Oğuz Büber - Muhalif Analiz
New York Times’ın The Daily isimli podcastine konuk olan Amerikan siyasetinin aykırı karakteri sosyalist Bernie Sanders; seçim sonuçlarına ve Demokrat Parti’nin geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sanders’ın açıklamalarından ön plana çıkanlar şu şekilde:
Kavgaya da hazır, mantık çerçevesinde birlikte çalışmaya da!
Azınlıkta olmanın nasıl bir his olduğuna ilişkin Sanders “Bizim işimiz Amerikan halkını bir araya getirerek, özellikle de çalışan insanlara; herkes için çalışan bir ekonomi ve hükümete ihtiyacımız olduğunu anlatmak, Trump ve yönetiminin yaptıklarını elimizden geldiği kadarıyla ifşa etmektir.” ifadesini kullandı.
Senatör, bu söylemine karşın işçi sınıfı için önem teşkil eden konularda Cumhuriyetçi başkan ile çalışmaya hazır durumda: “Eğer makul fikirlerle gelirlerse onunla çalışmak isterim.”
Bernie Sanders: Demokrat Parti işçi sınıfındaki milyonlarca insanının mücadelesini ve çektiği acıları takdir edemedi
Donald Trump'ın Amerikan halkına söylediklerine değindi…
"Bu konuda öfkelisiniz, gerçekten kızgınsınız. Ben de bunun farkındayım, haklısınız da. Açıkça saçma, yanlış ve ırkçı olarak değerlendirdiğim metin şöyleydi:
‘Milyonlarca belgesiz insan sınırdan geçiyordu, Amerika’yı istila ediyorlardı. İşgal edilmiş bir ülke durumundaydık. İşlerinizi elinizden alıyorlar, sosyal haklarınızı elinizden alıyorlar, kedilerinizi ve köpeklerinizi yiyorlardı. Acı çekmenizin sebebi buydu."
Sanders bunun çılgınca olsa da, yine de bir açıklama olduğunu vurguluyordu.
Demokrat Parti’nin ise net bir mesajının olmadığını ve milyonlarca işçi sınıfının mücadelesinin ve çektiği acıların takdir edilmediğini söyledi. Bu gerçeğin kabullenmemesi durumunda ise bir siyasi parti olarak çok da bir gelecekleri olmadığını düşünüyor.
Sanders, Demokrat Parti’yi halktan insanların partiye dahil edilmemesi yönünden eleştiriyor
Sunucu Demokrat Parti’nin işçi sınıfını anlamama durumunu partinin üniversite eğitimli seçmenlere aşırı güvenmesiyle mi ilgili olduğunu sordu ancak Sanders, “Üniversite eğitimli insanlara borçlu değil” diyerek net bir cevap veriyordu.
Senatörün bu konudaki düşünceleri ve eleştirdiği nokta oldukça netti:
“Yüzlerce milyon dolar yatırımda bulunan bağışçılara ve halktan insanlara karşı nasıl bir üslup ele alacağımızı ve onları siyasi sürece nasıl dahil edeceğimizi bulmak yerine 30 saniyelik TV reklamları yapanlara yüz milyonlarca dolar vererek kampanya danışmanlarının cepleri dolduruyoruz. Onlara borçluyuz(!).”
Harris’in Joe Rogan’ın programına çıkmamasını bir hata olarak nitelendiriyor
Sanders, Demokrat Parti adayı Kamala Harris’in Joe Rogan’ın podcastine çıkmayı kabul etmemesini bir hata olarak değerlendiriyor ve “Her iletişim direktörünün bildiği şey, dışarıda yeni bir medya olduğu fikridir” düşüncesini vurguluyordu.
Senatör konuyu örneklerle süslüyor, medyanın sadece başat elemanlar ekseninde dönmediğini yeni nesilde farklı bileşenlerin de önemli olduğunu vurguluyordu:
“Sadece NBS, CBS ya da The New York Times değil, çeşitli podcast’ler var. Demokrat Parti yönetiminden hiç kimsenin adını bile işitmediği gençlerin YouTube programları milyonlarca kişi tarafından izleniyor. Bugünün gerçekliği bu. Bu durumu görmezden gelebilir misiniz? Tamamen delilik. Bu gerçeği göz ardı etmek isteyen herkes de delidir.”
Aslında ülkemizde de bu olayların benzerlerini gördük. Son genel seçimler öncesinde Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun YouTube Kanalı Babala TV’nin Mevzular Açık Mikrofon isimli programına katılması tartışma konusu olmuştu. Ana Akım televizyon kanalları haricinde böyle bir platforma yer alması risk olarak görülmüştü. Seçim kazanılamadı ama en azından bugünün gerçekliğine uygun hareket edilmiş oldu.
Sanders’tan seçmenin güvenini yeniden kazanmak için fikirler
Senatör, şu anki hükümete ya da Demokrat Parti yönetimine yönelik hayal kırıklığının üstesinden ancak hükümet süreçlerinin iyileştirilmesi ve gençlerin iş hayatına kazandırılması ile mümkün olabileceğini belirtiyor.
Elon Musk örneği ile başlıyor konuşmasına Sanders, “Elon Musk çok agresif ve yetenekli bir iş insanı. Başardıkları da oldukça etkileyici. Hükümetin beş yılda yaptıklarını bir haftada yapabileceği söyleyen ifadeleri de mevcut. Bazı açılardan haklı olduğunu söyleyebilirim. Fakat eksik kalan kısmı şu ki; Musk çabalarının sonucunda zilyonlarca dolar kazanıyor ve işçi sınıfının hayatları daha iyi bir hale gelmiyor.”
“Bu sorunun çözümü, yurttaşların yaşamlarını daha iyi bir hale getireceğine inanan gençlerin hükümete gelmesi ile mümkün.
İster postanede çalışsın, ister sigortada çalışsın, isterse de Sosyal Güvenlik’te çalışsın. Bu insanlara iyi maaş verin, onlara iyi bir yönetim sunun. Bırakın yaptıkları işten gurur duysunlar. Mesela, ülkemizde devlet okullarında öğretmenlik yapmaktan daha önemli bir iş olduğunu düşünmüyorum. Yine de öğretmenlere düşük maaş veriyoruz ve onları korkunç çalışma koşullarına maruz bırakıyoruz.”
Burada araya girmek durumundayım çünkü bu konuda da Amerika ile benzer hatta daha kötü olduğumuzu söylemek gerekiyor. Bir nesli emanet ettiğimiz öğretmenler ülkemizde en düşük maaş kazanan gruplar arasında yer alıyor. Devlet okullarında geçmişte sözleşmeli, ücretli şeklinde kavramlar bulunmazken şu anda öğretmenler içlerinde bulunduğu finansal çıkmaza kafa yormaktan çocuklara katkı sağlayabilecekleri evreye geçiş yapamıyorlar.
Sanders çözüm olarak ise şu fikirleri sunuyor: “Hükümet modernize edilmeli, halk için çalışması sağlanmalı, sağlık hizmetinin herkesin hakkı olduğunun sağlanması gereklidir. Diğer ülkelerin ulusal sağlık hizmetleri programları varsa pek tabii Amerika Birleşik Devletleri’nin de olabilir. Bizim diğer uluslardan geri kalan bir yanımız yok.”