AKP’nin arpalıkları
Önceki yazılarımdan birisinde, Türk kültür ve sanatını dünyaya tanıtmak amacıyla kurulan Yunus Emre Vakfı ve alt birimi Yunus Emre Enstitüsü’nde yapılan yolsuzlukları yazmıştım. Bir kaç gün önce, bu defa 15 Temmuz Şehitleri ve Gazileri Derneği’nde akıl almaz başka bir yolsuzluk olayı daha patlak verdi.
Bizim basından derlediğim haber şöyle:
“Yönetiminde AKP’li üst düzey siyasetçilerin olduğu 15 Temmuz Şehit ve Gazileri Derneği’nin, topladığı bağışlarla lüks villalar satın alındığı ortaya çıktı. Bu durum 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde yaşamını yitirenlerin yakınlarının CİMER’e (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) yaptıkları şikayetler üstüne ortaya çıktı.
15 Temmuz darbe girişiminde 251 kişi yaşamını yitirirken 2 bin 740 kişi de yaralandı. 15 Temmuz sonrası yaşamını yitirenler ve yaralananların aileleri için dernek çatısı altında bir yardım kampanyası başlatıldı. Kampanyada bağış olarak toplanan 310 milyon lira ailelere dağıtılmadı.
“BirGün gazetesinin haberine göre derneğin kasasının boşaltıldığı ortaya çıkınca mağdur aileler CİMER’e baş vurdu. Yapılan şikayetlerde özetle şu ifadelere yer verildi:’15 Temmuz Derneği yönetimi, 100’den fazla iş insanının bağışlarını zimmetlerine geçirip İstanbul ve çevresinde lüks villalar satın aldılar. Dernek yönetiminin mal varlıklarının araştırılıp sebepsiz zenginleşmeleri üstüne her türlü inceleme, araştırma ve soruşturma başlatılmalı. Bizim acılarımız üstünden hele de vatana ihanetin söz konusu olduğu 15 Temmuz üstünden kimse nemalanamaz.’
“15 Temmuz Derneği yönetimindeki isimler şöyle:
Başkan İsmail Hakkı Turunç: Geçmişte hamam işlettiği ve Recep Tayyip Erdoğan’la tanıştıktan sonra hayatının değiştiği bildiriliyor. Erdoğan’a en yakın isimlerden birisi. Turunç 1993-97 arası Refah Partisi Fatih ilçe başkanlığı yaptı. 1999’da Fazilet Partisi ilçe meclisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi oldu. Erdoğan bir çok seçimde Turunç’u görevlendirdi. 2011 seçimlerinde AKP Seçim koordinasyon Merkezi koordinatörü olarak İzmir’de görevlendirildi.
Hüseyin Can: Eski Ümraniye Belediye Başkanı
Hasan Doğan: Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü
Adnan Ertem: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı
Bülent Turan: İçişleri Bakan Yardımcısı ve eski milletvekili
Enes Eminoğlu: Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, eski TÜGVA (Bilal Erdoğan’ın vakfı) Başkanı
Ramazan Can: Adalet Bakan Yardımcısı, eski milletvekili
Sevim Sayım Madak: Aile Bakan Yardımcısı
“Danışma Kurulu da AKP’ye çok yakın isimlerden oluşuyor:
Nedim Şener: Gazeteci
İdris Güllüce : Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı
Alinur Aktaş: Eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Hayri Baraçlı: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri
Hasan Kaçan: Oyuncu
Ahmet Yenilmez: Oyuncu ve şair.”
Yıllardır AKP’lilerin yönettikleri vakıf ve derneklerde türlü türlü suçlar işlendiği, el kadar çocuklara tecavüz edildiği ortaya çıkmış, bir dönemin Aile ve Adalet Bakanları, “Küçüğün rızası vardı. Bir kereden bir şey olmaz,” diyebilme vicdansızlığını göstermişlerdi.
Çocuklara tecavüz, taciz rezaletleri derken bir de toplanan bağışların üstüne oturma, devletin paralarını hortumlama suçları hem de Saray’a en yakın isimler tarafından işleniyor. Nasıl mı? Hemen anlatayım. Daha önceki yazılarımdan birisinde Yunus Emre Vaktı’ndaki yolsuzluklardan söz etmiştim. Ne oldu? Hiç bir şey. Üstelik vakfın başkanı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy koltuğunda oturuyor; keyfi de yerinde. Hakkında hiç bir takibat yok. Oysa Beşiktaş’ın CHP’li Belediye Başkanı Rıza Akpolat, üstelik Yargıtay, TBMM, başka devlet kurumları, AKP’li sürüyle belediyeden ihale aldığı açıkça bilinen Aziz İhsan Aktaş’tan ihale karşılığı rüşvet almak suçundan içeride. Yasaya göre belediye başkanlarının ihalelere imza atma, ihalelere karışma yetkisi yok. Buna rağmen belediye başkanı ve Aktaş’ı içeri atıyorlar, ama haklarında Aktaş’ın ihaleler aldığı AKP’li belediyelere dokunan yok. Ya da Covid pandemisi döneminde bakanlığına, kendi şirketinin üretimi yüz milyonlarca dolarlık dezenfektan sattığı ortaya çıkan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a ne yaptınız? Kadın istifa edip gitti. Hesap verdi mi? Hayır. Attı cebe milyonları ortalıktan yok oldu. AKP için Türkiye tam bir Dar-ül Harb olarak görülüyor besbelli. Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin. Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Rahmetli Tevfik Fikret’in ruhu şad olsun.