Kendine bile muhalif!
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
35,5194 %0.09
36,6247 %0.05
43,3854 %0.09
3.056,69 0,11
Ara

Cebimde Saklı Şarkılar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Cebimde Saklı Şarkılar

Sakin, sıcak ve nedense sıkıntılı bir yaz akşamı. Tarih 17 Ağustos 1999.  Babacığını kaybettiği günün tam 16’ıncı yıldönümü. O gecenin böyle bilinmez bir nedenle sıkıntılı olmasının nedeni belki de bu.

Ansızın dipten,çok derinlerden gelen bir uğultu başlıyor.  Çatırtılar, kendi kendine açılıp kapanmaya başlayan kapı ve pencerelerden çıkan o sesler. Üst kata çıkan merdivenlerin gıcırtısı. Elektrik kesiliveriyor. Şimdi her yer karanlıkta.  Evin köpeği Bambi ulumaya başlıyor. Uzaktan gelen tiz cankurtaran sesleri…

Eşinin hızla merdivenlerden aşağı koşarken düşüverdiğini görüyor. Koşup kaldırıyor eşini. Birlikte bahçeye bakıyorlar. Yüzme havuzundaki suyun yarısının bir o yana bir bu yana çalkalanmaktan boşalmış ve havuz kenarındaki savakların dışarıya fırlamış olduğunu görüyorlar. Köpek ulumaya devam ediyor.

Televizyonu açmayı deniyor. Kumandanın düğmesine basıyor ama  yok. Elektrikler hala kesik. Büyük deprem başlamış ve her saniye artan bir şiddetle devam ediyor.

Derken “çınnn” diye bir ses duyuluyor. Elektrikler geldi diye düşünüp seviniyor. Ama biraz sonra yanıldığını anlıyor. Elektrik yok.

Bir “çınnn” sesi daha ve ardından düzenli olarak “tik-tak, tik-tak” sesleri. Salondaki büyük duvar saati çalışmaya başlamış.

Tam 30 yıldır çalışmayan, yüzlerce kez onarım  görmesine rağmen kılı kıpırdamayan o güzelim saat yeniden çalışıyor şimdi.  Sevgili anne ve babacığının evlilik hediyesi olarak verdikleri o saat tıkır tıkır çalışıyor şimdi.

Eşiyle birlikte bahçeye çıkıp, evden uzakta bir yerde çimlere  oturup gökyüzüne bakıyorlar. Dipten gelen uğultu ve çatırtılar yavaş yavaş diniyor. Köpek de ulumayı kesiyor. Depremin sona erdiğini anlıyorlar ve kendileri gibi korkuyla evden dışarıya fırlamış komşularının arasına karışıyorlar…

Ertesi gün, en yakın arkadaşlarından biri olan sanatçı Cenk Koray’a anlatıyor bu olayı. Cenk Koray bir süre  düşündükten sonra  konuşuyor:

“Bu yaşadığın, annen ve babanın sana o görünmez alemden ilettikleri ‘Korkma evlat, biz buradayız ve seni her zaman koruyacağız’ mesajı”…

Türk Pop müziği yıldızı, bu müziğin “Kadife sesli romantik prensi”  Ömür Göksel’in yazdığı “Cebimde Saklı Şarkılar” adlı anı kitabında yer alan yüzlerce acı-tatlı anılardan biri bu.

Bir “nehir söyleşi” olarak yazar Pınar Çekirge’nin Ömür Göksel ile  yaptığı usta işi söyleşilerle kotarılmış olan ve Ceres Yayınları tarafından piyasaya çıkarılan “Cebimde Saklı Şarkılar” kitabı, Türk pop müziği ve Ömür Göksel hayranları için tam bir hazine.

Ömür Göksel, kişisel kalitesini müziğine yansıtmış, şarkılarına adeta “ruh üflemiş” bir yorumcu. “Sevemem Artık” adlı şarkısıyla  yüreklere seslenen, “Mutluluk” şarkısıyla tüm aşıkların mutluluğuna ortak olan, 60 küsur yıldır kalitesinden hiç ödün vermeden üç farklı kuşak dinleyici tarafından sevilmiş olan bir sanatçı.

Kitapta Ömür Göksel’in zirveye tırmanma öyküsü, tam zirveye ulaşmışken sanat hayatına  yurtdışında devam etme kararı, yeniden yurda döndükten sonra tekrar şöhrete kavuşma sürecinin yanı sıra, Türkçe Sözlü Batı Müziği’nin tarihi de yer alıyor. 1960’lı yıllardan günümüze kadar müzikal anlayışın değişimleri, bu değişimlerle birlikte ülkemiz kültürünün geçirdiği olumlu-olumsuz evrimler de anlatılıyor.

Ömür Göksel’in şarkıları da yer alıyor kitapta. 30’dan fazla şarkının karekodu  kitaba konulmuş. Böylelikle kitabı okurken, Ömür Göksel’in sesinden, yorumundan o unutulmaz şarkılar da  o yılları yaşamış olanları o güzelim eski günlere götürüyor. Gençleri ise belki de yeni tanışacakları bir romantizme davet ediyor.

Kitabın adı niçin “Cebimde Saklı Şarkılar” peki? Ömür Göksel bunu şöyle anlatıyor:

“Sadece radyolardan duyarak ya da  bin bir zorlukla sahip olabildiğim plakları defalarca ileri-geri alarak not tutabildiğim şarkıların  sözlerini küçük kağıtlara yazar ve cebime tıkıştırırdım.  O küçücük kağıtlar benim için çok değerliydi. Cebimde saklı o şarkılar, son nefesime kadar saygıyla anımsayacağım küçücük mutluluklarımdır benim”…

Göksel’in bu yazdıklarını okuyunca ben de şöyle düşünüyorum:

“Keşke tüm insanların ceplerinde böyle şarkı sözleri yazılmış küçük kağıtlar olsa. Bir acıyla, bir hoyratlıkla, bir haksızlıkla, bir adaletsizlikle, bir çirkinlikle karşılaştığımızda hemen cebimizden o küçük kağıtlardan birini çıkarsak ve aceleyle okuyup, oracıkta mutlu olsak…”

Ne güzel olurdu değil mi dostlar?...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *