İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara

Babalar İğde Dalı Takar Yakalara…

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Babalar İğde Dalı Takar Yakalara…

Babaların günüdür Haziran’lar. İğde dalları kokmaya başlarken.

Sağlam, dimdik ayakta duran adamların…

Ancak

Haziran ayı yazın ilk vuran sıcağını bile keser, erken gidişlerle. Azalan sesler, eksilen gözlerle… Bir Nazım’ı bilirdim, Haziran ayının başında. Babam gidene kadar…

Hasan Hüseyin Korkmazgil,  onun anısına yazdığı şiirde:

«uyarına gelirse 
       tepemde bir de çınar» 
             demişti on yıl önce 
demek ki on yıl sonra 
demek ki sabah sabah 
demek ki «manda gönü» 
demek ki «şile bezi» 
demek ki «yeşil biber» 
bir de memet'in yüzü 
bir de güzel istanbul 
bir de «saman sarısı» 
bir de özlem kırmızısı 
demek ki göçtü usta 
kaldı yürek sızısı 
              geride kalanlara”
der...

Babacığım da demişti: “Bir çınar ağacı var başımda. Gölgelik yerim, çok güzel!” Silivrikapı’da yatacağı mezarı satın aldığında.

“HAZİRAN DA ÖLMEK ZORDUR” demişti. yıllar var ki ter içinde 
       taşıdım ben bu yükü 
bıraktım acının alkışlarına 
                      3 Haziran '63'ü”

Ben doğarken o gidiyordu. Ve adaşından öğrendiğim ilk şair de Orhan Veli’ydi. Bir garipti. Bir olmadık çukurun içerisinde kaybolup gitti. Belki Haziran değildi ancak bir değerdi.

Orhan’lar özeldir. Orhan’lar güzel kişiliklerdir. Tıpkı 2 Haziran 1970 de giden Orhan Kemal gibi… Hangi “Gurbet Kuşları"nın kanadına sığınır da gelmez bu Orhan’lar.

1940 yılı, Bursa Cezaevi’nde etkilenmişti Nazım’dan da oğlunun ismini Nazım koyuvermişti Orhan Kemal.

Beni kendi doğum gününe bir hafta kala bırakıp giden, üzerimden asla gitmeyecek olan ve her BABALAR GÜNÜ’nde çiftte kurşun yediğim, 3 Haziran tarihi ile her şeyi savurur.

GEZİ’ler doğar gençlerin gözlerinde, yürek yangınlarında Haziran’da pusların mevsimi.

HAZİRAN’da ölmek zordur da belki de en çok yitirmek zordur.

17 yıldır, 58 yıldır ağır yük…

3 Haziran…

İğde dalı takardı avuçlarıma babam.

Ben, babam gibi deli. Onun iki numarası.

Nazım ile aynı gün yitirdiğim Canım Babam! Orhan.

Nazım sayesinde şiir yerine; öykü ve roman yazmaya başlayan Orhan Kemal.

Uğruna hasret prangaları eskittiğimiz, 2 Haziran tarihinde Ahmed Arif ve Gezi’ci gençlerimiz…

Hepsi biziz…

Hepsi Babam,

Hepsi Orhan Kemal.

Hepsi Nazım.

Hepsi Orhan’lar…

HAZİRAN… Haz mevsimi değil sanki HAZAN…

Işıklarla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *