İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4666 %-0.06
36,5354 %-0.17
3.509.176 %2.67
3.069,22 0,52
Ara

Darbeyi dost bildikleri vurdu!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Darbeyi dost bildikleri vurdu!

Büyük deprem sadece 10 kenti değil, tüm ulusu mahvetti, ama ne var ki  “ateş sadece yine düştüğü yeri yaktı…” Hem de öyle bir yaktı ki, yeniden toparlanıp ayağa kalkmak sadece depremzedeler için değil hepimiz için çok zor olacak. Asla unutmayacağımız bu acıyı şu anda hep birlikte yaşıyoruz, içtiğimiz sudan, başımızı koyduğumuz yastıktan, üstümüze çektiğimiz yorgandan bile utanıyoruz. Gülümsemek şurada dursun, geleceğe dair umut beslemek artık çok zor, hatta imkansız. Beynimizde sürekli çınlayan soru şu:

-Depreme nasıl oldu da böyle hazırlıksız yakalandık? Bu felaketin geleceğini bile bile nasıl gafil avlandık? 

Peki bu soruyu biz kendimize sora sora nereye varabiliriz? “Yapabileceğimiz ne vardı da yapmadık?” sorusunun muhatabı biz miyiz? Yoksa başımızdakiler mi?

Ama başımızdakiler “kader planı” diyorsa, Cumhurbaşkanlığının Resmi Sitesinde vatandaşın, Erdoğan’a sarılarak “sen kara gün dostusun, peygamberi seviyorsun, başımıza ne gelirse gelsin senden vazgeçmeyeceğiz” videoları (*)yayınlanıyorsa bu soruları sormaktan artık vazgeç mı geçsek dersiniz? 

Peki, bize adeta “ölen öldü, kalan sağlar bizimdir” demeye getirenlere de yanıt vermeyelim mi?

Bu yıl seçimde (yapılabilirse tabii!) ilk kez oy kullanacak gençlere AKP propagandası içeren mektuplar gönderilmiş ya, onu kastediyorum. (**)

—-Dost bildikleri vurdu—

Bu yaşadığımız felaket pek çoklarına tam 77 yıl önce yaşanan Dresden cehennemini anımsattı. Hani İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmü devam ederken, “dost güçler” Hitler ve payandalarını ortadan kaldırmak için önemli üsleri yok etme harekatına geçmişti de, Almanya’nın Dresden kenti de bombalardan nasibini almıştı ya? Sonunda da Alman ve İngiliz uçaklarının bombardımanı altında 135 bin “masum insan” öldürülmüş, Dresden yerle bir edilmemiş miydi?


Dresden Şubat 1945

-Hem de kurtarıcı-dost  saydıkları Amerikan ve İngiliz  uçakları tarafından bombalandılar öyle değil mi?

-Ne yazık ki evet… Üstelik de bu olay yıllarca üstü örtülü bırakılıp dünya kamuoyundan gizlenmeye çalışıldı. 

Neyse ki o felaket yaşanırken genç bir Amerikalı asker, nasıl olduysa yer altındaki mezbahada  saklanıp “kendi ülkesinin pilotları tarafından”  bombalanmaktan  “kurtulmayı” başarmıştı da yıllar sonra “Mezbaha 5”i yazarak yaşananları anlatabildi.

Ya, işte bugün yaşasa 100 yaşında olacak o genç asker, sonraları Amerika’nın en çok okunan yazarı olan Kurt Vonnegut (***)  idi. Dost bildikleri tarafından bombalanmıştı.


Kurt Vonnegut

Dresden’e 13 Şubat 1945 günü başlayan saldırı, 15 Şubat'a kadar sürdü. Saldırı sona erdiğinde, şehir tamamen yerle bir olmamışsa da fosfor bombası dehşetini yaşadı . Bu yüzden, günlerce alev alev yanan şehir tam bir enkaza döndü,  28 bin binanın tamamı yok oldu. 135 binden fazla insan kaybedildi. Ne yazık ki, o 135 bin insanın çoğu “yanarak” değil, bölgedeki oksijeni yok eden fosfor bombası nedeniyle “boğularak” öldü.


Hatay Şubat 2023

—Alınan ders—

 “Mezbaha 5”i yazan Kurt Vonnegut o felaketten aldığı dersi, dünya insanlarına bir  seslenişle de dile getirdi, onun dediklerine kulak vermiş olsak bütün bunlar belki de başımıza gelmeyebilirdi…

Ne diyordu yazar, 1988 yılında Time Dergisi için kaleme aldığı mektupta, 2088 yılına dönük düşüncelerini dile getirirken:

“2088’in bayanları ve bayları…

Umarım kör cahil optimistleri lider konumuna getirmekten vazgeçmişsinizdir. Şu an ihtiyacımız olan liderler, inatla yaşama tutunarak doğaya karşı nihai bir zafer kazanacağımızı iddia edenler değil, doğanın hırçınlığını ve makul ateşkes koşullarını dünyaya gösterecek kadar cesur ve zeki olanlardır.

Ateşkes koşulları şunlardır:

1. Nüfusunuzu azaltıp sabitleyin.

2. Havayı, suyu ve toprağı kirletmekten vazgeçin.

3. Savaşa hazırlanmayı bırakıp gerçek sorunlarınızla ilgilenin.

4. Hala yapabiliyorken çocuklarınıza ve elbette kendinize etrafınızdakileri öldürmeden küçük bir gezegende nasıl yaşayabileceğinizi öğretin.

5. Bir trilyon dolar harcarsanız bilimin her şeyi çözeceğine inanmayı bırakın.

6. Siz ne denli yıkıcı ve savurgan olursanız olun, torunlarınızın bir şekilde başka gezegenlere göç edip düzgünce yaşayacağını düşünmekten vazgeçin. Bu hem zalimce hem de aptalca.

7. Ve bunun gibi falan işte.

(*) https://www.tccb.gov.tr/videogaleri/#Video

(**) https://www.evrensel.net/haber/481118/akp-ilk-kez-oy-kullanacak-genclere-ilk-oyum-karti-gonderdi

(***) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kurt-vonneguttan-uc-yapit-uc-cagri-1843706

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *