Sevmek zamanı

METİN ERKSAN’n (1 Ocak 1929 – 4 Ağustos 2012) Ruhuna Saygıyla…

Kim, kalkar? Kalkıp da, üstelik havada kar kokusunun çoğalacağının artacağı, tepeleme artarken, İstanbul’dan, Prens adalarına ve sonuncusu, Büyükada’ya gitmeye niyet eder.

EDEBİYAT VE SİNEMA

Metin Erksan; kitaplar, ödüller ve filmler…

Susuz Yaz (1963) / Yılanların Öcü(1961)/ Kuyu(1968)/ Acı Hayat (1962)/Gecelerin Ötesi (1960) ve Sevmek Zamanı (1966)…

Sadece bu da değil, o kaoslarla çevrilecek dönemlere yakın olarak da (1974-1975):

Ahmet Hamdi Tanpınar (Geçmiş Zaman Elbiseleri)

Sabahattin Âli (Hanende Melek)

Sait Faik Abasıyanık(Müthiş Bir Tren)

Gibi birkaç daha eseri, Kısa Film, olarak hayata geçirdi.

Sıra dışıydı ve o kült filmi, hayatlarımıza tam da muhteşem bir cast olarak Müşfik Kenter ile “Sevmek Zamanı”olarak hayatımıza kattı.

YENİDEN SEVMEK ZAMANI BİR ÖYKÜYLE

Gerçek Sinemaseverlerin, başyapıtı olarak liste başı olarak yer alan bu filmin bazı sahnelerinin, Büyükada’da çekilmiş olmasına ait anekdotları, yine bir sinemasever, yönetmen, yazar, dostum Meriç Renkver’in- SANRI AŞKINA- adını verdiği Öyküleri ile dimağlarımıza öyle bir farkındalık katarak sunuyor ki..

Konu, Sinema ve Metin Erksan ve dostumuzun, yeni kitabı olunca, Adaya yeni yılın ilk ziyaretini yapmak, kaçınılmazdı.

Meriç Renkver, Telos Yayınlarından çıkan öyküler kitabında, (sayfa,67) “Martıları dinliyorum, gözlerim kapalı…” ile başlayan ve Metin Erksan’n, Sevmek Zamanı, filminin kurgusal şekilde biçimlendirerek, yazar ya da yönetmen, üreten insanın sanrıları olduğunun altını çizerek.

Kendi sanrılarından, karakterleri eğer bir arada yaşama imkânları olsa neler olurdu düşüncesini, Kadın-Erkek, profilleri üzerinden, değişip-dönüşen İstanbul ve Adalar ekseninde, yeniden hayata geçirtiyor.

Meriç Renkver: “ Bir Film, Şiir diline ne kadar yakın ise o kadar gerçektir.

Hatta ifade edilmek istenen, direkt söyleniyorsa siyaset fakat dolaylı olarak söyleniyorsa, Sanat’tır.

Sanatta sanrılar vardır.”

Meriç Renkver’n, yakın dostu olup, o da hâlihazırda Büyükada’da yaşamakta olan Konuralp Sunal ( Tiyatro Sanatçısı, Yazar ve Hikâye anlatıcısı) ile birlikte gerçekleştirdikleri söyleşide, Sinema Sanatına, Sevmek Zamanı Filmine, Yönetmeni Metin Erksan’a, ait pek çok güzel bilgiyi, güzel bir ev sahipliği görevini üstlenen ADALAR MÜZESİNDE gerçekleştirdiler.

9 Şubat 2025 tarihinde, Bir Büyükada Öyküsü “Sevmek Zamanı” dan, Öykü kitabına sebep olan filme ve hikâyede bahsi geçen kısımları ise Banu Alvi ile birlikte Konurlap Sunal seslendirdi.

Şimdiye kadar Adalarda pek çok proje de imzası olan sevgili Konuralp Sunal’ın aktivitelerini takip edebileceğiniz gibi üstat Meriç Renkver’in bu öykü kitabını, kaçırmayın derim.

Hemen buraya not düşeyim, ortak dostumuz Atilla Dorsay’n ciddi arşivine sahip yegâne kişilerden birisi olarak, yazı hayatında da başarılar diliyorum.

Yine Atilla Dorsay’n ve benim müşterek dostumuz olan, Dr. Tuncay Özverim’n, Nazım Vera İstanbul ve Ben, adlı öyküsünü düşündürdü. Netice de yaşalar, neler olurdu ve bu sanrılarımızla da olsa, üretmek ve unutulmuş bir film setini, o döneme göre son derece ilkel şartlarda çekilen ve bir kısmı (meşhur portre gelinlik ve kayık) İstanbul, Kemerburgaz olan hikâyelerin yeniden tozunun alınması gerçekten kıymetli.

Meriç Renkver’n, Sanrı Aşkına, öykü kitabından sonra Metin Erksan’n da tüm diğer filmleri ve ürettikleri kadar, Büyükada’ya da bu anlamda yeniden bir soluk getireceği âşikar.

Yolu açık olsun!

Toplam 10 Öyküden oluşan, Sanrı Aşkına’nın yazarı Meriç Renkver; Galatasaray Lisesi ardından Boğaziçi Üniversitesinde yüksek öğrenimini tamamlamış ve kurumsal iletişim alanında yöneticilik, yazarlık, eğitmenlik, danışmanlık ile hayat yolculuğuna devam etmiş.

Kısa filmler çektikten sonra peşi sıra festivaller, film atölyeleri, üniversitede sinema sanatı üzerine dersler vermiştir.

“HUKUK VE SANAT” Kitabının Sinema bölümünü hazırladı.