Muhalif.Özel- Gülsüm Acıyan
Avukat Onur Cingil, "Validebağ Korusu" en önemli el değmemiş tek korusu diyerek sözlerine başlıyor:
Avukat Onur Cingil: "Validebağ Korusu 1999 yılının temmuz ayında 1’inci Derecede Doğal Sit Alanı statüsüne kavuşmuş ve Anadolu Yakası'nın Karaca Ahmet Mezarlığı'nı saymazsak tek, aynı zamanda da şehir içinde kalmış el değmemiş tek korusudur. Dolayısıyla hem Türkiye hem Avrupa hem de Dünya için çok önemli bir yer ve Dünya için önemli olan kısımlarından biri de Türkiye'de yaşayan 400 civarındaki kuşun 131'i bu koruda yaşıyor, 31 farklı kelebek çeşidi olan bir yer ve dünyada da kuzey güney ya da doğu batı yönünde herhangi bir kuş göç ediyorsa ve Türkiye'nin yakınından bir yerden geçiyorsa mutlaka Validebağ Korusu'nda bizim görmediğimiz hava yollarındaki sirkülasyondan ve hayvanların canlıların yüzyıllardır gelen içgüdüsel durumlarında burası bir göç yolu ve Validebağ Korusu'na geçmeden Türkiye'nin üzerinden bir kuş geçmez. Validebağ Korusu her açıdan çok önemli bir yer."
Avukat Onur Cingil: "Validebağ Korusu'nu 1’inci Dereceden Doğal Sit Alanı yapılmasını sağlayan ilk dilekçeyi veren buradaki Validebağ Gönüllüleri'dir"
"Burasının 1’inci Dereceden Doğal Sit Alanı yapılması o dönemki Altunizade Muhtarı Cafer Koç ve Validebağ Gönüllüleri Derneği, Validebağ'ın etrafındaki mahalleler, Validebağ Gönülleri onların şikayet dilekçeleriyle oluyordu. Kamuoyunda Üsküdar Belediye Başkanı tarafından büyük bir gaf yapılıyor bu konuyla ilgili ya da bilerek yalan söyleniyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın Belediye başkanlığı zamanında ilan edilen ve bizzat kendisi tarafından ilan edilen bir sit alanı değil zira buranın sit alanı ilan edildiği zaman Recep Tayyip Erdoğan hapishanedeydi, 1998 yılından hapse giriyor 1999 yılında burada 1’inci derece doğal sit alanı ilan ediliyor ve ilk dilekçeyi veren buradaki gönüllüler. Aynı zamanda burayı sit alanı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kararı verecek yetkisi o günde yoktu bugün de yok. Bakanlığa başvuruluyor, bakanlığın kurumları tarafından verilen bir karar var. Yani 1999 yılından bu yana tam 22 yıl geçmiş 1’inci derecede doğal sit alanı ilan edilmesinin halk tarafından istenmesi aslında bugünkü tartışmaları görerek istemişlerdi. Yani burası 1’inci derecede doğal sit alanı olmazsa 3-5 yıla kalmaz bir şekilde ranta açılır talan edilir yakılır bir şekilde burası yeşil vasfını kaybeder diye düşünmüşler. O günden bugüne 1’inci derecede doğal sit alanı olsa da bunu nasıl baypas ederiz her zaman tekrardan düşünülmüştür. Baktığımızda 1999 yılında bu dönemki hükümet yoktu bu dönemki düşünce de yoktu daha çevre duyarlı olan bir ideolojiye sahip bir parti vardı iktidarda. O zaman 1’inci derecede doğal sit alanı kararı alındı bu kararlar kolay kolay kaldırılmaz devletin hafızası ve devamlılığı vardır. Dolayısıyla ondan sonra gelen hükümet ve iktidar çevre politikası olmayıp buna mukabil rant politikası icra etmesinden dolayı bunu kaldıramayıp sürekli baypas eden etrafından dolanan şeyler yapıldı."
"Üsküdar Belediyesi mevcut Belediye Başkanı ikinci döneminde geldiği günden beri 2014 yılından beri seçim vaatlerinde bilgilendirme broşürlerinde her zaman inkâr eder bunları ama genel olarak bizim tespit ettiğimiz neler var? 1’inci bizim tespit ettiğimiz ben çılgın proje yapacağım dedi çılgın bir proje yapmak burada bir çılgının yapacağı bir şey zaten. Çünkü burası 1’inci derecede doğal sit alanı. Sonradan ben buraya HaytPark yapacağım dedi. Bizler de dedik HaytPark sonradan oluşturulan bir park yanılıyor olmayasınız burası zaten yüzyıllardır var olan bir park. 3’üncüsü ben buraya Cumhurbaşkanı'nın 2018'deki Millet Bahçesi projesini gerçekleştireceğim dedi Cumhurbaşkanı'nı dinleyerek Üsküdar Belediye Başkanı.”
"Tam bu sırada bizim hukuki mücadelelerimizde Validebağ Gönüllüleri her zaman kazandılar. Ama son bu mahkeme kararı var dediğimiz ilk dava 2018 yılındaki Millet Bahçesi Projesi'ni onaylayan Koruma Kurulu Karar’ına karşı Validebağ Gönüllüleri Derneği öncülüğünde bir dava açtık."
"Bu dava çerçevesinde bir bilirkişi geldi Validebağ Korusu'na ve bizim mücadele edemeyeceğimiz mahkeme heyeti öyle bir rapor hazırladı ki buraya bir müdahalenin Koru vasfını ortadan kaldıracağına 1’inci derecede doğal sit alanı vasfını bozacağı rapor edildi. Tam bu bilirkişi raporunun akabinde burasıyla ilgili olarak bu yıl içerisinde Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı yapıldı. Bu tip doğal sit alanlarıyla ilgili olarak normal planlar yapılmaz koruma amaçlı nazım imar planı yani kısaltılmışı KANİP olan planlar yapılır. Biz bu planı aldık inceledik bu arada Validebağ'ın bir planı olmasını isteyenlerdeniz."
"Çünkü 1’inci derecede doğal sit alanı ama bir müdahale yapılacaksa kim yapacak? ne yapacak? neye göre yapacak? nereler kullanılacak? neresi kullanılmayacak? bilimsel ölçekte bunların değerlendirilmesi gerekiyor o yüzden iyi niyetli bir plan beklerken tamamen kötü niyetli ve bizim koruma değil korumama planı dediğimiz bir plan yapıldı. Ama sonradan anladık halktan habersiz Koronavirüs şartlarında kapalı kapılar ardında çağrı usulüyle burada bir ihale yapılmış açık bir ihale değil. İhaleyi biz kamu ihale platformundan baktığımızda tamamen halka bir şey söylenmedi biz günlük nerdeyse bakıyorduk ama o dönemde Koronavirüs zamanında biz de epeydir bakmamıştık bir baktık ki aylar öncesinden bir şey yapılmış birkaç ay öncesinde bir ihale yapılmış. İhale yayına yeni girmiş ve burada içerisinde kilometrelerce yaklaşık 13 km'lik yol yapımı, 88000 m2 rulo çim serilmesi, yüzlerce aydınlatma direği betona monte, oturma grupları, amfi tiyatro, yoga alanı, 500 araçlık otopark, 100 m2'lik kapalı büfe ve büfe yapımına sınır koyulmamış 10 farklı yere 10 tane büfe yapılabilir. Bu aslında baktığınızda imara açmak hatta imara açmanın yolunu açmaktır. Böyle olunca biz bunların hepsine dava açtık. Bir gün arayla hem millet bahçesi projesiyle ilgili hem de planla ilgili hükmün durdurulması kararı geldi ardı ardına günlerce ve son karardan bir hafta sonra ihaleyle ilgili yürütmenin durdurulması kararı geldi. Yani mahkemeye dedik ki: sen burada millet bahçesi yapamazsın burada bir koruma kurulu kararı var, mahkeme ben onu durdurdum burada artık bir koruma kurulu kararı yok dedi. İkinci dava da dedik ki böyle bir planlama yapamazsın, ben bu planı durdurdum dedi. Üçüncüsünde de dedik ki bu ihaleyi yapamazsın ben bu ihaleyi durdurdum. Yani özetle üç davaya bakarsak plansız ihale olmaz koruma kurulu kararı olmadan da plan olmaz hepsi birbirine bağlı olmakla Validebağ Korusu'nda Üsküdar Belediyesi ya da herhangi bir belediye makam tarafından bir koruma kurulu kararı yeniden almadan yeniden bir planlama yapmadan doğru düzgün bir ihale ki buraya yapılacak ihale sadece çöplerin toplanması, anıt ağaçların tespit edilmesi, canlı yaşamının korunması ve ağaçların bakımı olabilir. Bu çerçevede yeni bir şey yapılacaksa yeni bir ihale açılacaktır."
"Üsküdar Belediye Başkanı doların yeşiline önem veriyor biz doğanın yeşiline önem veriyoruz"
"Yani burada anlatmak istediğim şey Üsküdar Belediyesi kendilerinin bahsettiği gibi kanun izin veriyor ben burada sadece çukur kapatıyorum sadece kurumuş otları yoluyorum diyerek ki bunların hepsi yalan da. Bunu bile yaptığı zaman Koruma Kurulu'ndan gidecek izin alacak. Diyecek ki Koruma Kurulu; teknik bir ekip kurulması lazım burası çok değerli bir yer buraya istediğin gibi giremezsin temizlik işçileriyle, herhangi bir güzide ilimizin köyünün merası değil burası bir koru demesi gerekiyor. Sultan Abdülaziz Köşkü var, Sultan Abdülaziz Padişah buraya ava geliyormuş ki av köşkü kurmuş oraya burada çok değil yani binlerce yıl olarak bakıldığında yüzyıl önce Abdülaziz burada ceylan geyik avlıyormuş ama şu an baktığımızda yaban hayatı çok az bir seviyeye geldi. Validebağ Korusu'nu valilere, kaymakamlara, emniyete anlatamadık Belediye Başkanına zaten anlatamadık anlatsak Üsküdar Belediye Başkanı bizimle aynı mantalitede değil çünkü doların yeşiline önem veriyorlar biz doğanın yeşiline önem veriyoruz. O yüzden anlayıpta anlamamazlıktan geliyor Üsküdar Belediye Başkanı. "
"Korular sadece insan kullanımına ait değildir tıpkı ormanlar gibi ve burada ufak bir müdahale ekosistemi bozar tüm yaşamı etkiler. Avrupa Kıta'sının son kalan yerine bakmak lazımken dün sabaha karşı 5'te buraya moloz döktü Üsküdar Belediyesi. Yani molozun içinde lavabo evyesi, klozet parçası, elektrik kabloları, cam, taş, asfalt parçası vardı. Bu zihniyetle yol almamız çok güç bu zihniyet derken aynı şeyi anlatamıyoruz anlamıyoruz maalesef. Koru niteliği itibari ile 1’inci derecede doğal sit alanı ve burada çok dikkatli davranmak lazımken burayı biz aydınlatalım koltuk koyalım demek bile teknik bir incelemeye tabii iken moloz döktüler. Bu anlamda mahkeme kararlarına uymayı her defasında kendilerine önerdik. Burada son olarak 10 Ağustos tarihinde Koruma Kurulu'nun verdiği bir karar var onu da her fırsatta önlerine koyduk. Ne diyor Koruma Kurulu; Tabiat Varlıkları Kurulu'na sor oradan gelecek değerlendirme sonrası işlem yap diyor ki olması gereken bu. Mahkeme kararları olmasa Koruma Kurulu kararı olmasa bunlar olmasa da burası 1’inci dereceden doğal sit alanı. "
"Burada "Jeotermal Arama" yapmayı bile düşündüler iki sene öncesinde sıcak su varmış da Jeotermal arayacağız. Ben yıllardır Üsküdarlıyım burada bir kaplıca görmedim. Üsküdar Belediye Başkanı ihale de otoparkın olmadığını, aydınlatma direklerinin olmadığını, aslında şu an mevcutta olan otopark olduğunu söyledi. Recep Tayyip Erdoğan burayı kendisinin sit alanı ilan ettiğini tekrardan söyledi. O kadar ilginç ki her şeyi inkâr ediliyor. Üsküdar Belediyesi ben molozları dökme videosunu paylaşmasaydım eğer o video benim elime geçmeseydi bu molozları biz dökmedik dökülenleri aldık diye tweet atan Üsküdar Belediyesi ve Belediye Başkanı büyük olasılıkla bu molozları Validebağ'ı koruyoruz diye orada duranlar döktü de derdi. Başından sonuna şeffaf olmayan samimiyetsiz bir süreç ilerliyor, Validebağ'ı kesinlikle bir şekilde talan etmek üzere yapılan bir ihale. Buna karşılık halkın dirayetli bir duruşu bizim hukuki olarak yaptığımız mücadeleler. Dökülen kamyon kamyon molozları ilk önce kurduğumuz insan zinciriyle ilk önce çöp konteynerlerine döktük daha sonradan o çöp konteynerlerinden dışarı atacağımızı söylediğimiz zaman da Üsküdar Belediyesi kendi döktüğü molozları geriye kalanını da almak zorunda kaldı. Halkın iradesiyle o molozlar geldikleri gibi gitti. "
Peki, bundan sonrasında Validebağ Korosu'nda ne olacak?
Avukat Onur Cingil: "Bundan sonra ne olacağına Üsküdar Belediye Başkanı ve Bürokratları karar verecek. Ama ben biliyorum ki bu yaptıklarına devam ederlerse bir şeyden eminim bugün ya da yarın bunu yapanların hepsi yargılanacak ve bundan hapis yatacaklar. Bu konuda da mahkemenin devam etmesi ve yeni süreçler konusunda da çok kararlıyız yargıyı tanımayan, devleti, mahkemeleri tanımayan bir belediye başkanıyla karşı karşıyayız. Eğer tanımıyorsa biz burada nöbetimize devam etmekteyiz 95 gün oldu nöbetle, barikatla, eylemle, söylemle, kamuoyuyla her şey şekilde Validebağ'ı korumaya alırız. Tüm Türkiye'deki geleceğini ve canlıları düşünen, ülkesini ve vatanını seven insanların "Namuslu İnsanları" "Namussuzlarla" mücadele etmek adına Validebağ Korusu'na dayanışmasına bekliyoruz." dedi
