“Haberlere yorum katmak yanlışsa, yoruma haber katmak doğru mu?” Prof.Dr. Süleyman İrvan’ın bu soruyu gündeme getirmesinin nedeni “haber mi yorum mu olduğu net olmayan yazılar”dı. Bu sorudan hareketle “haber-yorum ayrımı”nın tartışılması gerektiğini savunuyordu.
“Özgürlük için Basın Projesi” koordinatörü Yusuf Kanlı da İrvan’ın sosyal medyada dile getirdiği soruya “Yorum katılırsa haber kirlenir, yoruma haber katılırsa derinlik sağlanır” yanıtı verdi. Ancak diye de ekledi:
“Ancak yorum yoksunu, özelleştirilmiş, sırf köşede yayınlandığı için kişisel açıyla manipüle edilmiş haber/yorum yazıları Özal dönemi artığıdır. Çölleşen haber sayfalarının bazı köşeler sayesinde az da olsa haber bulabilmesi de önemlidir.”
“Haber-yorum ayrımı” çetrefilli bir konu. Habere yorum katılmaması gerektiğinde hepimiz hemfikiriz. Subjektif yorumlar katılması haberi bozar. Ama yorum katılmayacak diye uzmanlık ve arşiv bilgisiyle, farklı görüşlerin eklenmesiyle haberin beslenmesini sağlayan analizden de kaçınmamak gerek. Analiz ve yorum farklıdır çünkü.
Yoruma haber katılmasında ya da köşe yazılarında haber verilmesinde de sakınca yok. Asıl sorun haber ve yorumun birbirine karıştığı, haberin öznelleştiği, kimi zaman bilginin spekülasyonla iç içe geçtiği köşe yazıları. Temel yanlış bu. İrvan, İngilizce “Commentary” (yorum) ve “story” (öykü) sözcüklerinden hareketle bu tür köşe yazılarını “Commentory” olarak adlandırıyor. Ben de “haberimsi” olarak adlandırmaktan yanayım bu tür köşe yazılarını.
Abdülkadir Selvi’nin “Ekrem İmamoğlu tehdit etti mi” başlıklı yazısı, medyada yaygınlaşan “haberimsi” köşe yazılarına güncel bir örnek. Birincisi haber soru sormaz, sorulara yanıt verir. İkincisi iddianın kaynağı belirsizdi. Üçüncüsü Selvi, İmamoğlu’nun CHP’li bir belediye meclis üyesini tehdit ettiğini öne sürüyordu ama kontrol için ne tarafları aramıştı ne de iddiasını doğrulayan başkaca bir kanıttan söz ediyordu. Sadece “söyleniyor” diyordu. Yazının sonunda “İmamoğlu’nun çıkıp bu doğru değil demesini bekliyorum” diyerek de sorumluluğu kaynağa yüklüyordu. “Haberimsi” yazı yazınca habercilik kuralları tümüyle tersine dönmüştü...