Hakkında bilinenler neler?

Meksika tarihinin dönüm noktası: İlk kadın devlet başkanı Sheinbaum

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Meksika tarihinin dönüm noktası: İlk kadın devlet başkanı Sheinbaum
Abone ol
İklim bilimci Claudia Sheinbaum, Meksika tarihinin hem ilk kadın, hem de ilk Yahudi devlet başkanı oldu. Sheinbaum, daha önce başkent Mexico City’nin belediye başkanlığını yapmıştı. Peki, Sheinbaum hakkında bilinenler bu kadarla mı sınırlı? Nasıl bir lider? Meksika'ya neler vaat ediyor?

Oğuz Büber - Muhalif Analiz

Mexico City’nin eski belediye başkanı, iklim bilimci Claudia Sheinbaum Pazar günü (dün) gerçekleştirilen seçimlerde büyük bir zafer kazanarak iki ilki birden başardı: Meksika’nın ilk kadın ve ilk Yahudi devlet başkanı.

61 yaşındaki Sheinbaum; en fazla seçmenin katılım sağladığı ve en fazla sandalyenin yer verileceği, yetkililerin ifadesiyle Meksika tarihinin en büyük seçimini kazanmayı başardı.

Seçim, her türlü dönüm noktasıydı. Çünkü bir değil iki kadın, kıtanın en büyük uluslarından biri olan Meksika’nın yeni lideri olmak için kıyasıya bir mücadele verecek ve sonunda bir kadın lidere kavuşacaktı.

Ve seçim aynı zamanda, çoğunluğu Katolik olan büyük ülkelerden birinin başına Yahudi bir lider getirmişti.

Sol görüşlü Sheinbaum’un seçimi kazanma noktasındaki en büyük argümanı; kuşkusuz, Meksika’nın mevcut başkanı ve kendisinin akıl hocası Andres Manuel Lopez Obradur’un mirasını devam ettirme sözüydü.

Kampanyasının bunun üzerine kurması; parti tabanını mutlu etmiş, muhalefet cephesini ise endişelendirmişti.

Birçok kişiye göre de, seçimin bir diğer anlamı: Lopez Obrador’un liderliğinin referandumu, yani Obrador’un zaferi ve kurduğu parti için güven oylamasıydı.

Lopez Obrador, Meksika siyasetine yeniden yön veren ve adeta devrim yapan bir isim.

Görev yaptığı süre boyunca milyonlarca Meksikalı vatandaş yoksulluktan kurtulmuş, asgari ücret iki katına çıkmıştır.

İyi yanlarının aksine son derece kutuplaştırıcı bir başkan olduğunu; kartel şiddetini kontrol edememekle, sağlık sistemini aksatmakla ve demokratik kurumları baltalamakla sorumlu tutulduğunu da söyleyelim.

Yine de, Obrador’un popülerliğinin ülke geneline yayıldığını ve cazibesinin halefinin seçilmesinde etkili olduğu apaçık ortada. Mevcut tüm zorluklara karşın, muhalefet kendi adaylarının daha iyi bir seçenek olduğu konusundaki iddiasında başarılı olamadı.

İlk sonuçlara göre Sheinbaum, oyların en az yüzde 58’ini alarak en yakın rakibi olan eski senatör Xochitl Galvez’in en az 29 puan önünde seçimleri kazandı.

Galvez, oylamadan günler önce verdiği bir röportajda, Obrador’a karşı, ‘sistem karşıtı verilecek oyların’ kendisini zafere taşıyabileceğini söylemişti. Fakat hiç de düşündüğü gibi olmadı ve partisi halkta düşündüğü karşılığı bulamadı.

Meksikalı siyasi analistlerin, Meksika seçimlerine dair yaptıkları yorumların ülkemizde gerçekleşen 31 Mart Yerel Seçimleri’yle bir ortak noktası bulunduğunu söyleyebiliriz. Meksika siyasetinde de gündem ve kazanan taraf ‘değişim’ oldu.

Analistler, Xochitl Galvez’in müesses nizamı temsil ettiği için ‘değişim’i temsil edemediğini belirtiyorlar. Meksikalı vatandaşların büyük bir kısmının Obrador’un getirdiği ‘değişim’in devam etmesi yönünde tutum sergilediği ifade ediliyor.

Seçmenler arasında, Sheinbaum’u akıl hocasının (Obrador) getirdiği değişiklikleri kurumsallaştıran bir aracı olarak görenler de var. Altı yıllık süreçte kaydedilen ilerlemenin fark edildiği belirtilirken daha fazla değişim gelmesi gerektiği savunuluyor.

Peki, değişim hareketinin temsilcisi olan Claudia Sheinbaum hakkında neler biliniyor?


Sheinbaum’la ilgili belki de en önemli tartışma konusu; Obrador’un politikalarından ayrılacak mı? Yoksa onun mirasını sürdürmeye devam mı edecek?


Claudia Sheinbaum’ın özelliklerini sıralamaya kalktığımızda övgüyle bahsedeceğimiz birçok vasfın karşımıza çıktığını görüyoruz. Bunlardan birkaçı ise şöyle: Enerji mühendisliği alanında doktorası bulunuyor, Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüş Birleşmiş Milletler iklim bilimcileri panelinde yer almış ve kıtanın en önemli başkentlerinden, en büyük şehirlerinden birini yıllarca başarıyla yönetmiş.

Pazar günü (dün) ise bu özgeçmişin en tepesine bir başarı daha eklendi: Meksika’nın seçilmiş ilk kadın başkanı.

Sheinbaum, maçoluk kültürünün ve kadınlara yönelik şiddetin yayın olduğu bir ülkenin yeni lideri olarak adeta çığır açtı.

Seçildikten sonraki ilk sözleri ise, “200 yıllık cumhuriyet tarihinde Meksika’da bir ilki başararak, ilk kadın başkan olacağım” şeklinde oldu. Ve bu başarıyı sadece kendisine bahşetmeyerek şunları da belirtti: “Yalnız başarmadık. Hepimiz başardık; bize vatanımızı veren kahramanlarımızla, atalarımızla, annelerimizle, kızlarımızla ve torunlarımızla birlikte”.

Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından Sheinbaum’un önündeki sıradaki engelin, selefi ve uzun yıllardır akıl hocası olan eski başkan Lopez Obrador’un gölgesinden çıkmak olması gerektiği belirtiliyor.

Kendisi ve Obrador hakkındaki bir röportajda şöyle diyor Sheinbaum, “O çevre açısından tartışmalı projelere yatırım yapan bir petrolcü, ben ise bir iklim bilimciyim.”

İkili arasındaki ittifak ve halef-selef ilişkisi ise Meksikalıların şu soruyu kendilerine sormalarına çok defa neden oldu: ‘Sheinbaum tek başına bir lider olabilir mi? Yoksa sadece piyonu olarak mı kalacak?’

Sheinbaum, gazetecilere yaptığı açıklamalarda da bu durumdan oldukça yakınarak, “Birçok köşe yazarı bunu söylediği için benim bir kişiliğim olmadığı gibi bir düşünce var” demişti.

Oysa kendisi Obrador’dan bağımsız olarak ülkeye hükmedeceği konusunda oldukça ısrarcı ve belli başlı öncelikleri de bulunuyor.

 

Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı hakkında bilinmesi gereken birkaç madde şu şekilde:

1. Ülkenin sorunlarını miras olarak devralıyor: Borçlar, göç sorunu, karteller…

Sheinbaum kendisini takıntılı ve disiplinli olarak tanımlıyor. Fakat analistler, disiplinin yeterli olamayabileceğini belirtiyorlar.

Yeni başkan olduğundan dolayı; daha şimdiden, uzun bir sorunlar listesinin kendisini beklediğini söyleyebiliriz. Devletin sahibi olduğu petrol şirketi borç altında eziliyor, göç sorunu tarihi zirveleri görmüş durumda ve kartel şiddeti ülkenin en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor.

Obrador’un suç gruplarına savaş açmak yerine şiddetin nedenlerini ele alma politikasını sürdüreceğini bildiren Sheinbaum; aynı zamanda, cezasızlık oranlarını düşürmek ve ulusal muhafızları güçlendirmek için de çaba sarf edecek.

Değişimin göstergesine ipucu olarak ise; sık sık yolsuzlukla suçlanan bir kurum olan göç otoritesinde reform yapmaya uğraşacağını belirtti.

2. Çekingen hatta soğuk denilebilecek bir karakter

Sheinbaum; kendini ya da başarılarını pazarlayan bir karakter değil de, sessizce işleri halleden bir duruş sergiliyor.

Meslektaşları, Sheinbaum’ın Avrupa’dan kaçan Yahudi göçmeni bir ailenin torunu olmasıyla ilgili ya da özel hayatıyla ilgili neredeyse hiçbir bilgi paylaşımında bulunmadığını söylüyorlar.

Biz Sheinbaum’ın kökeniyle ilgili birkaç bilgi verelim:

Sheinbaum, solcu ve laik bir Yahudi aileye mensup. Meksika Yahudi toplumunun kurumlarıyla ise bir ilişkisi bulunmuyor. Tek ortak etkinlikleri geniş aile bayramlarını birlikte kutlamaları.Babası Aşkenaz Litvanya göçmenlerinin çocuğu (1920’ler), annesiyse Holokost’tan kaçıp Bulgaristan’ın Sofya şehrinden Meksika’ya göç etmiş bir Sefarad Yahudisi (1940’lı yıllar). Sheinbaum ise kendisini Yahudi kimliğinden daha çok siyasi aktivist kimliği ile bağlantılı hissediyor. Sheinbaum’un hem annesi hem de babası 1960’lardan itibaren Meksika’nın sol hareketinde rol almışlar ve babası uzun yıllar Komünist Parti ile gizli bir şekilde bağlantıda kalmış.

Çalışanları tarafından ise; aynı anda hem korku, hem de hayranlık uyandıran, çabuk öfkelenen sert bir patron olarak biliniyor.

Fakat toplum içerisinde; bu özelliklerini oldukça fazla kontrol etmektedir ki, dışarıdan bakıldığında soğuk olarak nitelendirilmektedir.

Bazıları Sheinbaum’un profesör tavrının, kişiliğinin gücüne güvenerek partisini ezici bir güç haline getiren Obrador tarafından tanımlanan bir siyasi ortamda zorluklar yaşayabileceğini söylüyor.

Hatta bir Meksikalı siyasi analist daha da ileri giderek, “Karizması yok, popülaritesi yok, kendi siyasi dayanıklılığı yok, bu yüzden bu özellikleri Lopez Obrador’dan ödünç alması gerekiyor” şeklinde yorumda bulundu.

Fakat bazı Meksikalılar için; ülkeyi partizanca kargaşaya sürükleyen eğlenceli adamın panzehiri heyecandan uzak bir kadın olabilir.

3. Uzun zamandır Obrador’u memnun etmek için emek harcıyor

Sheinbaum’un siyasi kariyeri, Lopez Obrador’un 2000 yılında Mexico City belediye başkanı seçilmesi ve kendisini bir lokantadaki toplantıya davet etmesiyle başladı.

Obrador’un kendisine ilk olarak, “Benim istediğim şey kirliliği azaltmak” dediğini ve “Bunu nasıl yapacağımız biliyor musunuz?” diye sorduğunu hatırlıyor. O ana dek, enerji kullanımı ve karbon emisyonları üzerine bir düzineden fazla rapor yazmış olan Sheinbaum “evet” dedi ve Obrador’un çevre bakanı oldu.

Beraber çalıştığı birkaç kişiye göre de, toplantılarda patronunu memnun etmek için neredeyse her şeyini vermeye istekli görünüyordu.

Sheinbaum yıllarca akademi ve siyaset arasında gidip geldi ama her zaman Lopez Obrador’un yakınındaydı. Obrador, 2014 yılında Morena partisini kurduğunda; Sheinbaum’un Mexico City’nin bir ilçesi olan Tlalpan’ın belediye başkanı olmak için partiden adaylığını koymasını istedi ve desteği sayesinde kazandı.

4. Talepkar bir patron imajı

2018 yılında, Lopez Obrador ezici bir çoğunlukla ülke başkanı olurken; Sheinbaum, Mexico City’nin belediye başkanı olarak seçilmişti. Kısa zaman içerisinde titiz patron olarak ün saldı.
Kabinesinin eski üyelerinden biri ise Sheinbaum hakkında şunları söylüyor: “Kimse onun toplantılarına ‘üzerinde çalışıyorum’ demek için gidemez. O bir odaya girdiğinde herkes dik bir şekilde oturur. Bir toplantıda konuşulan belirli rakamları haftalar sonra bile hatırlayabilir.”

Sheinbaum’u savunanlara göre bazı insanlar başlarında bir kadın olmasına kötü tepki veriyorlar.

Ekibinde yer alan feminist aktivist Marta Lavis, onun yönetiminde olan bazı insanların kendilerine bağırdığı için alındıklarını ya da kendilerini kötü hissettiklerini bildiğini fakat bunun kültürel bir durum olduğunu eğer bir erkek bağırsaydı sorun etmeyeceklerini belirtiyor.

5. Obrador’un vizyonuna gerçekten inanan biri

Sheinbaum’un yıllardır; hem kendisi olup, hem Lopez Obrador ile bu kadar uyumlu olabilmesinin tek bir açıklaması olduğu ifade ediliyor. O da, Obrador’a gerçekten inanması.

2022 yılında bir radyo sunucusu, dinleyicilerden gelen sivri uçlu şu soruyu Sheinbaum’a yöneltmişti:

“Neden kendi fikirlerinizle yöneten bir kadın olmayı tercih etmiyorsunuz? Neden Obrador’un sirkinden çıkmıyorsunuz? Neden aynı kelimeleri ve aynı retoriği kullanıyorsunuz?”

Sheinbaum tereddüt etmeden şu cevabı veriyor:

“Başka biriyle aynı düşüncelere sahip olmak, onu taklit ettiğiniz anlamına gelmez. Yalnızca fikirlerine katılmış olursunuz. İnandığınız şeyi inkar edemezsiniz.”


Yorum Yazın