İstanbul
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,6789 %0.19
39,9711 %0.37
3.529,98 % 0,34
83.414,43 %0.924
Ara

“5. kez yenilecekler ve evlerine gidecekler”

YAYINLAMA:
“5. kez yenilecekler ve evlerine gidecekler”

8 Mart cumartesi günü öğle saatlerinde İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için başlattığı önseçim süreci çerçevesindeki ilk adım için İzmir’de konuşurken Türkiye ilk kez duydu; meğer, İmamoğlu’nun periferisindeki bazı tanıdığı ve tanımadığı isimlere mali tedbir getirilmişti! Bu isimlerin birkaçını 10 Mart Pazartesi günü Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet’teki köşe yazısından öğrendik. Söz konusu isimlerin bazıları İBB’den ihale ile iş alan şirketlerin sahipleri, birisi İmamoğlu’nun aile şirketinin yöneticisi, birisi ise siyasi iletişimini yürüten Necati Özkan.

Necati Özkan, Öykü Ajans isimli kapsamlı ve uzun yıllardır faaliyet gösteren bir iletişim kuruluşunun sahibi. Ekrem İmamoğlu’nun siyasete girmesi, CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı olması 2000’lerin ortalarındaki bir gelişme. Malum, 2014 yerel seçimlerinde de CHP’nin Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı oldu ve yeniden aday olan AK Partili mevcut başkanı sandıkta devirerek Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildi. Hikayenin sonrasına girmiyorum. İşte Necati Özkan, 2014 Beylikdüzü yerel seçimi öncesinde İmamoğlu ile tanıştırılıyor ve seçim kampanyasını üstleniyor. Bu ilişki ve çalışma sonrasında da devam edip bugünlere kadar geliyor. Bu ikilinin kimyası uyuşuyor.

BİR SİYASİ İLETİŞİM GURUSU

Necati Özkan’ı 2019’dan sonra tanıdım. Siyasi iletişimle de ilgili birisi olarak onu takip ediyordum. Sanırım bir buçuk yıl kadar önce de tapusuna saçma şekilde işlem yapılan şirket ofisinde ilk kez yüz yüze görüştük. Nasıl önemli ve ciddi, kapsamlı bir kuruluş yarattığını, başarılarının tesadüfi olmadığını oradaki izlenimlerle anladım. Özkan, uluslararası boyutta çalışmaları olan, tanınan, bilinen, hatta kamu kuruluşları, bakanlıklarla da işler yapan bir iletişim gurusu. Sosyal medyasında mesleki gururla yaptığı bir paylaşım şöyle:

“2025 Reed Awards of Kampanyalar ve Seçimler dergisinde 8 kategoride finalist olan 2024 Türkiye Yerel Seçim kampanyamızla gurur duyuyoruz.”

Özkan, yerel seçimlerin ardından Kasım 2024’te Uluslararası Siyasi Danışmanlar Derneği konferansındaydı. Bunu da sosyal medyasında şöyle paylaşmıştı:

“Toronto’da Uluslararası Siyasi Danışmanlar Derneği’nin 57. Dünya Konferasında, Türkiye’de yapılan 2024 Yerel Seçimlerinin arka planını anlattım. Çünkü Türkiye çok özel bir ülke. Türkiye’nin dört bir yanında oy kullanan seçmenler dünyanın birçok ülkesine ilham kaynağı olabilecek bir demokrasi iradesi gösterdi.”

Özkan, Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu mezunu olup ordudan 1981’de kenara itilen bir subay, aynı zamanda bir mühendis, işletmeci ve hukukçu. Çok yönlü, iyi yetişmiş birisi. Şu notu da düşeyim; Öykü Ajans’ın tapu şerhi konulan ofisini İmamoğlu ile tanışmadan altı yedi sene önce kazandığı parayla satın almış.

ÖZKAN’A YÖNELİK ADIMLARDAN İKTİDARIN MAKSADI İMAMOĞLU’NU BALTALAMAK

Necati Özkan’a dönük atılan bu adımlar, İmamoğlu’nun adaylık sürecindeki siyasi iletişim çalışmalarının önünü kesmeyi amaçlıyor. İmamoğlu’na siyasi yasak getirilemezse, amaç elini kolunu iyice bağlamak… Otoriterleşmede vites yükselten, ancak rekabeti ortadan kaldıramayan iktidar, rekabeti de sakatlamak peşinde (Zaten bu iktidarın miadı 2023’te bitmişti, muhalefetin rahat kazanabilecek adayları varken Kılıçdaroğlu’nun kendisini dayatması Erdoğan’ı rahatlattı). İmamoğlu’nu o yüzden karşısında istemiyor, elinden gelse bertaraf edecek siyasi yasakla. Bunu yapamama halinde ise iyice kuşatıp elini kolunu bağlayarak zayıflatmak, sakatlamak istiyor. Kurumsal olarak CHP’ye de, İBB’ye de ‘dalıyor’! CHP’nin kurultay süreci mi dersin, İstanbul İl Başkanlığı mı dersin, belediyelere tutuklamalar, kayyım atamaları mı dersin… İmamoğlu’na dava üzerine dava ve nihayet 35 yıllık diplomasını saçma sapan şekilde sakaytlama girişimi dersin… 23 Mart’taki önseçim öncesi İ.Ü.’den bir karar alınmak isteniyor! Olumlu rapor veren dekan istifa ediyor! Yoksa istifası mı isteniyor istenen raporu verecek birisinin getirilmesi için? Tıpkı istenen kararı vermeyen hakimlerin hakim teminatına karşın başka yere atanması gibi!..

NECATİ ÖZKAN NE DİYOR?

Bu noktada sözü özetle Necati Özkan’a bırakıyorum. Aşağıdaki sözlerini Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet’teki köşesinden aldım:

"Beşiktaş Tapu Müdürlüğü’nden bana bir sms mesajı geldi. Mesajda ‘adınıza kayıtlı gayrimenkul üzerinde el koyma kararı şerhi tesisi işlemi yapılmaktadır” deniyordu. Ben mesajı bir tür dolandırıcılık zannettim. Yine de içime kurt düştü ve avukatıma gönderdim. Avukatım, Tapu Müdürlüğü’ne ve adliyeye iki avukat arkadaşını gönderdi. Sonuçta, Başsavcılığın yaptığı bir işlem olduğunu doğruladı. Ardından, bir arkadaşımın ikazıyla, banka hesabımdan, kontrol için, eşime 500-1000 lira para göndermeye çalıştım, yapamadım. Şahsi hesabım dondurulmuştu. Bankayı aradım, şubenin haberi bile yoktu. Sonrasında da Ankara Çankaya Tapu Müdürlüğü’nden benzeri bir mesaj geldi.

"Ben profesyonel bir iletişimciyim. 42 yıldır çalışıyorum, piyasada tanınan muteber bir şirketim var. Ulusal veya uluslararası markalara iletişim kampanyaları yaptım. Mevcut hükümetin yönettiği çeşitli bakanlıkların, Merkez Bankası, Halk Bank gibi kuruluşların ya da kamu idarelerinin projelerinde uzun yıllar ihalelere girerek görev aldım. Örneğin Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün ihalelerine katılarak yılda 5, 10, 15 milyon dolarlık bütçeler yönettim. Özetle; şirketim yıllarca kendi alanında Türkiye’nin en büyüklerinden biri oldu. Türkiye dışında da birçok projeyi yönettim. İletişim benim profesyonel işim, tutkum. Bugüne kadar 40’dan fazla ülkede konferanslar, dersler verdim. İBB’de ise ne bir görevim, ne bir sorumluluğum, ne de imza yetkim var. Dahası, yıllardır İBB veya iştiraklerinin ihalelerinden uzak duruyorum. Girsem hakkıyla alıp yapabileceğim işler olduğu halde bunu tercih ediyorum. Çünkü İBB benim için bir kar alanı değil. Ekrem Bey’in Türkiye için doğru bir lider alternatifi olduğuna inandığım için onu destekliyorum. Ekrem Bey’le ilk kez 2013 yılının sonbaharında tanıştık ve çalıştık. 2014’te Beylikdüzü’nü kazandıran kampanyasını yönettim. O tarihte ondaki ışığı gördüm. O günden beri bizzat Ekrem İmamoğlu’nun siyasal iletişim danışmanlığını yapıyorum. 

Avukatımın bana söylediği; bu bir soruşturma dosyası ve dosyada gizlilik kararı var. O nedenle konu nedir, suç isnadı nedir, benim hangi davranışımı hangi kanunun hangi maddesine aykırı bulmuşlar, bilmiyorum. Fakat belli ki Ekrem Bey’in merkezde olduğu bir yapı kurmaya çalışılıyor. Beni de orada göstermeye çalışıyorlar. Bir kez daha buradan Ekrem Bey’i oyun dışına atmak gibi bir çaba var. Ben kendimi biliyorum. Verilmeyecek bir hesabım yok. Yapılanların hukuken hiçbir dayanağı yok, tamamen gayrimeşru.

"Son iki aydır, troller, gazeteci kılıklı tetikçiler; bana, şirketime hatta eşime yönelik saldırılar başlattıklarında konunun böyle bir yere evrileceğini biliyordum. Geçen ay, çeşitli projeler için iki kez yurtdışına gittim. Bunların olacağını bile bile döndüm. Çünkü verilmeyecek bir hesabım yok. Ben, bu ülkede hala hukuka güvenmek istiyorum. Çeşitli trollerin şikayetiyle harekete geçilmiş olsa bile hakikatın eninde sonunda ortaya çıkacağına inanıyorum. Ben bir siyasetçi değilim, siyasi parti üyesi değilim. Ben profesyonel bir iletişimciyim. Teknik bir iş yapıyorum. Bu ülkede çalışan, üreten, vergisini veren insanlardan suç örgütü üretmeye çalışmak, adalet olamaz.”

PEKİ İMAMOĞLU NE DİYOR?

Müstakbel Cumhurbaşkanı İmamoğlu, onca salvosuna karşın iktidarın, kararlı ve inançlı; dört seçimde de yenilmedim, beşicide de yenilmeyeceğim diyor, başka bir şey demiyor:

“Yerel seçimde bütün bakanları ve bakanlıkların bütçesini kullandılar, yetmedi Cumhurbaşkanlığı bütçesinden AK Partili belediyelere para aktardılar, devletin kanalı TRT ve Anadolu Ajansı’nı propaganda aparatı yaptılar, o da yetmedi kamudan milyarlarca TL bütçe aktarılan havuz medyasıyla her gün yalan haber yaptılar… Milletin parasıyla ve devletin olanaklarıyla sabah akşam propaganda yaptılar, alenen yaptılar, gözümüze soka soka yaptılar. 

Ama olmadı, başaramadılar, her seferinde yine YENİLDİLER.

Milletin parasını, devletin olanaklarını göz göre göre siyasi emelleri için koltukları için kullananlar şimdi bize çamur atmaya çalışıyorlar. Kumpaslar, tezgahlar peşindeler. 

Bu çamurlar tutmadı, tutmayacak. 

5. kez YENİLECEKLER ve evlerine gidecekler.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *