İstanbul
Hafif yağmur
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
37,9796 %0.01
41,2609 %0.2
3.814,72 % 0,09
82.719,99 %1.699
Ara

19 Mart: Bir eşiğin geçildiği tarih

YAYINLAMA:
19 Mart: Bir eşiğin geçildiği tarih

Türkiye, 19 Mart’tan itibaren başka bir yörüngeye girdi. İktidar o eşiği geçti. Geçilen eşikten önce kör topal da olsa bir demokrasiden söz edilebilirdi. 19 Mart’tan sonra artık demokrasiden söz etmek olanaksız!

19 Mart’tan önceki süreçte 2015’ten itibaren bocalayarak da olsa, ayak sürüyerek de olsa, yarım yamalak da olsa iyi kötü bir demokrasiden söz edilebilirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 2017 sonrasında hibrit de olsa bir demokrasiden belki söz etmek mümkündü.

Erdoğan’lı dönemde 2015’te tekrar seçimi gördük. 2019’da 13 bin oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince mızıkçılığı ve tekrar seçimi yine gördük! Sandığa atılan dört pusuladan üçünün sayıldığını, birinin sayılmadığını da gördük!

2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki numaraları da gördük; muhalefetin yüzde 60-40 lehine dengede giden seçimi Erdoğan’ın karşısına elverişli bir adayı ustaca çekip bayağı montaj numaralarıyla yürüttüğü kampanyayla ikinci turda kazandığını gördük!

Ancak 4-5 Kasım 2023 CHP 38. Olağan Kurultayı’ndaki değişim ve ardından 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden CHP’nin kazandığı büyük zaferle birinci parti çıkarak cam tavanı kırıp yüzde 38’i bulması iktidarı kara tasalara soktu.

Sürekli erozyona uğrayan iktidarın başındaki Erdoğan, kendince bir çare buldu. CHP’nin kurumsal kimliğine ve müstakbel cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’na bodoslama dalmak yolunu seçti. Esenyurt Belediyesi’ne atanan kayyımla ilk ilmik atıldı ve İmamoğlu’na çorap örüldü! Davalar ve diploma iptali yetmedi, hayali bir suç örgütü icat edildi!

ANAYASAL ULUSAL DİRENÇ İKTİDARA GERİ ADIM ATTIRDI

Tekrar başa dönelim. İmamoğlu’nun başına örülen çorap da, CHP’nin kurumsal kimliğine dönük saldırılar da eşiğin fiilen geçildiğinin göstergeleridir. Saraçhane’de halkın kurduğu barikat, 23 Mart’ta sandıklara koşan CHP üyeleri ve milyonlarca yurttaş İstanbul Büyükşehir’e kayyıma geçit vermemiştir. Yurt çapında gelişen ve çeşitli biçimlerde kendisini gösteren anayasal-yasal ulusal direniş iktidara geri adım attırmıştır.

CHP’yi çok aşan, milyonları meydanlara, caddelere, pencerelere döken direnişe iktidarın yanıtı tomalarla gaz ve tazyikli su olmuştur. Çoğunluğu üniversiteli ve liseli gençlerin oluşturduğu kitleleri tomalarla karşılamak çözüm değil. İktidarın empati yaparak o gençleri anlamaya niyeti yok anlaşılan… O gençlerde bıçak kemiğe dayandı. Gündelik yaşamlarını sürdüremez, beslenemez, gençliklerini doğru düzgün yaşayamaz oldular. Okul giderlerini karşılayamaz oldular. Yurtlar yetersiz, kiralardan bunaldılar. Özel yurt ücretlerinden de… Okul bitse iş yok. Umut yok. Mesele sadece demokrasi, hukuk değil, bunlar da var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzun uzun düşünmesi gereken bir durum: "Bu gençler benimle doğdu, anaokulu, ilkokulu, orta öğrenimi, üniversiteyi benimle bitirdi veya halen okuyor; nasıl oluyor da itaat etmek bir yana bir de bana karşı geliyorlar?" 

Bu durum hakikaten bir tez konusu olur üniversitelerde ve keşke sosyoloji ya da siyaset bilimi alanında yüksek lisans veya doktora tezi konusu edilse... 

DEMOKRASİYE ÖLÜMCÜL DARBE

Hükümet meydanlardaki, caddelerdeki, pencerelerdeki tepkiyi dindiremeyince bu defa dün medyaya sardı. Hangi medyaya? Meydanları, caddeleri, pencereleri ve en başta Saraçhane Barikatı’nı yansıtan televizyon kanallarına cezalar yağdı. RTÜK, ali kıran baş kesen gibi ceza yağdırdı! Mahkeme kararı olmaksızın tarihin en ağır cezalarını yağdıran böyle bir kuruluş hiçbir demokraside yok! Demek ki, bizde artık demokrasi yok! Sözcü’ye 10 gün tam yayın durdurma cezası verildi! Bir sonraki adım lisans iptali! Tele 1, Halk TV, NOW da nasiplendi cezalardan. Para cezaları yağdı. Bu cezalar bir ihtar tabii aynı zamanda. Zaten RTÜK cezaların lisans iptaline kadar gidebileceği ihtarında bulunmuştu! RTÜK artık iktidarın sopası haline gelmiştir. Zıvanadan çıkmıştır. İktidar, meydanları, caddeleri okuyup anlamaya çalışacağına ortaya konulan tepkileri habercilik refleksiyle yansıtan haber kanallarını cezaya boğan, adeta nefessiz bırakmaya çalışan adımlar atıyor.

Askeri darbe dönemlerinde bile az görülen medya cezaları 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken demokrasideki dördüncü kuvvetin zerresine bile tahammül edilemediğinin göstergesi oluyor. Demokrasi ölüyor, göz göre göre ölüyor. Medyayı komaya sokarsanız, hukuka pranga takarsanız, serbest seçim ortamını baltalarsanız eşiği geçmişşiniz demektir. Her türlü endekste zaten göstergeler gittikçe geriye gitmişti ve hibrit bir görünümdeydik ama artık bir dikta yörüngesine girmiş durumda güzelim Türkiye’miz. Düşünün bu da oldu; RTÜK önünde açıklama için getirilen CHP’nin otobüsünü de polis kaçırdı! Bunu da gördük!

ÇOK ŞÜKÜR BASKI ALTINDA OLSA DA CHP VAR, MUHALEFET VAR

Ancak, Türkiye’miz bu durumu asla hak etmiyor. Çok şükür baskı altında olsa da muhalefet var başta CHP olmak üzere… Saraçhane var. Memleketin güzelim meydanları, caddeleri, üniversiteleri var. 23 Mart’ta evlerinden çıkıp İmamoğlu için oy kullanan 15,5 milyon yurttaş var. Birkaç gün daha vakit olsa o sayı iki misline de dayanırdı.

TÜRKİYE’NİN DE KURUCUSU OLDUĞU AVRUPA KONSEYİ’NİN GÜNDEMİ TÜRKİYE!

CHP PM ilke kararı aldı, sonrasında CHP Grubu oybirliğiyle İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını resmileştirdi. O artık müstakbel cumhurbaşkanıdır. Silivri, şimdilik müstakbel cumhurbaşkanının karargahıdır. İmamoğlu, halkın gücüyle Silivri’nin duvarlarını yıkar, saçma sapan gizli tanık beyanları İmamoğlu’nu içeride fazla tutamaz. Bu güzel ülkeyi bir parça seviyorsanız yüzünüzü sayesinde iktidara geldiğiniz demokrasiye dönün! Bakın, Türkiye’nin kurucusu olduğu Avrupa Konseyi acil gündemle toplantı karar aldı. Konu, Türkiye’de olup bitenler. Avrupa Konsey, şimdiden İmamoğlu ve diğer seçilmiş belediye başkanlarının serbest bırakılması çağrısında da bulundu. Ki, İmamoğlu artık CHP’nin resmen cumhurbaşkanı adayıdır.

Bu noktada iktidara sesleniyorum; diyelim ki bir şekilde İmamoğlu’nu zorlama bir şekilde, hukuku ayaklar altına alarak sakatladınız… Memleket İmamoğlu dolu! Haberiniz olsun!

CHP’ye ve diğer muhalefet unsurlarına da seslenmek istiyorum; birleşerek ilerleyin, ilmik ilmik örün yeni iktidarı… CHP olağanüstü kurultay sonrasında programını artık ortaya koymalı ve halkla paylaşmalı. Üye kampanyası da kesintisiz sürmeli. Aynı zamanda CHP ve diğer muhalefet partileri şimdiden sandığı kontrol etmeye ve tüm sandıklardan bir ıslak imzalı örnek almaya dönük faaliyeti de örgütlemeli, hileye asla müsaade etmemelidir.

İKTİDARIN DERDİ, MUHALEFETİN DERDİ…

İktidarın derdi, gitmemek, yani iktidarını korumak… Oysa iktidardan memnuniyet iyice azalmış durumda. Muhalefetin derdi, yani görevi ise memleketin esenliği. O yüzden muhalefet aslında avantajlı. Yeter ki umudu örgütlemeyi başarsın, umut versin ve ülkeyi çok daha iyi yöneteceğini ortaya koysun, belli etsin.

Evet, 19 Mart, bir eşiğin geçildiği tarih. Hem demokrasiye turp sıkılmak istenen hem de korku duvarının aşıldığı tarih... 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *