İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4848 %0.01
36,6914 %0.27
3.493.600 %2.056
3.065,56 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM "Gerçek gazetecilik yapanlardan cezaevine girmeyen kalmayacak gibi"

"Gerçek gazetecilik yapanlardan cezaevine girmeyen kalmayacak gibi"

MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ’yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı nedeniyle gazeteci Tolga Şardan tutuklandı. Bu konu üzerine bir yazı kaleme alan Sözcü yazarı Saygı Öztürk, “Tolga Şardan, güvenlik bürokrasisini, yargının işleyişini, neyin suç, neyin suç olmadığını bilen bir gazeteci. Tolga’nın başına bunlar geldiğine göre gerçek gazetecilik yapanlardan cezaevine girmeyen, karakollara imza için gitmeyen gazeteci kalmayacak gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.

Öztürk, “Gazeteci olmayan, gazetecinin ruh halini anlayamaz. Eğer yazdığınız bir haber yalanlanıyorsa, inanın bunun en büyük üzüntüsünü o gazeteci yaşar. Yerin dibine geçer. Kimselerin yüzüne bakamaz. Ama günümüzde, iktidarın doğru olan haberleri de yalanladığını, o yüzden hangi haberin doğru, hangisinin yalan olduğunu meslektaşlarımız çok iyi bilir. İletişim Başkanlığı, akredite uygulamasına bir an önce son vermeli. Hangi basın kuruluşu, hangi gazeteci bilerek yalan haber yazar? Sonra niçin yazsın? Haberini doğrulatmak için bu kadar çırpınan gazetecinin yeri asla imza için karakollara gitmek, hele cezaevinde atılmak hiç olmamalı” ifadelerini kullandı.

Öztürk devamında da şunları kaydetti:

“Basının üstünde kurulan baskılar sebebiyle gazetecilik zor bir dönemden geçiyor. Gerçeği öğrenmek, gerçeğe ulaşmak hiçbir dönemde bu kadar zor olmamıştı. İletişim Başkanlığı, dezenformasyon bültenleri yayımlamak yerine bilgilendirmeye önem vermeli. Anayasa Mahkemesi’nin önünde ‘Dezenformasyon Yasanının iptali’ için açılmış dava var.

Tolga Şardan, güvenlik bürokrasisini, yargının işleyişini, neyin suç, neyin suç olmadığını bilen bir gazeteci. Tolga’nın başına bunlar geldiğine göre gerçek gazetecilik yapanlardan cezaevine girmeyen, karakollara imza için gitmeyen gazeteci kalmayacak gibi gözüküyor.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *