
Yine döndük başa

Yanlış bir kararla her şeyi bir anda bozabilirsiniz ama bozduğunuz şeyi eski haline getirmek tahmininizden çok daha zordur. Çok daha fazla zaman ve çaba gerektirir.
Ülkemiz kuruluşundan bugüne kadar uzun yıllardır başta ekonomi ve siyaset olmak üzere birçok alanda, ağır bedeller ödeyerek çok zor elde ettiği kazanımları sürekli bir çırpıda kaybediyor. Zor kazanıp, kolay kaybediyoruz. Bunun bir sonucudur ki genç ve dinamik nüfusuna, gitgide artan eğitim seviyesine rağmen - hadi öncesine gitmeyelim - cumhuriyet dönemi boyunca dünya ülkeleri arasında bir üst seviyeye çıkmak bir yana başta siyasi, sosyal ve ekonomik kazanımları olmak üzere birçok alanda geriye gitti.
60’lı ve 70’li yıllar boyunca elde ettiğimiz eğitimli, kalifiye ve bilinçli insan gücü, siyasi kültür düzeyi, düşünce özgürlüğü ve ekonomik kalkınma alanlarında büyük emekler vererek elde ettiğimiz kazanımları 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ile harcadık. Yılların birikimini, geleceğimizi yine bir anda kaybettik. Eğitimlisi, eğitimsizi ile bu ülke ve insanları için dertlenen, toplumsal kaygıları önceleyen, bencillikten uzak, idealist bir nesil oluşmuştu ve yarınlar daha da umut doluydu. Belki de daha acısı bir ülke için an sayılabilecek bir zaman diliminde gelişen bu olayların telafisi de mümkün olmadı. Sonraki süreç ülke veya toplum adına değil kendisi veya çevresinin çıkarlarını önceleyen bir insan profili yarattı.
Daha yakın geçmişimizden örnekler vermek gerekirse.
2000’li yıllarla birlikte konjonktürel gelişmelerden de yararlanılarak toplumun geniş alt kesimlerinin fedakarlıkları ile ekonomik alanda özellikle enflasyon ve büyüme gibi göstergelerde önemli başarılar elde edildi. Sürecin sonunda, fedakarlıkları ile bu olumlu gelişmelere katkıda bulunan kesimler bu başarının olumlu sonuçlarından yararlanmayı beklenirken bir anda “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” çıkışı sonucunda alınan kararlar ile faizler hızla düşürülürken bunca kazanımın bir anda yerle yeksan olduğunu gördük. Onca fedakarlık ve yaşanan sıkıntılı süreç ile elde edilen yılların birikimi, bir anda uçup gitmiş, hüsran ile sonuçlanmış ve biz yine başa dönmüştük.
Ve son günlerde yaşananlar.
Yine her zamanki gibi tamamı ile toplumun dar ve sabit gelirlilerin fedakarlıkları ile rayına girmeye başlayan ekonomik göstergelerin bir anda yaratılan güvensizlik ortamı sonucunda bozuluşu ve boşa giden emekler. 19 Mart ve sonrasında yaşananlar umutla beklediğimiz, biraz nefes alabileceğimiz günleri kim bilir ne kadar öteledi. Yine yıllarımız, bir anda yok ettiğimiz kazanımlarımızı yerine koymak için uğraşmakla geçecek.
Yerine koyabilecek miyiz? Emin değilim.