İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4606 %-0.01
36,6230 %0.17
3.523.671 %2.342
3.087,75 0,43
Ara

Milletin sesi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Milletin sesi

Maltepe, Orhan Gazi Parkı alanına saat üç ile üç buçuk arası geliyorum. Alanlara çok girip, çıkanlar nerede, ne zaman, hangi saatte bulunmalı çok iyi bilir. Er meydanı gibidir, sonra ne yaya,  ne açıkta kalırsın. Bakınız, en son 1 Mayıs.

Konuşma yapılacak platformun önüne doğru ilerlerken, yerlerde oturan kadınlarımızı görüyorum. Onlar, ben sormadan bana gülümsemeye başlıyorlar ve öğreniyorum ki akşam saat sekiz gibi Erzincan, Merkez’den yola çıkıp saat, 10’da İstanbul’a varmışlar. Kartal’da kendilerine kahvaltı verildiği gibi kendilerini meydanda bulmuşlar. Yanlış anlamayın oturacak yer yok, o yüzden asfaltta oturuyorlar. Kimi başkan yardımcılıkları yapmış, kimi kadın kolları, kimi evde ama hepsi de Kurtuluş Savaşımızdaki kadınlarımız kadar cesur ve yürekli. Zaten birisinin soyu Nene Hatun’dan geliyor. Soyum, oradan buradan deyip de, alanlara sahalara inmekten korkmayan, istifini hiçbir şekilde bozmayanlardan değiller bilakis, görevinin tam da bu gün burada, bu meydanda milletin sesine, ses vermek gerekliliğini, üstelik çok da okul okumamış, olanlardan. Ne de güzel anlatıyorlar, yolculuklarını ve bende bir türkü istiyorum. Şoförü bile uyutmadık diyor, Songül Hanım ama çekiniyor, derken arkadan İstanbul Milletvekilimiz, Mahmut Tanal geliyor. “Ne güzelsiniz, siz!” diyor. Türkü söyleyecektik, çekimdeyiz, dediğimde ise “O zaman hep beraber: Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma. Ağladığın duyulmasın, aldırma gönül aldırma” Bakın, Sinop Milletvekilimiz de geldi, deyip yanımda beliren Sinop Milletvekilimiz, Barış Karadeniz’i gösteriyor. “ Ne güzelsiniz, ne güzel Sinop’da yazılan bir eseri burada duymak!” diyor ve hep beraber, halaya geçiyoruz. Tokat, Zile’den gelen ve bir an olsun yanımdan ayrılmayan Meryem Ana, manileri ile mest ediyor bizi. “Ali’yi gördüm Ali’yi, Eyti Beyt soyundan, sırtınız yere gelmesin! KIlıçdaroğlu’na yardım et, Ali!” diyor, Öyle yürekten öyle candan ki ve ekliyor bana dönerek “ Sen, güzel insansın, kalbin tertemiz. Ne mutlu sana, bu kutlu günde buradasın” Bizi uzaktan görüp hayale ve türkülere dahil olan başka bir beyefendi var. İzmir’de doğup; Ankara ve Denizli’de, Eskişehir’de okumuş, sağlam Atatürk’çü. Balıkesir, Burhaniye’den gelen, ADD ve CUMOK Kurucularından, İktisatçı, Kent Konseyi Dr. Birgi Tuna. Hep birlikte ne kadar da güzeliz. Dapdaracık alanda, biz kendimizin, özümüzün, milletimizin sesiyiz. Zaman daralıp önlere doğru yığılmalar arkalar doldukça arttığından, en zorluğu en baştakiler olarak biz çekiyoruz. Olsun, uçurtmanın başı yükselecek ki kuyruk hareketlensin! Türkü söylemeye tereddüt eden Erzincan’lı Songül hanım ilerleyen saatlerde fenalaşıp bayılıyor, kımıldayacak yer olmayan alanda, platformdan ambulans çağrısı yapılmaya çalışılıyor ama o anda halkın içinden bir torna ustasında mikrofon. Bu ülke, ne hale geldi işte, derdimizi söylemeye yetişemiyoruz. Zaten bu muazzam miting ertesi, geçinemediği için akrabalarının yanına yerleşmek zorunda kalan ve borçlarını ödemek için kredi çekmek isteyen vatandaşımız ret edilince, canına kıydı.

İnsanlarda ne yaşam umudu, ne yarından bir gelecek, bir lokma hayali bıraktılar. Her an, sahalardayız, pazarda, esnaf yanında ve üstelik ne yazık ki bunların hiçbiri de kurgu değil. Uzaya gitmekten bahsediliyor, valla vatandaş akbilini doldurup, işe gidemiyor! Bir gün otobüse bininde, yolcudan, tek sığındığı kartından gelen “Yetersiz bakiye” sesi karşısında, elini akbil düğmesinden çekerken ki mahcubiyetini görün!

Birde şu var! Sesimiz uzayda, onun için derler ya sözlerine dikkat et. Söz, uzayda müzikler kaybolmuyor ama yasaklar devam ediyor. Rahmetli, emanet kanserden kaybettiğimiz gencecik yaşında uğurladığımız Kazım Koyuncu’ya da, kardeşine de saygısızlık. 18 Mayıs da bir kadın ve dün bir erkek gazeteci, televizyoncu vatandaşlarımızı kanserden kaybettik. Bu ülkenin vatandaşları, neleri yaşıyor, neleri sindiremiyor da vücut iflas ediyor. Her gün bir yerlerimizde başka bir sancı. Tamam, hepimiz yiğidiz de, mesela Ağabey Koyuncu ile dizilerde boy gösterenler, şarkılar söyleyenler nerede, bir tepki verecekler mi?

Milletin Sesi, uzayda kısılsa da baki kalacak. Ta ki birileri gelip, yeniden sesi yükseltene, o yoldaki taşarlı temizleyene kadar. Ve klavye başında, çay sohbetlerinde vatan kurtarmaya çalışanlardan çok gerçek vatanperverler yine bu ülkeyi kurtaracak.

Teşekkürler, Erzincan Merkez

Atatürk’ün kurduğu partinin Atatürk izinden giden gerçek vatanperver, cesur yürekli kadınları.. Babaanneme’de, onun doğurduğu Babama da, sonsuz saygı ve sonsuz rahmet ile.

Erzincan; Nuran Tosun, Leman Gülen, Songül Acar. Tokat Zile; Meryem Ana ve kıymetlisi, Aynur Karataş. Uzunköprü’ye, isimlerini unuttuklarım varsa affola. O kadar kalabalıkta bu da benim kusurum olsun.

Ve Dr.Birgi Tuna

Ne güzel sizlerle, canımız ülkemiz için omuz omuza vermek!

İyi ki varsınız!

“Haberin var mı, taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,

Karanfil kokuyor cigaram cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin” AHMED ARİF

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *