İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4863 %0.01
36,5949 %0.01
3.429.900 %0.29
3.064,76 0,37
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Tugay Uluçevik: Filistin sorununa "iki devletli" çözüm vurgusu ve çağrısı yapan Devletlerin sayısı artış gösterdi

Tugay Uluçevik: Filistin sorununa "iki devletli" çözüm vurgusu ve çağrısı yapan Devletlerin sayısı artış gösterdi

Tugay Uluçevik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Gazze ve İsrail olaylarını ele alarak Kıbrıs sorununa değindi.

HAMAS'ın 7 Ekim 2023 sabahı  Netanyahu Hükûmeti'ne beklediği bahaneyi vermesiyle İsrail Gazze'deki masum Filistin halkını hedef alan soykırım harekâtı devam etmektedir.

25 Mayıs itibariyle Gazze'deki soykırımda ölenlerin sayısı 35 bin 903'e, yaralı sayısı da 80 bin 420'ye yükseldi.

İşte Gazze'deki sivil halkın zaiyatı bu korkunç miktarlara ulaştığı günlerde milletlerarası camiada Filistin sorununa "iki devletli" çözüm vurgusu ve çağrısı yapan Devletlerin sayısı artış gösterdi; vurgu giderek daha güçlü hale geldi.

Filistin Devleti'nin diplomatik olarak tanınması yönünde taşlar yerinden oynamaya başladı. İspanya, İrlanda ve Norveç Hükûmetleri Filistin Devleti'ni tanıyacaklarını açıkladılar. Medyada başkaca devletlerin de Filistin Devletini tanıyabileceklerinin işaretlerinden söz edildi.

BM Genel Kurulu'nda 10 Mayıs'ta Filistin'in BM'ye tam üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi'nde tekrar görüşülmesi talep karar 143 "evet" oyuyla kabul edildi.

Milletlerarası camianın  Filistin sorununun halledilme şekline dair düşüncelerinde "gerçekçiliğe"  yönelişin belirtilerini görmek barış namına sevindiricidir.

Ancak bu belirtilerin Gazze'de on binlerce halkının soykırıma uğramasından sonra ortaya çıkıyor olması da fevkalâde düşündürücüdür.

Çünkü, unutmayalım; Bosna- Hersek'te 1995'de savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması da, Yugoslavya'daki İç Savaş sırasında Bosna Hersek'in Srebrenitsa kasabasında 13-18 Temmuz 1995 tarihleri arasında 10 bine yakın  genç ve yetişkin Müslüman erkeğin, Bosnalı Sırp güçler tarafından soykırıma tabî tutulmasının ardından imzalanabilmişti.

Milletlerarası camiada sözü geçen aktörlerin, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), diplomaside gerçekleri görebilmesi için bu kadar kan dökülmesinin gerekiyor olması BM sistemi bakımından büyük bir zafiyet, "barış" ve "güvenlik" bakımından ciddi bir tehlikedir.

Milletlerarası camianın, BMGK'nin  BM'nin gündemindeki milletlerarası uyuşmazlıklar bakımından gerçekçi tutumlar takınmada gecikmemesi; uyuşmazlık bölgelerinde  hüküm süren, ancak her an bozulabilir "sükûnet" ortamlarının varlığından istifadeyle sahadaki "gerçeklere" dayalı çözümler araştırılmasını süratlendirmesi BM'nin kuruluş amacının zaruri kıldığı ihtiyaçlardan biridir.

Bu ihtiyacın ertelenemez olduğu "bölgelerden" biri Kıbrıs adasıdır.

Bugün Filistin sorunu için bu kadar gecikmiş olarak  ancak 36 bin Gazzeli'nin ölmesinden,   80 binden fazlasının yaralanmasından sonra belirmeye başlayan "iki devletli çözüm" gerçekçiliğinin,   Kıbrıs adasında 1974'den bu yana hüküm süren "ateşkes" mutabakatına dayalı sükûnet ortamından yararlanılarak "Kıbrıs" uyuşmazlığının çözümü için zaman kaybedilmeden gösterilmesi bölgesel ve hattâ küresel barış için sanırız faydalı olacaktır.

Türkiye'nin diplomasisinin bugün Filistin davasında "iki devletli" çözüm için sarfettiği enerjinin sonuç alıcı olması temennimizdir.

Benzer  enerjik tutumun  "Millî Kıbrıs Davamızda"  "egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm" ve bu çerçevede "KKTC'nin tanınması" uğrunda da sürdürülmesine de ihtiyaç vardır.

Bu yapılırken, Kıbrıs konusunda ülkemizde daima var olmuş bulunan, özellikle,  1954 - 1960; Aralık 1963 - 1968; 1974 - 1984 dönemlerinde Türkiye'de Siyasî Partiler arasından kendiliğinden oluşan millî mutabakattan kaynaklanarak  yükseliş göstermiş olan heyecanın "Millî Dava 'ya" yeniden hakim kılınmasını, zikrettiğim dönemlerdeki heyecanlı havayı yaşamış, teneffüs etmiş biri olarak temenni ederiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *