Muhalif, 2024 ABD seçimlerini ve Trump’ın açık ara kazanmasını dış haber konusunda uzmanlaşmış duayen gazeteciler Leyla Emeç Tavşanoğlu ve Ferai Tınç’a sordu.
Muhalif. Özel
Duayen isimlerden 2024 ABD Seçimleri değerlendirmesi;
Muhalif. Yayın Kurulu Üyesi, Gazeteci Leyla Emeç Tavşanoğlu:
Amerikan seçimlerinin diğer kazananları Rusya Lideri Putin ve Elon Musk
Donald Trump’ın açık ara ABD Başkanlık seçimlerini kazanması, Cumhuriyetçi Parti’nin de hem Temsilciler Meclisi hem Senato’da çoğunluğu elde etmesi doğrusu kaygı verici. Hele de Trump’ın ilk Başkanlık döneminde giderayak Yüksek Mahkeme’ye istediği isimleri üye seçtirmiş olması da daha endişe arttırıcı bir unsur. Trump, bu tabloya göre hem yürütme hem yasama hem de yargıyı kendine bağlamış gibi görünüyor. Amerikan basınında çıkan bazı yorumları gördüm. Trump’ın Beyaz Saray’a oturur oturmaz , ilk dönemindekinden de daha pervasız davranmasının beklendiği görüşleri var. Doğrusu ben de aynı doğrultuda düşünüyorum. Türkiye’yle ilişkilerinde ise Erdoğan’la kişisel dostluğunu bir yana bırakırsak, bana öyle geliyor ki çok sıkıntılı bir dönem bizi bekliyor. Amerikan seçimlerinin bir başka kazananı da Rusya Lideri Putin. Putin ve yandaşlarının geçmişte de ABD seçimlerini nasıl manipüle ettiklerinin ortaya çıkmasını düşünürsek Trump’la geliştireceği bağların dünyaya nasıl zarar verebileceğini hesap edebiliriz. Seçimlerin bir başka kazananı tabii ki milyarder Elon Musk. Seçim kampanyası boyunca Trump için harcadığı 120 milyon doların boşa gitmediği görülüyor ki bugün sabahın erken saatlerinde borsalarda Musk’ın sahibi olduğu Tesla şirketinin hisseleri tavan yaptı. Özetlemek gerekirse, ABD’de artık tek adam rejimi hakim. Gelişmeleri bekleyip göreceğiz. Şunu eklemeden geçmek istemiyorum. Bunca suça bulaşmış ve bazılarından hüküm giymiş ayrıca da psikolog ve psikiyatrların “habis narsist” teşhisi koydukları bir adamı Amerikan halkı kendine başkan seçti ya, pes!
Muhalif. Yazarı, Gazeteci Ferai Tınç:
Siyasal Evanjelizm iktidara geldi
Donald Trump’ın, siyasete büyük bir destekle geri gelmesi bir tesadüf değil. Neo liberal dünya düzeninin dişleri arasında ezilenler, çaresizlikle popülizmin çekiciliğinde kurtuluş yolu arıyorlar. Otoriter liderlerin güçlenmesi, Trump gibi tutarsız, narsist, popülist siyasetçiler bu ortamda güçleniyorlar.
Trump’ın geniş kitleleri peşinden sürükleyebilmesinin ardında mensubu olduğu evanjelizm inancının etkisi büyük.
ABD seçimlerinin sonucu dünyanın, dinlerin siyasallaştırıldığı dönemin keskin virajına girdiğini gösteriyor bize.
Siyasal İslamın karşısında siyasal evanjelizmin palazlandığı bu dönemde ABD’de muhafazakarlığın güçlendiğine tanık oluyoruz.
Pandemi sırasında ve sonrasında bilim karşıtlığı, komplo teorileri, ekonomik ve sosyal sorunların nedeni olarak yabancıların görülmesi, kadın haklarındaki kazanımlardı geriye gidiş, lgbt düşmanlığı dün marjinal bir kesimin tutumu olarak yorumlanırken, bugün Trump’ın seçilmesinde etkili bir toplumsal eğilim haline gelmiştir.
Müslüman Arap Amerikalıların, Trump’a verdiği desteği de küçümsememek lazım. Önceki seçimlerde Demokrat adaylara giden Müslüman oyları, Biden Yönetimi’nin İsrail’e koşulsuz desteği yüzünden bu kez Trump’a gitti.
Çünkü Müslüman Araplar önümüzdeki dönemde Trump’ın, ABD Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyan ABD Başkanı olmasını unutmuşçasına, ondan Filistin ile İsrail arasında dengeli bir siyaset yürütmesini umuyorlar.
Trump Yönetiminde ABD ile İsrail ilişkilerinde radikal değişiklik beklenmemeli, İsrail devletinin güvenliğini ve Ortadoğu’da derinlik kazanma stratejisi yeni yönetim tarafından da sonuna kadar desteklenecek.
Ateşkes konusunda inisyatif alsa da bu, Filistin’in taleplerini tam olarak karşılayan bir sürecin başlayacağı anlamında yorumlanmamalı.
İsrail konusu Türkiye ile ABD ilişkilerinde, Trump döneminde de gerginliklere yol açabilme potansiyeli taşıyor.
Tehdit dilini, yabancı devlet başkanlarına karşı da kolayca kullanan Trump, daha önce Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilişkilerinde olduğu gibi yine aynı tavırla ilişkileri tırmandırma ihtimalini göze almaktan çekinmeyecektir.
Biden ile soğuk ve bozuk olan ilişkilerin Trump döneminde ısınması beklense de bunun bir düzelme olmayacağı da akıldan çıkartılmamalı.
Yorum Yazın