Dr. Serol TEBER: TUTUNAMAYALAR`dan Birisi Daha...
Osmanlı`dan gelen gazeteci, yazar, akademiker, entellektüel damarın içerdiği ŞİNASİ, Namık KEMAL, Beşir FUAD geleneği genç Cumhuriyet döneminde Tevfik FİKRET, Adnan ADIVAR, Zekeriya SERTEL, Mehmet Ali AYBAR ile sürmüştür... 1950-2000 yılları arasında üstüne koyarak gelişen bu geleneğin son temsilcilerinden birisi de pskiyatr Dr. Serol TEBER idi bana göre.
+++
Osmanlı`da ve Cumhuriyet döneminde yetişmiş en önemli, verimli ve disiplinli 100 aydınımızdan birisiydi Dr. Serol TEBER. Kısa yaşamına 15`den fazla kitap, yüzlerce makale ve konferans/seminer sığdırdı yaklaşık 40 yıl psikiyatr olarak çalışmasına ve Erzincan`da 2 yıl Yedek Subay olarak askerlik yapmasına rağmen.
+++
1938 yılında İstanbul Kadıköy`de (O hep gülerek Kalkedon derdi...) bir üst tabaka mensubu ailede doğan TEBER hep halktan ve emekten yana oldu. Kişisel çıkarlarını toplumsal çıkarların önüne koymadı.
+++
Dr. Serol TEBER ile ilk karşılaşmamız 1970`li yıllarda Barış Hareketi çerçevesinde oldu ve 2004 yılında bu Dünya`yı terk etmesine kadar sürdü... Barış ve çevre hareketlerine saygılıydı ve hep destek verdi. 1970li yılların sonuna doğru Marksisit harekete, örgütlenmeye destek vermesine rağmen, SSCB`nin dağılmasından sonra parti politikalarından uzaklaşarak hümanist ve Freudcu bir tavır içersinde oldu.
1970li ve 1980li yıllarda çok sert eleştirdiği Sigmund FREUD`un ardılı oldu son yıllarda. Özgür Radyo`da yaptığı programlar bunu gösteriyor...
+++
1975 yılında yazdığı muazzam aydınlamacı kitabı Davranışlarımızın Kökeni`ni 1980 yılında yayınlanan İlk Toplumların Değişimi ve 1982 yılında yayınlanan Doğanın İnsanlaşması izledi...
``Beni aralarına alan, bana yepyeni dünyaların, yepyeni yaşam biçimlerinin yollarını gösteren Federal Almanya`daki yerli ve göçmen tüm kol ve kafa işçisi arkadaşlarıma…`` diyerek emekçilere ithaf ettiği başyapıtı İşçi Göçü ve Davranış Bozuklukları (Arbeitsmigration und Verhaltensstörungen) yayınlandığında, Almanya`da iş ve işçi dünyasında ve sendikalarda anlaşıl(a)mayan çoğu konu aydınlandı. Taşlar yerine oturdu...
+++
Tam gün doktor olarak çalışmasına rağmen, kitap üstüne kitap yayınlayan Dr. Serol TEBER sendikalarda ve STK`larda da aydınlanmacı seminerler verdi, barış ve çevre hareketlerine katıldı ve yüzlerce makale yazdı...
+++
Tam bir barışcı, çevreci ve hümanist olan Dr. Serol TEBER sanata ve sanatçılara çok önem veriyordu. Avrupa`da görüp gezmediği önemli müze azdı... Tevfik FİKRET ve Pablo PİCASSO üzerine yazdığı kitaplar bunu gösteriyor...
+++
Dostum, arkadaşım, aile dostum ve yoldaşım Dr. Serol TEBER`in dergilerde yayınlanmış olan makaleleri, yazıları, konuşmaları ve seminer notları (1981-2001) Verlag Trikont (Trikont Yayınevi, Duisburg, 2022) tarafından bu yılın başında yayımlandı.
Bu kitabı yayımlayan Tayfun DEMİR ve Haşmet ATASOY`a teşekkür borcumuz var...
+++
Türkiye`ye gidemediği dönemde, Yunan Adaları`ndan İzmir`in ışıklarını seyredek vatan hasreti giderdiği yıllarda çok sık Nazım HİKMET`in 1958`de Prag`da yazdığı şiiri sesli olarak okuyarak vatan hasretini dindirmeye çalıştığını söylemişti defalarca sohbetlerimizde:
Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi,
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanım da sırtımda paralandı çoktan,
Şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
enfarktında yüreğimin,
alnımın çizgilerindesin mamleketim,
memleketim...…
+++
Son görüşmemizde, `` Yakup, zaman parayla satın alınabilir mi?` diye sormuştu. Ben, `alınamaz` deyince, ``yanıldın, ben aldım. Maaşımdan büyük bir kesintiyi göze alarak erken emekli oldum ve yıllarca zaman kazandım yazmak için,`` demişti. Ne kadarını yazdı yazmak istediklerinin bilemiyorum...…
Son yıllarda Beşir FUAD hayranlığı gittikçe artmıştı… Bir de Paul CELAN`ı çok okuğuğunu dile getiriyordu sık, sık...
+++
Anısına, emeğine ve mücadelesine saygıyla; diyor ve Dr. Serol TEBER`in çok beğendiği bir Nazım HİKMET şiiriyle sonlandırıyorum makalemi:
Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemen kokusu bu mehtaplı gece parıldamakta devam edecek ben basıp gidince de çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonra dabana bağlı olmadan vardı ve ben bu aslın sureti çıktı sadece ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha güzelim dünya elveda ve merhaba k a i n a t.