CHP'nin yol haritası; aday ve program etrafında seferberlik

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iki hafta önceki "Başlıyoruz" temalı grup toplantısında partisinin yol haritasını şöyle açıklamıştı:

"BAŞLIYORUZ"

"Bugün bu kötülüğe karşı demokrasiyle geldiği koltuğu bırakmak istemeyenlere karşı yeni yürüyüşün ilk günü. Bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerinin teker teker tespitinden, sandıkta bir oyu çaldırmamak için daha önceki deneyimlerimizle sandığı korumaktan, sonlanma aşamasına geldiğimiz partinin programını bir iktidar programına dönüştürmekten dimdik dikilecek cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz. Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içerisinde tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak daha önce de dediğimiz gibi 2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil partinin meclisi olarak seçilmiş organımız değil hepimiz ama sayıları bir milyon 600 bine yaklaşan cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum bugün ilk gün." 
 

Özel'in çizdiği yol haritası,  bir yerde 38. Olağan Kurultay'dan hemen sonra işaret ettiği ancak tam olarak anvele etmeyen seferberliğin de başlaması ve artık anvele edecek iklimi oluşturması demek. Zaten yeni üyeliklerin hızla artış göstermesi ve günlük 2500'e ulaşması, ilçe binalarının üye kaydı için ışıklarının akşam 21.00'e kadar yanacak olması bunun için. 
 

PROGRAM ÖNEMLİ, ADAYLIK SÜRECİ GEÇ BİLE KALDI 

Özel'in yol haritası içinde birçok kez altını çizdiğim program meselesinin de yer alması çok önemli. Çünkü 2008'den bu yana ilk kez değişecek CHP'nin yeni programı aynı zamanda CHP'nin cumhurbaşkanı adayının da, partinin de seçim programının altlığını,  esasını oluşturacak. En geç nisan ayı sonunda programın netleşmesi ve cumhurbaşkanı adayının da belirlenmesini önemli buluyorum. Yoksa geç kalmış olur CHP. Hatta Mansur Bey gibi değil,  cumhurbaşkanı adayının ilanının şimdiki durumda bile geç kaldığını düşünüyorum. 

İMAMOĞLU: PARTİDE VE ÜLKEDE DEĞİŞİMİ ATEŞLEYEN SİYASİ FİGÜR 

TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu,  2023 cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun gecesinde gün sabaha dönerken,  birkaç saat sonra Ankara'dan İstanbul'a döndüğünde çekilip yayınlanacak "değişim" videosunun kararını özel jetteki yolculuk sırasında vermişti. Bunu bizzat Necati Özkan'dan dinledim ve zaten basında da yer aldı bilahare. İmamoğlu'nun değişimden muradı şuydu: Partide değişim olmadan ülkede değişim olmaz. 
 

Nitekim,  yaklaşan 38. Olağan Kurultay için çalışmalar başladı,  İmamoğlu-Özel İttifakı oluştu parti içinde.  Bu ittifakın kısa zamanda çatırdamasını bekleyenler hayal kırıklığına uğradı; çünkü kurultaydan sadece beş ay sonraki yerel seçimlerde bu ittifakın yönetimindeki partinin oyu yüzde 38'e çıktı ve CHP Özel'in tanımıyla cam tavanı kırdı. Değişim beraberinde bir sıçrama sağlamıştı. Bunun dışındaki gerek kurultay süreciyle gerek seçim süreciyle ilgili türlü tezviratı lafı hiç dolandırmadan ayıplıyorum. Sonuçları partideki herkes bilaistisna içine sindirmelidir. 
 

Filmi biraz geriye alalım... İmamoğlu   2014 yerel seçimlerinde Beylikdüzü'nü AK Parti'den aldı. 2019'da son başbakan Binali Yıldırım'ı 13 bin oyla geçerek İBB Başkanı seçildi. 1 oyla başkan belli olurken,  hatta eşit oy çıkınca iki adaya da, kura ile başkan belirlenirken iktidar mızıkçılık yaptı ve tekrar seçime gidildi! İmamoğlu,  bu kez 6-7 kat fazla fark atarak kazandı. İmamoğlu,  2023'te bu kez meclis çoğunluğunu da alarak ve ilçe belediyesini 26'ya çıkararak kazandı.  Hem de bir bakanı ve ona destek olan bakanları ezip geçerek. İktidarın bütün olanakları dibine kadar kullanmasına karşın. 
 

CHP'NİN ÜYELERİ KİMİ İŞARET EDERSE GRUPTAN O ÇIKAR 

Bu flashback ardından yeniden yol haritasının cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi yöntemine döneceğim. Bütün üyelerle örgüt denetiminde ön seçim heyecan verici. Sadık okur hatırlar; 2020 Almanya genel seçimleri sonrasında birinci parti çıkan SPD'nin koalisyon hükümeti kurup kurmama hususunu bütün üyelerine sorduğunu hatırlatarak CHP'nin de kararlarını ve seçimlerini üye yapısını çeşitlendirip ikiye üçe katlayarak bu yöntemle yapmasının doğru olacağının altını çizmiştim. 
 

Tabii,  CHP'nin tüzüğüne göre cumhurbaşkanı adayını parti grubu belirleme yetkisine sahip. Anlaşılan o ki, bütün üyelerin görüşü ortaya çıkacak,  aynı zamanda bir motivasyon oluşturulacak; muhtemelen kamuoyu yoklaması da yaptırılıp ortaya çıkan tablo PM'de ve MYK'da görüşülüp iki aday grubun önüne getirilecek. Milletvekili grubu ortaya çıkan veriler ışığında kararını verecek. Tabii ki grup, üyeler ve kamuoyunun teveccühünü dikkate alacaktır. Parti grubunun açıklayacağı aday tartışılmamalı,  onun etrafında herkes kenetlenmelidir. 
 

DOĞAL ADAY İMAMOĞLU 

Yeniden geriye dönerek diyorum ki partinin doğal adayı AK Parti'ye, Erdoğan'a dört kez seçim yenilgisi tattıran,  hem de bunu İstanbul'da yapan; partideki değişimin de önünü açarak Türkiye'nin birinci parti olmasında önde gelen bir rol oynayan Ekrem İmamoğlu'dur. 
 

YAVAŞ DA KIYMETLİ 

Bu noktada kimse Mansur Yavaş'ı dikkate almadığım sonucu çıkarmasın. O da CHP'nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerindeki başarısında pay sahibidir. Ankara ve çevresindeki başarıda etkisi yadsınamaz. İç Anadolu ve periferisindeki cam tavanın kırılmasında ön açıcı olmuştur. Mansur Yavaş'ın da, çevresindeki birikimin de cumhurbaşkanlığı adaylığı için istekli olup nabız tuttuğu sır değil. Yavaş'ın 2029'da Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmayacağını açıkladığı da malum. 

Yavaş'ın İstanbul'a gelerek İmamoğlu ile dayanışma içinde olduğunu göstermesi,  birlikte el ele verdikleri fotoğraf çok kıymetli. İşte o fotoğraf  CHP'nin gerçek yol haritasıdır. O fotoğraf,  psikolojik üstünlüğü yeniden CHP ve ülkede değişim lehine çevirmiştir. 
 

ERDOĞAN, İMAMOĞLU İLE YARIŞMAYI İSTEMİYOR!

Fakat bir kişi aday olacak ve adaylar ikiye indiğinde ki, muhtemelen açıklanacak aday adaylığı kıstasları üçüncü veya dördüncü bir aday adayını ortaya çıkarmayacak,  parti üyelerinin işareti ile zaten İmamoğlu'nun adaylığı öne çıkacak. Parti üyelerinin eğilimi ile genel kamuoyu eğiliminin farklı yönler göstereceğini sanmıyorum. Burada enteresan olan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın İmamoğlu ile yarışmak istememesi! Zorlama davalar,  yetmiyormuş gibi zorlama soruşturmalar; ayrıca ilçe belediyeleri üzerinden tutuklama ve kayyımla yıpratma girişimleri hep bunun için... Mümkünse İmamoğlu'nu bertaraf edeyim,  mümkün değilse kamuoyu önünde yıpratmak suretiyle yaralı bereli karşıma çıkarayım!... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kafasında bunlar var. Sonuçta Yavaş'ın da gündemde olması iyi; oldu ki İmamoğlu'nun önüne siyasallaştırılan yargı marifetiyle bariyer kondu; işte o zaman CHP'nin ikinci forveti Yavaş devreye girer. Fakat Erdoğan'ın rakibini iktidar değil,  muhalefet belirlemeli.  İktidarın adayını muhalefet mi belirlemeye çalışıyor?!.
 

ÖZEL'İN DURUŞU TAKDİRE ŞAYAN 

Özel'in duruşu çok yerinde. O tabii ki bir tek adam gibi karar vermiyor adayın kim olacağına. Kendisini de dayatmadığı gibi asla adaylığının söz konusu dahi olmadığını,  kendisinin görevinin CHP'nin iktidarını sağlamak olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyor.  
 

 Bu arada,  Özel,  bu süreçte partinin birliğini, bütünlüğünü korumaya da gayret gösteriyor. CHP'nin adayının kim olduğunun dışında,  partinin birlik ve bütünlük içinde seçimlere hazırlanması gereğinin son derece farkında. 

Partide seferberlik artık ete kemiğe bürünüyor yol haritasının açıklanması ile birlikte. Partiye katılımlar da sürüyor. Aliye Kavaf, Salih Uzun,  Cemal Enginyurt... Arkası gelecek... Yakında CHP'nin 2018'deki cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve arkadaşları da CHP'ye katılıyor. Muhtemelen Memleket Partisi olarak komple CHP'ye bir katılım olacak. Baba ocağına katılımlar ivme alacak gitgide,  öyle gözüküyor. 

İMAMOĞLU-YAVAŞ FORMÜLÜ RASYONALİTENİN GEREĞİ 

 MK Haber TV'de, her çarşamba sabit konuğu olduğum Yakın Plan programında önceki hafta yine vurguladım; Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da bu partinin evladı. Bu partide 1923'teki kurucuların ne kadar söz hakkı varsa onların da , dün daha yeni partiye kaydolanların da o kadar söz hakkı var. Benim önerim parti grubunun kararına etki edecek olan parti üyelerine ve kamuoyu yoklamalarında görüşünü söyleyecek yurttaşlara ve nihayet parti grubuna şu; CHP'nin hem cumhurbaşkanlığını kazanması hem de meclis çoğunluğunu alması için her halükarda seçime İmamoğlu-Yavaş beraberliği ile girmesi gerekiyor; o yüzden formülüm; İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı-Yavaş da cumhurbaşkanı yardımcısı adayı... Bu tablo,  yüzde 50'yi yakalaması gereken CHP'nin diğer muhalefet partilerini de etrafında toparlaması, hatta iktidar partilerinden de oy transforme etmesi için fevkalade bir manivela oluşturacaktır.