İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4848 %0.01
36,6914 %0.27
3.493.600 %2.056
3.065,56 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK M. ÖZEL Tarihi mekanda muhteşem bir sergi “Kimse Bilmez”

Tarihi mekanda muhteşem bir sergi “Kimse Bilmez”

Muhalif. Özel / Emel Seçen

Sanatçı, Ebru DöşekçiKimse Bilmez”, adlı sergisinde; tasavvufi bakış ile içeriden, dışarıya ayna tutuyor. Ve bu aynalık, sanatı tüm disiplinler üzerinden taşıyarak harmanlıyor. Tabii işin içinde tartışmasız olarak, Matematik, yer almakta.

22 Mart 2023 tarihinde ilk gösterimi, tarihi Alexandre Vallaury Binasında gerçekleşen sergide o kadar doydum ki zaten ekibin, o kadar heyecanı yansımasa, bu yaşanan süreç içinde içimizden hiçbir etkinliğe katılmak gelmiyordu. Ve bir kadın sanatçı, bende bunu yıktı. Kendi adıma öncelikle kendisine ve tüm ekibe teşekkür ederim. Kendisi ile sohbetimiz sırasındaki samimiyeti aslında eserlerinde de hâkim. Beni Edebiyat, Tarih ve Matematik’ten yakaladı.

Bir ay sürecek sergisini, Oriah Mountain Dreamer’in, “Davet” adlı şiiri ile açan sanatçı, şöyle diyor ve eserleri ile de herkesin görünür yüzünden çok, içine bakmamız gerektiğine değinerek.

“Diğer her şey bittiğinde, seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum. Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.”

Sanatçı, Ebru Döşekçi, kendi kendisi ile önce yüzleşme ve farklı insanlar üzerinden, eserlerinde yine Edebiyatı kullanarak, Yazar, Sophie Calle’nin izinden, rastgele seçtiği kişileri sanatseverlere tanıtıyor. Elbette kimsenin haberi yok, “Simit, Güvercin, Çocuk, Dualite, “Hakkı, Ayşe-Cemile-Ben” üretimlerinde kaynak olduklarından. İlham da öyle değil midir, zaten.  Çoğu kez, insanlar karşılarında kendilerini bulmazlar mı, birazda. Yansımalar mıdır, hayatlarımızdan geçip gidenler; yoksa hepsi birer aynalık yaparak; aslında bizi, bize mi gösteriyorlardır.

Kimse Bilmez” sergisi, Esra A. Aysun’un proje yönetiminde ve Ceren Erdem küratöryel danışmanlığında gerçekleşirken, Sanatçı Ebru Döşekçi’nin, eserlerinde ön plana çıkan beyazlığın saflığı ve tüm canlı renklerin, her eserin bir köşesinde, kendi varlığını gösteriyor olması.

UMUT

Bu serginin özü ise UMUT.

Tarih, Edebiyat, Matematik ve elbette sanattan, beni yakaladı ama Ebru Döşekçi’ nin geometrik oyunlarla hepimizi, hayat, denilen gerçekliğin üstelikte en acılı günlerinde bir oyunun içine dâhil etmesi, ettiğinde de mutlu kılıyor olması önemli. Kendisi ile sabah erken saatlerde sohbetim sırasında, “ Biliyor musunuz, bir zamanlar burası işgal altına iken Fransızların tiyatro yaptıkları sahneymiş.” derken, açılışı an itibari ile olan sergi alanının, ikinci kısmına geçtiğimiz ve adı, Benden İçeri, olan kısımda konuşuyorduk.

Tarihimizi bilip, sanatla bütünleşmek ve yaralarımızı, sadece heykel üzerinden değil şiir ile de sarıp, biçimleyebilmek, zenginliği. Bu o kadar huzurlu hissettiriyor ki.

Kendimizden, kendimize yaptığımız ömür yolculuğumuzda; sert kabuklarıyla tavizsiz tutumları, vurdumduymaz yahut kibir ve ego ile perçinleşmişliklerden sıyrılabilenlerden, eve varış. Sanatçının soyut dışa vuruşlarının yansımaları; tıpkı “Benden içeri” eserinde olduğu gibi “Herkes-Hiç kimse” ile kavruluyor. Sanatçının, yüzleşmenin yapıcılığına inancı ile demlenen yapıtları, karamsar renge hiç yer vermiyor. Alabildiğine özgür ve umut dolu.

Siz Hepiniz Ben Tek” eserinde olduğu gibi “Mümkün” ile sanatseverleri keskin bir sürprize sürüklüyor. Ursula K. Le Guin’in, “Hep Yuvaya Dönmek”, kitabında betimlediği gibi “Daha iyi bir dünya kurmanın mümkün olduğuna olan inancı barındırıyor.”

Seramik inceliğinde ki hudutlarda karşınıza çıkıverecek olan tüm eserler içinde beni birazda, bu tarihi bina ve Fransız Mimarın ve İstanbul’a bıraktığı nitelikli eserleri ve Sanayi-i Nefise Mektebinin, Mimarlık bölümünün kurucusu ve tam yirmi beş yıl hizmet veren, sayısız eser veren Alexandre Vallaury (2 Nisan 1850- 2 Mayıs 1921)’in ışığında, sanatçı Ebru Döşekçi’nin tam karşımda duran “AN” adlı eseri ve üzerinde ki çizgileri ile hangi taraftan bakarsanız, ayrı gibi gözüküp aslında hep birleşen zamanın izinde, muhteşem bir farkındalığa sürüklüyor.

20 Nisan tarihine kadar, Alexandre Vallaury, binasında ziyaret edebileceğiniz muhteşem serginin bu akşam açılışı olacak. Sergi kapsamında, Türkiye’de Kadın olarak heykel üretmek üzerine bir yazı hazırlayan Elif Dastarlı ile de 8 Nisan 2023 tarihinde bir konuşma gerçekleşecek.

Kaçırılmayacak bir sanat etkinliği.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *