Metamorfoz

Türkiye’de siyasetçilerin en az güven duyulan gruplardan biri olmasının birçok haklı sebebi vardır. Yolsuzluklar, talana dayalı yerel siyaset anlayışı, eğitim seviyesinin yetersizliği, koltuk sevdası gibi faktörler bu güvensizliğin başlıca sebepleri arasındadır.
Ne yazık ki bütün bunların yanında ilkesizlik ve kısa süre içerisinde adeta 180 derecelik bir dönüşle farklı yönlere savrulmak da son dönemde moda haline gelen ve güvensizliği arttıran siyasetçi davranışları arasına girmiştir.
AKP’nin hafta sonu yapılan kongresinde kamuoyuna sunulan milletvekili transferlerinin bu sebeple ters etki yapabileceği unutulmamalıdır. Halk nezdinde gücü azalan her parti tepeden inme bir anlayışla bu tür yollara başvurabilir. Ancak bunun bir sonraki genel veya yerel seçimlerde herhangi önemli bir faydası, yani seçmende bir karşılığı olmaz. Açıkça söylemek gerekirse yapılan sadece göz boyamaktan ibarettir.
CHP, Güneş Motel olayından sonra yapılan ara seçimlerde bu sebeple ağır bir yenilgiye uğramış, 28 Şubat sürecinde durduk yere parti değiştirenler yine bu sebeple bir daha geri gelmemek üzere siyasetten silinmişlerdir.
Burada siyaset kurumu adına asıl ürkütücü olan, çok değil birkaç gün önce bile savunduğu fikirleri unutarak, bir anda tam zıddı görüşlerle bugünlere gelmiş bir partinin kanatları altına girmektir. Üstelik bunu yapanların bazılarının profesör olduğu düşünüldüğünde durumun vahameti kat kat artmaktadır.
Ortama ve şartlara göre fikir değiştirenlerin seçmenlerin gözünde nasıl bir duruma düştüklerini gösterecek olan en önemli veri ise önümüzdeki muhtemel erken genel seçim olacaktır. Parti değiştiren bu siyasetçilerin bir sonraki seçimde seçmenlerinden ne şekilde oy isteyecekleri, girdikleri “metaformoz”u nasıl açıklayacakları merak konusudur.
Tam da bu noktada, partisinin oylarıyla AKP’nin muadili olan farklı partilere mensup 50’ye yakın milletvekilini Meclis’e sokan Kemal Kılıçdaroğlu ile aday gösterdiği birçok ismi seçildiklerinden sonra bile doğru dürüst tanımayan Meral Akşener’in siyaset tarzlarının ne kadar çarpık olduğunun ortaya çıktığını vurgulamak gerekir.
Bu iki liderin “ileri görüşlülüğü” sayesinde bugün Türkiye gerici sağ bir anayasa tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Altılı masanın AKP’ye yakın partilerinden ve İyi Parti’den yapılacak yeni transferlerle anayasayı değiştirecek çoğunluğu yakalayabilmek bugün iktidarın en büyük arzusudur.
İktidar kanadı bunu başardığı takdirde günümüzdeki demokrasi dışı uygulamaların ve özgürlükleri kısıtlayan hamlelerin katlanarak artacağına ve Türkiye’nin kuruluş felsefesinden tamamıyla koparak gerici bir anlayışın tahakkümü altına gireceğine şüphe yoktur. Kılıçdaroğlu ve Akşener de buna yol açan başlıca isimler olarak kötü bir biçimde tarihe geçeceklerdir.