İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4690 %-0.06
36,5214 %-0.22
3.518.876 %3.201
3.069,86 0,54
Ara

Yazalım da ne yazalım? Kime yazalım?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Yazalım da ne yazalım? Kime yazalım?

-Ya da, Almanya`da Yabancılar Yasası...-

Hani kutsal kitaplar `` Oku!`` diye başlıyor ya; aslında hemen peşinden `` Yaz!`` buyrulmalıydı bence... Gerçi buyuranların bileceği iş...

***

Kitap, dergi ve gazete okuyanların gittikçe azaldığı ortada. Okunanlar da telefonların ve/veya dizüstü bilgisayarların veya tabletlerin ekranlarında okunuyor. Bu durum iyi mi kötü mü önümüzdeki yıllarda göreceğiz...

Bundan da vahim olanı yazılmaması. Çok az kişi mektup ya da yılbaşı kartı veyahutta bayram tebriği yazıyor... Doğrudur, isteyen istediğine telefon üzerinden hatta WhatsApp üzerinden hem de görüntülü olarak ulaşıyor. Hem de bedava...

***

Bunlara ilaveten şu da var. Yazılan okunmuyorsa ne olacak peki? Bu internet ortamında okunup okunulmadığını nasıl tespit edebileceğiz? Bu durum yazanların motivasyonunu çok etkiliyor...

***

Şunu da açık yüreklilikle dile getireyim. Peki düşündüklerimizi açıkça yazıyor muyuz, yazabiliyor muyuz? Pek emin değilim. Ya kişisel çekinceler söz konusu ya da içinde bulunulan ortam buna elvermiyor... Sizin anlayacağınız oto sansür yani...

Bu durum Türkiye`de ise anlaşılabilir bir durum...

Ya Almanya`da? Eğri oturup doğru konuşalım, Almanya`da da karmaşık durumlar söz konusu...

***

Federal Almanya`da Yeni Göç Yasası

Aktuel demografik durumdan hareketle, 22.08.2023 tarihinde Alman Federal Meclisi tarafından kabul edilen `` Yabancılar Yasası`nı ya da ``Göç Yasası``nı yazalım.

Türkiye`deki yurttaşlar kadar halen Almanya`da yaşayan yurttaşları da ilgilendiriyor.

Yasa, Türkiye´dekileri Almanya`ya gidişin yollarını açtığı için ilgilendiriyor. Almanya`dakileri ise, `Çifte Vatandaşlık`ı mümkün kıldığı için. Çifte Vatandaşlık Türklerden özenle kaçırılıyordu...

***

Konunun iyi ve doğru anlaşılması için özetleyelim:

22.06.2023: Söz konusu yasa Federal Meclis`te üçlü koalisyonun oylarıyla kabul edildi.

07.07.2023: Yasa Federal Konsey tarafından ele alındı ve onaylandı.

14.08.2023: Yasa, Federal Hükümet`in kararıyla Almanya`nın resmi gazete`si olan ``Bundesblatt``ta yayımlandı.

Kasım 2023: Yasa yürürlüğe girecek.

Ocak-Şubat-Mart 2024: Kalifiye İşgücü Göçü Yasası uygulamaya konulacak.

***

Bu yasanın en önemli birkaç maddesi:

  1. Federal Almanya, kalifiye işgücü eksikliğinden, ihtiyacından dolayı önümüzdeki dönemde tekrardan işgücü alacak. Ama, bu sefer gelenlerin mesleki durumları, yaşları ve Almanca bilgileri belirleyici olacak.
  2. Gelecek işgücünün kalıcılığı daha baştan belli olduğu için, Alman Vatandaşlığı`na geçiş kuralları daha baştan belirlenmiş ve kolaylaştırılmıştır.
  3. Çifte vatandaşlık resmen kabul ediliyor. Sadece bir ülke vatandaşlığı dayatılmıyor. İnsanlar bir, iki, üç ya da daha fazla ülkenin yurttaşı olabilecekler.
  4. Çifte vatandaşlık imkanından halen Almanya`da yaşayanlar da yararlanabilecek. Çifte vatandaşlık, haksız bir şekilde Türklerden esirgeniyordu şimdiye kadar...

***

Demek ki neymiş? Toplumsal gereksinimler de doğa kanunları gibi kendi çözümünü dayatıyor.

Almanya, yıllarca buradaki yabancı işçileri `Misafir İşçi` olarak gördü, sorunları öteleyerek görmemezlikten geldi. Zannettiler ki, sorun tıpkı piyasa ekonomisi gibi kendi kendini regüle eder. Olmadı. Olamazdı. Bu toplumsal olgu çok karmaşık çünkü...

Almanya yıllarca bir göç ülkesi olduğunu kabul etmedi. Sorun kendisini dayatınca, Almanya`nın bir `Göç Ülkesi` olduğunu Angela MERKEL Hükümeti kabul etmek zorunda kalmıştı bundan yaklaşık yirmi yıl önce...

Günümüzde ise, demografik nedenlerden, Almanya yeniden göç almak durumunda kaldı. Eli mecbur. Ama, hemen gelmek isteyen mesleksiz kişileri Almanya almak istemiyor... Kalifiye insanlar ise Almanya`dan çok ABD`ni, Kanada`yı veya Avusturalya`yı tercih ediyor. İşte bu yüzden yeni bir ``İşgücü Göçü Yasası`` çıkardı. Yabancılar Yasası esnetildi... Alman Vatandaşlığı`na geçiş kolaylaştırıldı...

***

Yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır. ``Almanya Amerikalılaşıyor mu?`` diye yazmış sormuştum... Gerçek oluyor...

Halen Federal Almanya`da 23,8 milyon yabancı, göçmen ve yabancı kökenli insan yaşıyor. Nüfusun %28.7`si yabancı kökenli. Çok ciddi bir oran.

Çok değil, 2050 yılında Almanya`da yaşayanların yarısının (%50-%50) biyolojikman Alman kökenli olmayacağını öngörebiliriz...

Almanya bu konularda sadece yasalar çıkarmıyor. Projeler üretiyor... Bütçe ayırıyor... bilim insanları simülasyonlar üzerinde çalışıyor..

Tam da bu noktada soralım: Bu bağlamda Türkiye ne yapıyor? Almanya, ülkeye giren sadece insanların değil (hadi biraz mübalagalı dile getirelim) sineklerin bile ön ve arka ayaklarının izlerini kayda geçirip erkek mi dişi mi olduklarının istatistiğini tutarken Türkiye ne yapıyor dersiniz?

Almanya ve Türkiye demografik bağlamda farklı: Almanya yaşlı Türkiye ise çok genç bir nüfusa sahip. Ama, her iki ülkenin de nüfusları ve yabancılar oranı birbirine benziyor...

Peki, Almanya her şeyi kayda geçirirken, projeler üretirken Türkiye de ülkeye gelenlerin kaydını tutuyor mu acaba? Her şey kontrol altında mı dersiniz? Asayiş berkemal mi acaba? Basında çıkan haberler tersini gösteriyor da...

Haydi her iki ülkeye de kolay gelsin. Ne de olsa Türkiye ana vatanımız, baba vatanımız; Almanya ise yaşamak için seçtiğimiz vatanımız. Her ikisi de ayrı bir güzel...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *