İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Yüksek yargıda bir yol hikayesi

Yüksek yargıda bir yol hikayesi

Mayıs ayında medyaya bir haber düştü. ’İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, önce Sayıştay üyesi yapılacak sonra Anayasa Mahkemesi üyesi yapılacak’ diye… Gerçekten de İçişleri Bakan Yardımcısı Sayıştay üyeliğine aday oldu ve TBMM tarafından 29 Haziran’da atandı. Ardından Sayıştay Genel Kurulu 19 Eylül’de aynı kişiyi Anayasa Mahkemesi üye adaylığına seçti.

Muhalif Analiz / İnanç Uysal

29 Haziran'da Sayıştay'a seçildikten sonra 19 Eylül'de AYM üyeliği için aday gösterilen Muhterem İnce'nin Sayıştay'daki mesaisinin büyük bölümü de 40 günlük adlî tatile denk geldi.

Nasıl ki İrfan Fidan, Anayasa Mahkemesi’ne planlanarak Cumhurbaşkanı tarafından atandı ise şimdi de eski İçişleri Bakan Yardımcısı TBMM tarafından seçilerek aynı şekilde Anayasa Mahkemesi üyesi oldu.

Bu konunun 6 ay önce muhalefet tarafından böyle olacak diye gündeme getirilmesinin ardından aynen o şekilde gerçekleşmesi ülkenin en üst yargı makamında nasıl bir etki yapar sorusu da akıllara takılı kaldı. Tarafsızlık, bağımsızlık, kimsenin etkisi altında kalmadan karar verme ilkeleri bu tarz seçimlerden sonra kamuoyu tarafından sıkça dile getiriliyor.

2003 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Özok, CHP üyesi olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi ve Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığının tartışma konusu yapılmaması için görev kabul etmediğini açıklayarak üyelikten kendi isteği ile çekilmişti.

Yargıtay kontenjanından üye seçiminde nihai yetki Cumhurbaşkanında. Ancak burada Anayasa yetkiyi TBMM ye vermiş. İnce'nin henüz Anayasa Mahkemesi üyesi seçilmeden bununla ilgili haberlerin seçilmiş gibi önceden yapılmış olması da kamuoyunda güven problemlerine ve TBMM seçimleri şeklen yapıyor yorumlarına neden oldu. 

Özellikle muhalefet tarafından neredeyse 6 ay önce gündeme getirilen iddiaların da kendisini gerçekleştirdiği değerlendirmesi yapıldı.

BU MİLLETE ‘’ELVEDA ANAYASA MAHKEMESİ’’ dedirtmeyelim

İncenin atanması Prof. Kemal Gözler'in 'Elveda Anayasa Mahkemesi' başlıklı makalesinde ki şu bölümleri hatırlattı:

"Her şey Anayasamıza ve kanunlarımıza uygun bir şekilde cereyan ediyor görünebilir. Ama ortada anormal bir durum var ve dahası bu anormal durum Anayasa Mahkemesinin etkinliğini bitirmeye aday bir durumdur."

‘’Anayasa Mahkemesi, pek çok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de anayasal sistemin kilit taşı niteliğinde bir mahkemedir. Anayasa Mahkemesi anayasal sistemin hâkemidir. Bu hâkemin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ,sistemin işleyebilmesi için olmazsa olmaz koşuldur.’’

‘’Anayasa koruyucu , Anayasa Mahkemesine üye atama yetkisinin kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla, ustaca, kendi içinde birbirini dengeleyen  yetki ve usullerden oluşan bir sistem tasarlamıştır. Bu sistemde, Anayasa koyucu, Anayasa Mahkemesine üye atama yetkisini tek bir makama vermemiş, bunu Cumhurbaşkanı ve TBMM arasında paylaştırmıştır.’’

‘’Anayasa koyucu, Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesine üye seçme yetkisini, sekiz üye bakımından, bu yetkiye Yargıtay, Danıştay ve YÖK’ü ortak ederek sınırlandırmış ve dengelemiştir. Böylece Anayasa koyucu Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesine üye atarken siyasî saiklerle hareket etmesini engellemek istemiştir.’’

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *