İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4667 %-0.05
36,5241 %-0.22
3.501.531 %2.297
3.071,15 0,58
Ara

Konserler Metaverse’de, savaşlar gerçek hayatta...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Konserler Metaverse’de, savaşlar gerçek hayatta...

Barış Manço’nun “Günaydın Çocuklar” şarkısını bilir misiniz?

Siz hiç kırmızı bir ağaç gördünüz mü diye devam ediyor…

Sizi bilmem ama Ukraynalı çocuklar bu yakınlarda muhtemelen şahit oldular kırmızı ağaçlara…

Hayat hızlı ve adaletsizce hükmünü sürmeye devam ederken, dünyanın bir yerinde insanlar yağmurdan kaçmak için bir kafeye sığınıp sıcacık kahvelerini yudumladılar. Başka bir yerinde ise bombalardan kaçmak isteyen insanlar yerin onlarca metre altındaki metro istasyonlarına sığınıp, soğuk beton zeminde yanyana dizilip birbirlerine sarıldılar.

Yağmur yağdı şehirlere…

Toprakları besledi, tohumları yeşertti, ağaçları mutlu etti, yeni yıkanmış çamaşırlara kokusunu bıraktı, saçları ıslattı, pencelere düşüp hayaller kurdurttu yağmur. Ama adaletten yoksun alınmış kararların, doymak bilmeyen açgözlü hırsızlıkların, bencilliklerin ve kendi vatanına ihanetlerin günahları temizleyemedi.

Nefes alışımız kadar hızla gelişen teknolojide aynı kişi ömründe hem siyah beyaz televizyonlara, hem de sanal gerçeklik boyutuna şahit olabildi.

Ramazan kolisi dağıtma kültürünü de, marketlerin istilaya uğrayıp evlere makarna ve tuvalet kağıdı stoklanışına da şahit olduk.

Bir yandan geliştik, bir yandan geriledik.

Teknoloji hızla başarı merdivenlerini tırmanırken, insanlık ne yazık ki sınıfta kaldı.

Gerçek yüzlerimizi maskelerin ardına gizlemeye öyle alıştık ki, gerçek yüzümüzü kendimiz bile unuttuk.

Gerçek yüzümüzü unuttuğumuz gibi, nefes almayı da sildik hafızamızdan. Önceleri maske altında olmaya zor katlanırken, şimdi açık alanlarda yalnız olduğumuzda bile çıkarmayı unutur olduk. Düzgün nefes almadığımız için, oksijene hasret kaldık. Bundan mı bilinmez daha az sorgular, daha az şaşırır olduk önceleri bizi hayrete sokacak şeylere.

Bir dönem o kadar tepkisizdi ki insanlık, geçtiğimiz haftaki Migros depo görevlilerinin grevini görünce, “Grev” fiilinin sadece Türk filmlerinden ibaret olmadığını hatırladık. Bu başkaldırışa, hak arayışa, ve sosyal medyadan dalga dalga yayılan destek hareketine buruk bir tebessümle sevindik.

Önceleri uzak diyarlara konforlu uçuşlarla yapılan tatil hayalleri, yerini arabanın benzin deposunu doldurma ile yer değiştirdi.

Çok değil birkaç yıl önce araba kredisi olarak ödenilen tutarlar, şimdi elektrik faturası olarak yatırılmaya başlandı. Paramızın da, pulumuzun da çok bir değeri kalmadı. Haliyle evde pişen çorbanın da tadı kaçtı.

Astroloji videoları geçen seneden daha beter felaket haberleri verirken, her yeni yılda bir önceki yılı arar olmaya başladık. Hayatımızda güzel olan tek şey şekerli kahvemiz oldu. Şekerin en tatlı zehir olduğunu unuttuk bunca kötülük arasında.

Şimdi herşey ne kadar da iç karartıcı görünüyor olsa da, aydınlığın tüm insanlık üzerine doğarak şaşırtacağı bir gün de gelecek biliyorum.

O gün için yazıyorum.

O gün için çalışıyorum.

Yaptığım tüm işleri, o gün için daha iyiye taşımak istiyorum.

O gün için düşünüyorum, düşlüyorum.

O gün için plan yapıyorum.

Çocuğumu o gün için büyütüyorum, çorbamı o gün için pişiriyorum.

Neden diye sormayıp, mantık aramayı bırakalı çok oldu benim için.

Sonuçta biz mantıksızlığın zirve yaptığı; konserlerin Metaverse’de, savaşlarınsa gerçek hayatta yaşandığı bir zaman dilimindeyiz...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *