Elinde neşter, gönlünde beşer

Geçtiğimiz yılın sonlarında Yakın Kitabevi'ne bir kitap imzasına gittim. Genel Cerrah Dr. K. Devrim Demirel'in "Elimde Neşter Gönlümde Beşer" kitabını imzalatacaktım. Kitabevi'ne gidince hem de imzanın daha başlangıcında, şaşırdım kaldım! Kitapçının içinde ağzına kadar insan doluydu ve kuyruk almış başını gitmişti!
Doğrusu, eski günler geldi gözümün önüne ve şimşek çaktı birdenbire. Fakültede yemek kuyruğunda yaptığımız gibi önlere doğru kaynak oldum çaktırmadan ve kitabı imzalattım yazarı Demirel ile çizeri Prof. Dr. Oğuz Dicle'ye.
DİCLE'NİN KARİKATÜRLERİ KİTABA DEĞER KATMIŞ
Evet, dostumuz Prof. Dr. Dicle de Demirel'in enfes denemelerine çizgileriyle renk ve değer katmış gördüm ki. O, 1978'den bu yana tip alanındaki parlak çalısmaları yanında karikatüre de gönül veren bir çizgi erbabı aynı zamanda.
Oldum olası hekimler sanata, kültüre meyil vermiştir. Nice müzisyen, yazar, çizer, oyuncu, düşünür çıkmıştır hekimlerin arasından. İki lise ve üniversite arkadaşı Demirel ve Dicle de onlardan. Dicle'nin karikatür üzerinden sağlık alanının tarihine ışık tutan bir konferansını izlemiştim; hakikaten çok nitelikli, usta işiydi.
KAYDADEĞER DENEMELER
Demirel'in kitapta topladığı ve önceden yerel bir gazetede yayımlanan denemeleri de hakikaten çok kayda değer. Bir ara gazetede okuduğumda kendisine de söylemeden edememiştim; "bunları keşke ulusal düzeyde yayın yapan bir gazetede okuyabilmek mümkün olsa".
Demirel'in denemelerinde kendine özgü bir dil ve anlatımla, üslupla memleketimizden insan hikayeleri var. Yani kitabın öznesi insan. Zaten kitabın arka kapağına taşınan şu sözleri de kitabın içeriği hakkında fikir veriyor:
CERRAHIN SERENCAMINDAN BIR KATRE
"Elimde Neşter Gönlümde Beşer parasız yatılı okumuş, köy enstitülü bir öğretmen çocuğunun hikayatıdır. Anadolu'yu biraz memuriyet biraz merakla gezmiş, farklı insanlarla tanışıp başka başka coğrafyalarda nefes almış 'cerrah'ın serencamından bir katredir."
İmzanın çok kalabalık, kuyruğun çok uzun olduğunu not etmiştim. İşte bu Demirel'in ve tabii Dicle'nin biriktirdiği insanla çok ilgili. Demirel'in dikkatimi çeken bir yönü de Dicle gibi gerçek bir "aydın" olması. Bu sadece eli güzel kalem tutmakla ilgili değil. Aydın, çıktığı yere sırtını dönmeyen, halka yabancılaşmayandır. Demirel de öyle birisi. Örneğin, çıktığı Kiraz'dan da hiç kopmamıştır.
Yine yayınevinin kitabın arka kapağına çıkardığı şu paragrafla bitireyim bu kitap tanıtma yazısını ve şunu da ekleyeyim; bu yazıyı hemen değil de bekletmek suretiyle kaleme almamın nedeni, biraz zaman geçtikten sonra ama dumanı da henüz üzerindeyken altını çizmek.
"...Demirel, cerrahinin yolunda şifa veren eliyle her kime dokundu ise arkasındaki insan hikayesini merak etti ve dahi bu nedenle kaleme aldığı Hakkari'de ameliyatı, İran'da merakı, Kırım'da Çıfıt Kalesi'nden bir mezar ziyaretini, Kütahya'nın Gediz kazasında Stradivarius'u yanına katıp misafiriniz olmaya geldi."
(Elimde Neşter Gönlümde Beşer, Aralık 2024, Yakın Kitabevi, İzmir)