Tanrı ile Yarışmak!
Tanrı,
İnsan fiziğini yaratırken...
Dokuz delik açmış vücuda...
İki göz deliği...
İki kulak deliği...
İki burun deliği...
Bir ağız...
Belden aşağı,
Bir ön...
Bir de arka delik...
Göz görmeyi,
Kulak işitmeyi,
Ağız yutmayı,
Burun koklamayı...
Ön,
Üreme ve sıvı atık atmayı...
Arka,
Katı atık atmayı...
Görev edinen delikler bunlar...
Tam dokuz delik...
Neden on delik değil, diye,
Merak ettim...
Onuncu deliği açsaydı,
Herhalde kafatasının arka önü olurdu...
Çünkü orada,
Beyin var,
Beynin içinde de AKIL var...
O yüzden Tanrı,
Beyni delmeyip,
Aklı saklı tutmuş diye düşünüyorum...
TANRI’YI YAKALAMAYA BİR KALDI!
Emperyal güç ve pençesine aldığı toplumları yönetenler,
Neredeyse Tanrı’yla yarışır hal aldılar...
Hep Bana Rabbena ...
Söyledikleri her şey CEBİ okşuyor...
Toprağı,
Suyu,
Havayı,
Sadece kendileri için kullanıyorlar...
Varsa,
Cennet cehennem...
Yoksa,
Bel altı fetvalar...
Yüreğe dokunan hiç bir söylemleri yok!...
Ne bilim...
Ne sanat...
Ne de kültür...
Yukarıda dedim ya…
Tanrı,
İnsan vücudunda dokuz delik açmış...
Şimdi bunlar,
Sekiz delik açtılar...
İki gömlek cebi,
İki ceket cebi,
Pantolonun,
İki ön iki de arka cebi...
Etti mi sekiz cep...
Çok şükür,
Hepsi DELİK,
Hepsi boş artık!
Tanrı’nın dokuz delik sayısına ulaşmaya,
Kaldı BİR DELİK!
O da,
Akıl...
Onu da delerlerse,
Tanrı’ya ulaşmış olacaklar...
Bırakın,
Sizi yaratan Tanrı ile yarışmayı!
Bıraktık CEP deliklerini...
Artık,
Canlar delik...
Cananlar delik...
