İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4863 %0.04
36,6656 %0.25
3.548.384 %3.187
3.073,10 -0,04
Ara

B’si eksik rejimler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
B’si eksik rejimler

Bugünlerde canım çok sıkılıyor. Bir karamsarlık geldi üstüme, bir türlü kurtulamıyorum. Evet, buna yol açan kimi acı olaylar oldu ama insan bu karamsarlıktan bir türlü kendini kurtaramıyorsa acaba ne yapmalı?

Kimi zaman arkadaşlarım arıyor, “nasılsın?” Diye soruyor, “iç güveysinden halliceyim” demekle yetiniyorum.

İç güveysi deyince, üstün yetenekleri! nedeniyle “kabineye iç güveysi” olarak giren Damat Bey aklıma geliyor.

Damat Bey görevden ayrılırken, (gerçi basınımız sayesinde bu olay 72 saat kadar gizli kalabilmişti!) ne demişti?

-…At izinin it izine karıştığı bir ortamda…

Demek ki diyorum, o bile o günlerde en az benim kadar karamsarmış…

Evet, ne yazık ki nereye baksanız durum bu… Detaylara girmeyeceğim çünkü hepimiz içinde yaşıyoruz. Acaba gülümseyebilen, mutlu olabilen, geleceğe umutla bakan kaç kişi var aramızda?

Yanıt yok değil mi?

Peki neden bu duruma geldik acaba?

-20 yıldır ülkeyi yönetenler sayesinde olabilir mi?

Detaya girmeye gerek var mı?

İşler hangi alanda düzgün gidiyor?

Ekonomi? Dış politika? Hukuk? Eğitim? Sosyal Ortam? Avrupa, ABD, Komşularla ilişkiler?

Ha, bu devasa sıkıntılar yetmiyormuş gibi bir de 10 milyonu geçen “düzensiz göçmen”e kapı açmadık mı?

-“Bu kadar çok hata yapan bir yönetim nasıl ayakta kalabiliyor?” diye sormuyor musunuz kendinize?

Sürekli Kur’andan söz edenler acaba acaba Kur’anın “İşi ehline verin” ayetini (*)  bilmiyorlar mı? Yoksa bal gibi bildikleri halde, önüne geçemedikleri hırslarının esiri mi olmuş durumdalar? 

Oysa, arada bir, “geçmişte neler yaşanmış?” diye bakmak bu gibi soruların yanıtını bulmakta çok yararlı oluyor…

Buyrun işte, bundan tamı tamına 2 bin yıl önce yaşamış bir isim, antik Yunan tarihçisi Polybius (**) (m.ö. 208-126) bu durumun nedenlerini ortaya koymakla yetinmemiş, isim babalığını da yapmış… Onun tanımlamasına göre şu anda biz “Oklokrasi” yaşıyormuşuz.

-Neymiş yahu bu oklokrasi?

Diye soruyorsanız, açın internetten bakın, kısaca “niteliksiz çoğunluğun yönetimi ele geçirmesi! ile yozlaşan, yolsuzluklara kapı açan rejimler” diye tanımlanıyor.

Bıyık altından bana gülüyorsunuz değil mi?

-Ayol filozofları tarihçileri bırak şimdi bir kenara, bir sarışın güzelimiz, zamanında -benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?- Deyip kestirip atmamış mıydı? Dediğinizi duydum.

Zaten, bence de oklokrasi sözcüğü akılda tutulması zor bir sözcük.

Hem size bir şey söyleyeyim mi, biraz çizginin dışına çıkacağım ama, filozof niteliği olmasa bile, halktan isimler o sözcükle anlatılmak istenen ortamı biraz ayıp sayılsa da dilimize yerleşen basit bir cümleyle anlatmamış mı? “Nerde çokluk orada b…luk” diyerek?

İşte o yüzden diyorum, oklokrasinin başına bir “B” harfi getirelim gitsin, akılda kalsın…

Ne dersiniz?

 

(*) https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/551/58-ayet-tefsiri

(**)https://jimithekewl.com/2013/12/28/demokrasiden-cete/

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *