İstanbul
Kapalı
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,5863 %0.09
39,7982 %0.41
3.411,74 % 0,48
80.307,52 %-2.156
Ara

Gara acısından Fosforlu Cevriye'ye nasıl geldik?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Gara acısından Fosforlu Cevriye'ye nasıl geldik?

GARA Operasyonları teknik ve taktik açıdan tartışıldı.  
Doğru mu? 
Yanlış değilse de eksik. 
2021 yılında daha çok tartışacağız. 
Neyi mi? 
Irak’ın kuzeyi ve Suriye’nin kuzey doğusunu. 

Türkiye’nin Irak ile Suriye’de yürüttüğü terörle mücadelesini ayrı odaklar olarak sayamayız. 2015 yılından beri bu böyledir. Son nokta İran ile ilişkilerdir. İranlı General Kasım’ın birlikleri Suriye topraklarında konuşlanmıştı. Yani, İsrail ile kırılgan Suriye topraklarında karşı karşıyaydı. Yaşayan Şehit ünvanlı Kürt kökenli Kasım, İran için gelecekteki lider adayı idi.  Öldürüldü.  
Ve sonuç; İsrail aylar sonra karşı harekete geçti. İran ile çatışma noktasını Irak’a taşıdı. Hatta AB karşıtı Ermeni Paşinyan yönetiminin ABD merakı yüzünden Karabağ’a kadar uzanmaya çalışıyor. Bu sebeple Putin Türkiye’yi de “kısmen by pss” etmeye çalıştı.  

Papa’nın Irak ziyaretini bu çerçevede görmek lazım.  Şiilik Irak’ta doğdu. İran’da yaşıyor. Şiiliğin kutsal merkezi Irak'tadır. Bu sebeplerle Irak ve İran Şii önderleri birbirini sevmez. Hatta rakiptirler.  
Ermenistan’a yıllardır “kucak açan” ve özellikle Irak’ta 2016 yılından beri etkinliğini artıran İran ise, İsrail’in Türkiye’yi partner olarak seçme ihtimalinden çok rahatsız. ABD ise çoğunluğu Kürt bölgesinde Sünni Irak’a itibar etmektedir.  
Türkiye her zamanki gibi bölgede dengedir. Olmaya da devam edecek. Süreç ne kadar kötü idare edilirse edilsin bölge halkını arkasına alan Türkiye hep etkin olacak.       
Irak’ın kuzeyiyle ilgisi hiç eksilmeyen ABD ise Suriye’ye geri dönmeye hazırlanmaktadır. İddiasını sürdüren Rusya PYD üzerinde baskı kurmakta, Suriye’de güvenli bölgelere saldıran ve TSK tarafından sert karşılık gören YPG de ABD ile nikah masasına oturmak üzeredir.  Endişemiz çatışma alanının Türkiye’ye kaymasıdır. Allah korusun. 
Bu sebeple Türkiye GARA’dan sonra Sincar-Ayn Arap hattında son noktaya kadar adım adım durmaktadır. 
 
Esad ise 10 Ocak kararları ile küçülmeye gitmektedir. Ordu gücünü yarı yarıya düşürme kararı alan Esad bu kararla silahlı kuvvetlerini 2013 öncesine çekmektedir. Bu da sorunlar derin olsa da Esad rejiminin SDG ve Özerk yönetim ile çatışmayacağı anlamına geliyor.
 
İran da sadece Karabağ’da Ermenistan kartına oynadığı için bozuk değil. O da Sünni Belücistan ve Sistan sorunu ile uğraşmaktadır. Pakistan sınırında faaliyet gösteren Ensarul Furkan ve   Ceyşü’l adlı örgütleri bahane ederek rejim muhaliflerini tutuklamaya çalışmaktadır.
 
SANDIK HEPİNİZİ TASFİYE EDER HA! 
Bölgemizde yaşanan bazı sorunlara başlıklarla “teğet” geçtik. 
Etrafımız kaynarken biz ne mi yapıyoruz? 
AK Parti Kongresinde ne olacak? 
Kim bakan olacak? 
Muharrem İnce ne yapacak? 
Ey CE HA PE! 
Enişte kadar başınıza taş düşsün, muhabbetleri… 
Hele hele ne büyük ayıp. 
“Fosforlu Cevriye…” 
Yuh artık!
Bir anneye, bir lidere, bir kadına yapılacak bu ayıptan hepimiz ders almalıyız. Hatta utanmalıyız. 
Ve helal sana Meral Akşener Hanım... 
Boşuna dememişler. Geleceği güçlü kadınlar ve gençler kuracak… 

Son sözüm liderlere…
Bu kadar seviye düşerse sandık hepinizi toptan tasfiye eder, haberiniz olsun…


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *