Dijital Kıyamet
İngiliz astronom Richard Carrington 1 Eylül 1859 günü uzayı gözlemlerken Güneşin üzerinde hiç görmediği lekeler ve lekelerin üzerinden çıkan beyaz ışıklara şahit olur. Carrington’ın bu gözlemi neticesinde Dünyamızı da yakından ilgilendiren bir Güneş Patlamasının gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu patlamayla birlikte Dünyamız, kayıtlara geçen en büyük jeomanyetik fırtınayla karşı karşıya kalmış o zamanın en büyük iletişim ağı olan Telgraf sistemi çökmüştür. Bilim insanları ise aynı patlamanın günümüzde gerçekleşmesi durumunda yıkıcı bir tabloyla karşılaşabileceğimizi söylüyor.
Böyle bir patlama gerçekleşirse neler olacak;
- Birçok elektronik cihazlarda kalıcı hasarlar gerçekleşebilir. Hatta kullanılamayacak hale bile gelebilir
- İnternet sistemi çökebilir ve bunun sonucu olarak küresel finans sistemi başta olmak üzere Ticaret, Medya ve Bilişim sistemin de kaos yaşanabilir.
- Radyo ve TV yayınları tamamen kesilebilir, Cep telefonları sistemi çöker ve GPS sistemi tamamen kapanabilir.
- Elektrik trafoları arızalanabilir ve Dünya karanlığa gömülebilir. Haliyle elektriğe ihtiyaç duyulan tüm cihazlar kullanılamayacaktır.
- Elektriğin olmadığı bir Dünya da Isıtma ve soğutma problemlerinden tutun da en önemlisi üretim durabilir. Üretim durması ile birlikte stokların erimesi daha büyük bir kaosa neden olabilir.
- Su ve kanalizasyon sistemi çalışmayabilir ve neticesinde evlerimiz susuz kalabilir.
- Enerji, Güvenlik, ve Sağlık alanlarında ciddi problemlerle karşı karşıya kalabiliriz.
- Uydular bozulabilir ve tamir imkanı olmadığı için uzay çöpü haline gelebilir.
Bahsettiğimiz; Dijital kıyamet arada Whatsapp’ın, Facebook’un veya İnstagram’ın çökmesi gibi bir tablo değil. Kendimizi birden 19. Yüzyıl’ın şartlarında bulabiliriz. Hayatımızı kolaylaştıran, renklendiren veya olmazsa olmaz dediğimiz şeyleri bir an da yitirebiliriz. Hatta kendimizi hayatta kalma mücadelesinin içinde bile bulabiliriz.
Bilim insanları ve uzmanlar yeniden eski hayatımıza dönmenin ve hasar gören altyapının düzeltilmesinin 20 yılımızı alacağını ve trilyonlarca doların üzerinde zararımızın olacağını öngörüyor. Tabii okuyunca biraz bilim kurgu gibi geliyor insana ancak 3 yıl önce denilseydi ki Çin’de çıkan bir virüs Dünya’yı sarsacak ve tüm alışkanlıklarımızı değiştireceğiz. Güncel 4,5 Milyonun üzerinde insan yaşamını yitirecek herhalde bunun içinde bilim kurgu derdik. Ayrıca bir defa olmuş olan bir olayın tekrardan gerçekleşmemesi için hiçbir sebep yok. 1859 Yılında yaşanmış bir süreçle Dünyamız yeniden karşı karşıya gelmesi gayet muhtemel
Güneş Patlamalarına karşı biz neler yapabiliriz?
NASA'nın Güneş Dinamikleri Gözlemevi (Solar Dynamics Observatory) 2010 yılından itibaren Güneşi özellikle gözlemlemekte ve yaşanan gelişmeleri an be an kaydetmektedir. Bu da ciddi bir gelişme de haberimiz olacağını gösteriyor. Özellikle A.B.D. Güneş patlamalarına karşı birçok araştırma ve acil durum eylem planı geliştiriyor. Kendi ülkelerin de olası jeomanyetik fırtınadan en çok etkilenecek bölge ve şehirleri tespit etmiş durumdalar darısı dere yatağına veya fay hattına ev yapacak kadar tedbirlere hassasiyet gösteren Türkiye’mizin başına…
Elbette bizlerde fert olarak bütçemiz elverdiği kadarıyla bir takım önlemler alabiliriz;
- Alternatif enerji kaynağı oluşturabilirsiniz. ( jeneratör alabilir, güneş panelleri veya rüzgar türbini kurabilirsiniz. )
- Her felakette işinize yarayacak acil durum çantası hazırlayabilirsiniz. (İlaç, Pil, Fener, Çakmak, İlk Yardım Seti, Önemli belgeleriniz, nakit para vb.)
- En az 72 saat size veya ailenize yetecek kadar yiyecek, temiz su ve yakıt stoklayabilirsiniz.
- Evinize aşırı gerilim koruyucusu taktırabilir ya da prizini bulundurabilirsiniz.
- Bilgisayarlarınız için UPS bulundurabilirsiniz.
- Alüminyum folyo ve metal kutuyla faraday kafesi yaparak elektronik cihazlarınızı koruyabilirsiniz.
Umarız bu veya buna benzer felaketlerle karşı karşıya kalmayız. Ne altyapımız ne de insanımızın koşulları böyle bir felaketi daha doğrusu herhangi bir felaketi maalesef kaldıracak bir seviyede değil. Bizim birçok konuda çok gerçekçi çalışmalar yapmamız gerekiyor.
Sağlıcakla kalın
