrafyada, tarihin dününde ve bugününde var olma mücadelesi verdiğine tanık oluyoruz.
Bir kadında can bulan kadınların hayata gözlerini açtıkları ilk andan itibaren toplumsal cinsiyet rolleriyle karşılaştıkları bir dünyadayız.
Kadınların sevmeleri gereken renklerin, giymeleri gereken kıyafetlerin, düşüncelerinin, hislerinin, yaşamdan beklentilerinin, bütün benliklerinin belirleyicisi toplumsal cinsiyet rolleri.
Ev, iş, okul, sokak, medya… bu roller kadınların her yanını her yerde sarmış bir durumda.
Toplumsal cinsiyet rollerinin doğurduğu toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınları, erkeklerden sonra ikincil bir konuma itmekte…
KADINLAR, "KADIN" OLDUKLARI İÇİN ÖLDÜRÜLÜYORLAR!
Kadınların söz söyleme hakkının bulunmadığı toplumlarda eşitsizlik karşısında duran kadınlar kimi zaman “Cadı” olarak görülerek yakılırken kimi zaman “Deli” denilerek toplumdan soyutlanıyorlar.
Kadınlar hayatlarında psikolojik, fiziksel, ekonomik her türlü şiddete maruz kalıyorlar.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğu her yerde “Ölüm” ve “Kadın” yan yana…
Kadınlar, erkekler tarafından “Kadın” oldukları için öldürülüyor!
Katil kimi zaman baba, koca, ağabey kimi zaman oğul, komşu…
Katil ekmek aldığımız fırıncı, meyve aldığımız manav, muayene olduğumuz doktor, süt aldığımız bakkal…
Bizden, sizden, onlardan… Katil selam verdiğimiz herhangi bir erkek!
Her ideolojiden, sınıftan, dilden, dinden, kültürden kadınlar her an öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya!
TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK
Kadına biçilen roller bütün dünyada hayatı kadınlar için zorlaştırıyor.
Türkiye gibi erkek egemen toplumlarda ise kadınlar için yaşam daha da zor…
Siyasilerin söylemlerinden, toplumun kadına olan bakış açısından cesaret alan erkekler aşk, kıskançlık, namus gibi bahanelerin arkasına sığınarak 2020 yılında Türkiye’de 300 kadını öldürdü.
İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 Sayılı Kanun’un etkin bir biçimde uygulanmaması, bir insanı öldürmenin bahanesi olmamasına rağmen erkeklerin mahkemelerden “İyi hal” indirimleri almasına neden oldu.
KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınlar için işte bu noktada büyük önem taşımakta.
Kendi hayatlarını yaşamak isteyen ve öldürülen kız kardeşleri için adalet isteyen kadınlar her gün verdikleri eşitlik ve yaşam mücadelesini 8 Mart’ta birlikte bir daha haykırıyorlar.
Ortaçağ’da yakılamayan cadıların torunları, her 8 Mart’ta görmek istemeyen gözlere çokluğuyla, duymak istemeyen kulaklara alkışları, zılgıtları, sloganlarıyla… Anlamak istemeyen zihinlere ise direnişin gücüyle “Özgürlüğümüzü Kazanacağız” diyorlar!
SANATÇILARDAN 8 MART MESAJLARI
“Neden hiç büyük kadın sanatçı yok?” diye soruyor Linda Nochlin…
Çünkü kadınların eşitlik mücadelesi verdiği alanlardan bir tanesi de sanat dünyası.
Sanat dünyasında erkekler sadece yetenekleriyle anılırken kadınlar için aynı durum söz konusu değil.
Kadınlar, sanat dünyasında süregelen ve her söylemde kendini yeniden üreten eşitsizliklerle mücadele içinde…
Kadınlar için her gün mücadele günü olsa da 8 Mart’ın önemi büyük.
Kadın sanatçılardan Ceylan Ertem, Öykü Karayel, Bennu Yıldırımlar, Dilara Sakpınar, Ceren Moray ve Melike Şahin’le 8 Mart hakkında konuştuk.
“SESSİZLERİN SESİ OLMAYA DEVAM”
Şarkıcı Ceylan Ertem, kadın cinayetlerine ve LGBTİQ+ bireylerin yaşadığı şiddete dikkat çekti.
Ertem, "Usanmadan, yorulmadan hak savunmaya ve sessizlerin sesi olmaya devam etmeli" diyerek kadın mücadelesi için çağrıda bulundu.
Ceylan Ertem'in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajı şu şekilde:
"Şu saniye bile kaç kadın tecavüze uğradı, kaç kadın cinayete kurban gitti bilmiyoruz bu coğrafyada. İllâ bir şiirde, bir şarkının içinde, bir fotoğrafta, bir videoda “Bu böyle olmasın, durun, yeter artık!” diye işaret etmek, dikkat çekmek, isyan etmek gerekiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na desteklerimiz çok önemli. Ve elbette LGBTİQ+ bireyleri ve onların gördükleri şiddeti de asla unutmayalım. Usanmadan, yorulmadan hak savunmaya ve sessizlerin sesi olmaya devam etmeli."
EŞİTSİZLİĞE KARŞI EYLEME GEÇİLMELİ
Oyuncu Öykü Karayel, 8 Mart mesajında, toplumsal cinsiyet rollerine değindi.
Karayel, cinsiyet ayrımının sadece dillerden değil zihinlerden ve yüreklerden de silinmesi gerektiğini vurguladı.
Öykü Karayel, 8 Mart ve kadın mücadelesi hakkında şöyle konuştu:
"Umalım ki; cinsiyet ayrımının sadece dillerimizden değil; zihinlerimizden ve yüreklerimizden de silindiği, toplumdaki bütün yetkili mercilerde ve her türlü sektörde faaliyet gösteren kişilerin suni, göstermeci bir tavır sergilemek yerine cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak adına sorumluluk almaktan kaçınmayıp eyleme geçtikleri zamanlar çok yakın olsun."
“KENDİN İÇİN ADIM ATMAKTAN KORKMA!”
Besteci Dilara Sakpınar, 8 Mart mesajında Türkiye’de kadın olmanın zorluğuna değindi.
Sakpınar, "Kadınların gücünün, iradesinin, motivasyonunun, dayanışmasının, çabasının yarattığı müthiş kudret, geriye kalan tüm zorlukların üstünde ve geriye kalanların daima aynası olması, kadın olduğuma sevindiriyor ve güçlü hissettiriyor!" dedi.
Dilara Sakpınar'ın 8 Mart mesajı şu şekilde:
"Türkiye’de kadın olmak ne yazık ki ekstra bir mücadele. Sokakta, evde, iş yerinde, otobüste, metroda, parkta, sahnede... Eşitsizlik, erkek egemen ve baskı ile yönetilen; kadın tacizlerinin, tecavüzlerinin, cinayetlerinin her geçen gün arttığı ve maalesef çok az destek gördüğü sözde demokratik bir ülkede kadın olmak hiç de kolay değil. Fakat yine kadınların birbirine destek olduğu, birbirine güç verdiği, kurduğu çeşitli platformlarla hukuksal ortamlarda da attığı adımlarla, kadınların gücünün, iradesinin, motivasyonunun, dayanışmasının, çabasının yarattığı müthiş kudret, geriye kalan tüm zorlukların üstünde ve geriye kalanların daima aynası olması, kadın olduğuma sevindiriyor ve güçlü hissettiriyor!
“Hususi günler” benim pek ilgimi çeken günler değil fakat özellikle böylesine karmaşık bir ülkede, “Kadınlar Günü”nün olması ve kutlanması, bazı şeyleri vurgulamak adına önemli olduğunu düşünüyorum. Yoksa benim için her gün kadınlar günü, her gün anneler günü, her gün 1 Mayıs, her gün LGBTİ günü, her gün her dinler günü, her gün hayvanlar günü, her gün doğa günü!
Kadınlara naçizane şunu söylemek isterim: Her halinle güzelsin ve kuvvetlisin. Önce kendi değerini bil, sonra hepimizin. Haklarının farkına var ve arkasında dur. Sesini daima çıkar, yardım almaktan, anlatmaktan, paylaşmaktan çekinme, kendin için adım atmaktan korkma!"
“DEYYUS MERDİVENLERİ KULLANSIN”
Şarkıcı Melike Şahin, 8 Mart mesajında kadın mücadelesinde kız kardeşlik olgusunun önemini vurguladı.
Şahin, kadın mücadelesinde favori sloganının, "Topla saçlarını Rapunzel, deyyus merdivenleri kullansın!" olduğunu belirtti.
Melike Şahin'in, 8 Mart hakkındaki düşüncelerini şu şekilde açıkladı:
“8 Mart içimi coşturan bir gün. Misal şu hayatta en güçlü hissettiğim yerlerden biridir Feminist Gece Yürüyüşü, yan yana olmanın değerini kalbimin ta ortasında hissederim. Bu sene dövizsiz yürüyoruz ama geçen yıllardan favori dövizimi tekrar hatırlamak isterim: "Topla saçlarını Rapunzel, deyyus merdivenleri kullansın!" Ödediği bedellerin üzerinde kendini yeniden inşa etmiş tüm kız kardeşlerimin günü kutlu olsun."
BÜTÜN KADINLARA UMUT DOLU GÜNLER…
Oyuncu Bennu Yıldırımlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin mesajında bütün kadınlara umut dolu günler diledi.
Bennu Yıldırımlar’ın 8 Mart mesajı şu şekilde:
"İstanbul Sözleşmesi de dahil olmak üzere, kazanılmış haklarımızın hiçbirini kaybetmeyeceğimizden emin olduğumuz, umut dolu güzel günler diliyorum tüm kadınlara..."
“ASLA YALNIZ YÜRÜMEMEK ÜZERE”
Ceren Moray, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düşündüklerini videolu mesajla anlattı.
Bütün kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Moray, videolu mesajında sözlerini "Asla yalnız yürümemek üzere!" diyerek sonlandırdı.
Ceren Moray'ın Muhalif'le paylaştığı 8 Mart videosu: