İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7658 %0.04
37,3895 %-0.39
102.575,56 %-0.5
3.153,57 0,09
Ara
Muhalif. SAĞLIK Haberlere Maruz Kalmış Çocuklara Savaş Nasıl Anlatılır?

Haberlere Maruz Kalmış Çocuklara Savaş Nasıl Anlatılır?

Haberlere Maruz Kalmış Çocuklara Savaş Nasıl Anlatılır?

Okunma Süresi: 3 dk

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Egen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş,  savaş ile ilgili haberlere maruz kalmış bir çocuklara savaşın nasıl anlatılacağı hakkında bilgi verdi.

Çocuk ve Egen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, “En önemli noktalardan bir tanesi kavramlar ilgili açık ve çocuğun anlayabileceği bir şekilde konuşmaktır. Onun endişelerini anladığını anne babanın dile getirmesi ve çocuğa güven vermesi çok önemli. Çocuğun kaygılarını çok önemli ölçüde bu durum azaltır ve onunla birlikte haberleri izleyerek belki birtakım görüntülerden çocuğu uzak tutarak, çocuğu korumak anne babanın en önemli görevlerin başında gelir.” dedi.

Ergenler de küçük bir çocuk gibi bu görüntülerden etkileniyor

Özellikle ergenlik döneminde çocukların savaş ile ilgili haberlerle doğrudan ilgilenebileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, şöyle devam etti:

“Aslında politik sorular bile sorabilirler. Kendi görüşünü anne babasının görüşleriyle kıyaslamak isteyebilir ve hatta tartışmak isteyebilir. Anne babanın aslında bu konularda ergenler ile konuşması, konuşmaktan çekinmemesi hatta onu dinlemesi, yargılamaması, eğer kendisi gibi düşünmüyorsa, başka bir görüş bildiriyorsa kesinlikle yargılayıcı konuşmaması çok önemli.”

Ergenlerin de küçük bir çocuk gibi bu görüntülerden etkilendiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, “Savaş ortamında yaşayan çocuklar çok daha ciddi travma atlatıyorlar. Şiddete maruz kalmış çocuklar gibi onların da erişkinlik dönemine kadar devam eden, travma sonrası birtakım belirtileri gösterdikleri çeşitli araştırmalarla kanıtlanmış. Bu nedenle belki de çok uzun sürecek birtakım terapilere ve tedavilere ihtiyaç duyabiirler.” diye konuştu.

Tıpkı yetişkinlerin olduğu gibi çocukların da ruhsal dünyası yıkılıyor

Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, savaş gibi yetişkinlerin bile dehşete düştüğü, dehşet içerisinde kaldığı ve oldukça kötü etkilendiği şiddet ortamında çocukların elbette sadece ruhsal olarak etkilenmediklerini de belirterek, şunları anlattı:

“Çocukların temiz suya ulaşamadığı, temiz yiyeceklere ulaşamadığı, açlık, susuzlukla özellikle 5 yaş altındaki çocukların ölümle karşılaştığı savaş ortamında birinci öncelik elbette çocukların fiziksel olarak sağlıklı olmaları, hayatta kalmaları, temiz suya ve yiyeceğe ulaşmalarıdır. Fakat onların ruhsal dünyasında tıpkı yetişkinlerin olduğu gibi çocukların da ruhsal dünyasında savaş oldukça önemli yıkım etkisi yaratır. Özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda şiddet içerikli herhangi bir olayın hemen akabinde huzursuzluk, ağlama, her şeye aşırı tepki verme, hırçınlık, uykusuzluk, anne babanın dediklerine uymama, her şeyi reddetme gibi bir takım olumsuz belirtiler görülüyor.”

 Çocukları savaş haberlerinden uzak tutmak gerek

 Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, öncelikle 6 yaş ya da 7-8 yaş sonrası çocuklarla daha küçük çocuklar arasında fark olduğunu dile getirerek, şöyle anlattı:

“Ebeveynler olarak, çocukların soyut kavramları anlamadıklarını, savaş da soyut bir kavram olduğu için buna anlam veremediklerini, gördükleri her şeyi sorabileceklerini hiçbir zaman unutmamalıyız. Önemli olan onlara doğru bilgiyi vermek, onların anlayabileceği bir şekilde konuşmak, anlayabileceği dilden konuşmak ve onlara güven vermektir. Zaten ebeveynlerin kendilerini anladığını hissederse bir çocuk, kendisini güvende hisseder dolayısıyla kaygısı çok azalır. 

Ergenlik dönemi içinde aslında bu böyledir. Kendi görüşlerini geliştirmeye başladıkları için kişilik gelişimi ile birlikte ergenler bu konular ile ilgili tartışmak isteyeceklerdir. Kendi görüşlerini ortaya koymak isteyeceklerdir. Aslında anne babalar onları yargılamadan dinlemeli, onaylamasalar bile, kendi görüşlerine uymasa bile, yine de onları kesinlikle rencide etmeden, terslemeden dinlemeli, hak vermedikleri yerler olsa bile onları düzeltmeden sadece onların yanında olduğunu gösteren bir şekilde onlarla iletişim kurarak, aslında onlara destek olmak en iyi ebeveynlik işlevidir diyebiliriz.” 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *