İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4666 %-0.06
36,5354 %-0.17
3.509.176 %2.67
3.069,22 0,52
Ara

Ayçiçek yağı istilası altında kadınlar günü kutlaması

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Ayçiçek yağı istilası altında kadınlar günü kutlaması

Köşe yazarlığı gündemle evrilen tuhaf bir şey.

“Türk Kadınının Botoks Karnesi” ya da “Ezberleri Bozan Güzellik Akımları” minvalinde yazı yazmak, bu hafta da bu yazara kısmet olmadı. Genç ve pürüzsüz bir cilt için vereceğim tüyolar, ayçiçek yağı yağmalama görüntülerinin ardında zihnimin girdaplarında kayboldu.

Neredeyse 12 saatte bir benzine zam gelirken, kadınlara Botoks hakkında bilgiler vermek çok da anlamlı olmamaya başladı. İyi yemek ve mutfak kültürü, market rafları yağmalanırken sosyal bir hobi olmaktan çıktı.

Ben bir kadınım. Bir yazarım, bir anneyim. Çalışan ve üreten biriyim. Yazılarımda, paylaşımlarımda, hayat karşı takındığım tavırda, seçtiğim kelimelerde ve zihnimde dolaşmalarına izin verdiğim düşüncelerde her zaman hayata karşı pozitif bir duruş seçerim.

Şimdi o pozitif duruşu elektrik faturalarına ve ayçiçek yağı yağmalamalarına rağmen mümkün kılmak için çok ciddi bir inanç gerekiyor.

Hayır o inanç bizde var, ama şu anda “Nereye Gidiyoruz” sorusunun altı öyle kalın kalemlerle çizilmiş ki zihnimizde, ne kadar büyük yazılırsa yazılsın başka bir motto mümkün değil dikkat çekmiyor.

Dışa bağımlılık, savaş, pandemi, ekonomik krizler, hastalıklar, yokluk, kıtlık, doğal afetler ve hayat pahalılığı insanoğlunu Nuh Tufanı’ndan bu yana hiç böylesine hipnotize etmemişti. Sağduyu ve empati yeteneğini neredeyse tamamen yitiren, ve ta atalardan “komşusu açken tok uyunmaz” inanışına sıkı sıkıya bağlı olan insanımız zam istilasından marketlerde tek bir mal bırakmadı. Görüntüler kanımızı öyle dondurdu ki, milyon dolarlık prodüksiyonlara imza atmış gerilim filmleri solda sıfır kaldı.

E biz az çok birbirimizi tanıdık değil mi sevgili Muhalif okuru?

Ben en zor ve karanlık zamanda bile, tutunabilecek bir gün ışığı ararım. Şimdi zihnimde dönen felaket senaryoları arasında yazılarıma ve çalışmalarıma odaklanmak için meditasyon yapıyorum.

Belli ki bizi kurtaracak olan şey çalışmak ve üretmek.

Alanınız, mesleğiniz, yaptığınız iş ne olursa olsun hiçbir emeği küçümsemeden üretmeye devam etmek.

Kadınlar Günü bu sene çok daha anlamlı benim için…

Hiç olmadığı kadar üretken, inançlı ve çalışkan olmak zorundayız. Hiç olmadığı kadar ses çıkarmak, harekete geçmek ve başkaldırmak zorundayız.

Korkma, yağ olmasa da doyacak karnımız…

Zorlu olsa da düze çıkacak hayatlarımız.

Bütün işleri bitirdikten sonra içilen kahve gibi, akşam işten eve dönünce topuklu ayakkabıdan çıkan ayakların halının yumuşak tüylerine basarak rahatlaması gibi hayatlarımız da eski konforlu ve refah günlerine dönecek elbette.

Sen yeter ki inancını kaybetme.

Yeniden seyahat yazılarına, yeniden yaşam koçluğuna evrilecek köşe yazılarım :)

Sen o güne kadar, üretmeye devam et olur mu?

Cinsiyetçi ayrımları sevmem, bu nedenle kadınlar günü kutlamamı da erkeklerle paylaşıyorum.

Tüm kadınların ve kadınların hayatına ilham vermiş, destek olmuş, alkış tutmuş, yüreklendirmiş, güç vermiş adamların gününü kutluyorum…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *