Oğuz Büber - Muhalif Analiz
Düzenli televizyon izleyicileri dün akşam hemen fark etmiştir. Ama televizyonla çok haşır neşir olmayanlar için kısaca bahsedeyim.
Akşam birçok insan televizyonun başına geçti. Haberlerin ardından takip ettiği dizinin başlamasını bekliyordu.
Bazıları izlediği dizi yerine film yayınlandığını gördü, bazıları da aynı dizinin bir hafta önceki bölümünü…
Sebebi neymiş biliyor musunuz?
Milli yas ilan etmemizden dolayı televizyon kanalları da program akışlarını bu duruma uyarlamış.
Sabah ve öğlen kuşağında tüm programlar yayınlanıyor ve düzen aynı şekilde devam ediyor. Akşam da diziler haricinde yayın akışından bir değişiklik yok. Sadece dizilerin yeni bölümü ekranlara gelmiyor.
Yani dizilerin tekrar bölümleri yayınlandığında yas sürüyor, yeni bölümleri yayınlandığında ise yas bozuluyor. Çok ilginç gerçekten…
Bu kadar acıyı derinden hissetmeliyiz deniliyorsa koyun siyah ekranı…
Ama şu var, matem içerisinde yas tutan birisi o haldeyken kendi özgür iradesiyle zaten dizi mizi izlemez. Yeniymiş, eskiymiş fark etmez yani…
Hadi diyelim TRT’nin kurulduğu yıllardayız ve tek kanal var elinizde, siz de dizi yayınlamak olmaz deyip haber kuşağı veriyorsunuz.
Ona da tamam.
Ama belirtmek isterim ki 2023 yılındayız; uydu yayını, kablolu yayın, dijital platformlar ve internet aracılığıyla yüzlerce haber kanalına ve nasıl bir içerik istersek artık hepsine ulaşabiliyoruz. Yani isteyen birçok kaynaktan olayları takip edebilir.
Olayın mantıklı bir açıklaması olduğuna milyonda bir dahi ihtimal vermiyorum ama birinin çıkıp da sebebine dair fikir belirtmesi aydınlatıcı olacaktır.
Şunu desinler mesela: Bir dizinin yeni bölümü beyin nöronlarındaki yas bitirici noktalara temas ediyor ve istemeden de olsa yas sürecini noktalıyor.
Mantıksızlıklarla dolu böyle bir açıklama bile mantıklıdır bir yerde...
