CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajını Muhalif.'le paylaştı.
Büyük bir mücadeleyi yani hayatın her alanında var olma mücadelesini yüreği ile emeği ile sürdüren biz kadınlar Ezilmeye, sömürülmeye, hor görülmeye, şiddete, ötekileştirilmeye karşı umutları yeşertmek, dayanışmayı örgütlemek ve nefrete, ayrımcılığa karşı sevgi tohumlarını filizlendirmek adına 8 Mart’ta alanlarda olacağız.
Yaşamın her alanında bizleri kuşatan yobazlığa, erkek egemen şiddete, ayrımcılığa, ötekileştiren anlayışa karşı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Ülkemizde böylesi bir iklimde, bugünü kutlamak bizler için can yakıcı. Ancak umudu yeşertmek, dayanışmayı örgütlemek ve nefrete karşı sevgi tohumlarını filizlendirmek için 7’den 70’e tüm kadınlara umut olmak için varız!
Türkiye’de kadın olmak zor. Türkiye’de kadın olmak hayatın her alanında mücadele etmek demek. Türkiye’de kadın olmak, öteki olmaya zorlanırken var olabilmek için ayakta dik durmak demek.
Biz kadınların erkek şiddetinin sıradanlaşmış istatistiği haline dönüşmüş olması, bizleri kahrediyor.
Deyim yerindeyse ülkemiz ölü canlar ülkesi haline geldi.
Şiddet haritasına her gün yeni bir kadın cinayeti rakamı eklenirken, 8 Mart’ı kutlamak yüreğimizi acıtıyor.
Bugün 20 yıldır iktidar olan AKP, bu güzel topraklarda her gün daha da artan kadına yönelik şiddet ve cinayeti bu noktaya getirdi. Bunun sebebi iktidardaki anlayışın kadını toplumsal yaşamda ötekileştirmesidir.
Bunun en önemli örneği Meclis’in oy birliği ile kabul ettiği kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede, bir imza ile çıkmasıdır.
Cumhuriyet’le birlikte sahip olduğumuz kazanımlarımız birer birer elimizden alınırken, şiddet ve cinayetler toplumun dokusuna yavaş yavaş işledi. Ölüyoruz ve öldürülüyoruz.
İktidar ekonomik ve siyasal anlayışta kadını dışlayan politikalarında ısrar ederek yol yürüyor.
Siyasetin merkezine aldığı kadınları canı istiyor hedef tahtası yapıyor, canı istiyor özgürlük simgesi yapıyor.
Şurası açık ki sadece kamusal alandan değil, hayatın her alanından kadının çekilmesini istiyorlar.
Ve biz ülkenin bir ucundan öbür ucuna ezilenlerin acı hikâyelerini hep kadınlarımızın bedenlerine yazılmasına kabul etmiyoruz !
Biz ekmek de istiyoruz, gül de! Mücadelemiz bundandır.
“ Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirle bağlı kaldıkça diğer yarısı semalara yükselsin” diyen büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarıyız. Işığımız O olduğu sürece bu topraklarda umutsuzluğa kapılmak yok.
Ve unutulmasın ki kadınları ötekileştirenler daima kaybettiler. Yüzyıl önce de kaybettiler bugünde kaybediyorlar, yarında muhakkak kaybedecekler.
Tüm kadınlara sözümüzdür; ülkemizi de halkımızı da bu hastalıklı zihniyetten kurtaracağız.
Kazanacağız, Kazanacağız, Kazanacağız…
