İyiliğe adanmış bir Hayat
Sevgili Okurlarım,
İnsan uzun yaşayınca hayatında çok olay olur, bazıları iyi bazıları ise maalesef kötü olur. Bu olaylar sanki bir filim şeridi gibi önünde akar. Geçmişte yaptığı hatalara insanın inanası gelmez. Gençken yapabildiklerini de ileri yaşlarda yapamaz. Fransızlar ne demiş : Gençler bilebilseydi , yaşlılar yapabilseydi. Bunları düşününce hayatımı iyi kullanıp kullanmadığımı düşünmeye başladım. Bir terazimiz olsaydı ve iyi yaptıklarımız ile kötü yaptıklarımızı tartabilseydik? Ne olurdu dersiniz?
Ben sizlere kendimi değil de hayatını iyiliğe adamış bir kişiyi anlatacağım. Bu kişiyi bu hafta kaybettik. Cenazesine kalabalıktan giremedik, ama canlı yayında onun hakkında konuşulanları dinledik. Diyeceksiniz ki cenazede konuşanlar kötü konuşmaz. Ama özel konuşmalardaki konuşmaları dinleseniz bu lafı etmezsiniz.
Türk Musevi Cemaati Hahambaşısını kaybetti. Rav İsak Haleva sadece Musevi Cemaatinin dini lideri değil aynı zamanda herkesin arkadaşı, ağabeyi, sırdaşı ve çözüm ortağı idi. Bunu sadece museviler için değil ders verdiği İstanbul Üniversitesi İlahiyat fakültesi öğrencileri için, etrafında çalışanlar için, yaşadığı semtlerdeki komşuları ve esnaflar için de söyleyebiliriz.
Benim için ise bir Ağabey, bir dost, sosyal hizmetlerde beraber çalıştığım bir arkadaş idi. Etrafımda konuştuklarım da aynı hislerime katıldılar. Daha önceki yazılarımda sizlere Burgazada yıllarım hakkında üç yazı yazmıştım. Muhalifteki eski yazılar bölümünde bulabilirsiniz. Burgazada’da ise Rav Haleva duaları yöneten, gençlere din dersleri veren, onları Musevilikteki onüç yaş törenlerine hazırlayan bir öğretmen ve bir yol gösterici idi. Burgazada’nın tüm esnafları, tüm yaşayanları onu tanır, sever ve onunla muhabbet etmeye bayılırlardı. Hahambaşı olunca koruması vardı ama onu halk arasında kahve içerken, sohbet ederken korumasız olmasına herkes alışıktı.
Ben ise ona her fırsatta zor sorular sorar ve verdiği akıl ve hikmet dolu cevaplara da hayran kalırdım.
Burgazada’da dolaşması için bir elektrikli arabası vardı ve genellikle koruması kullanırdı. Bir Pazar akşamı arabayı kendisi kullanırken yolunu kestim. Arabanın önünde durdum ve ne yapıyorsun dedim. O da bana görmüyor musun araba kullanıyorum diye cevap verdi. Ben de koruma nerede diye sorunca bana göğü gösterdi ve koruma orada dedi.
İşte bizim çok sevdiğimiz Hahambaşımız böyle zeki ve inançlı biri idi.
Burgazadalılar önümüzdeki yaz onun zeka dolu cevaplarını, neşeli nüktelerini çok arayacaklardır.
Ben de çok sevdiğim Ağabeyimi özleyeceğim. Eminim ki ışıklar içinde uyuyordur ve bulunduğu yerden hepimizi kolluyordur.
Saygı ve Sevgilerimle