İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara

Amerikan komplosu

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Amerikan komplosu

Sabahın 6’sı. Tatilde olmama rağmen, huy işte, yine ayaktayım. Mesaj kutumda bir “günaydın”. Hayrola, bu saatte kimin günaydını? Cevap vermemek nezakete sığmaz, “günaydın!”. Acele cevap, “hocam 10 dakika sonra sizi yayına alsak olmaz mı?” Ne yayını yahu, uyurken bir şey mi kaçırdım diye düşünürken, “Trump vuruldu, haberiniz yok mu?”

Kendimi bir kötü hissettim, sormayın. Hani böyle bir haberi uykumda da olsa nasıl atlarım. “Yahu biraz müsade, bir yüzümü yıkayayım, kahvemden iki fırt içeyim, bir de haberlere göz atayım, 10 dakika değil de, yarım saat sonra memnuniyetle!”

Haberlere göz atınca önce derin bir komplo ile mi dünyanın karşı karşıya geldiğini ister istemez düşündüm. Yıllar önce Turgut Özal’a kürsüdeyken yapılan bir silahlı saldırı, kurşunun mikrofondan sekmesi, rahmetlinin “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka alacak kimse yoktur!” sözleri bir anda kulağımda çınladı. Başarısız suikast girişimi sonrası Özal’ın oylarını artırması, “mağdur olanı halk korur” denklemini bana tekrar hatırlattı.

Ardından dış haberlere göz gezdirince, Trump’ın oylarını artırmak için düzmece bir suikastla karşı karşıya olmadığını anladık. Trump konuşurken kafasını sağa sola sallamasa, o kurşun büyük olasılıkla kulağına değil, alnının tam ortasına da saplanabilirdi. Ama Trump bu, hiç bir fırsatı tepmeksizin yumruğunu sallaya sallaya kürsüden indirildi, arabasına bindirilip götürülürken, hiç kuşkusuz oylarını en az 5/6 puan artırdı. Amerikan halkı da mağduru sever şüphe götürmez şekilde.

Peki bu başarısız suikast girişimi nasıl açıklanabilir?

Suikasti yapan ve anında vurularak öldürülen kişinin ilk açıklanan bilgilerine göre, 20’li yaşların başlarında, beyaz ve Cumhuriyetçilere kayıtlı bir Amerikalı. Silahı kullunmasına bakılırsa da bir keskin nişancı. Öldürme kastıyla hareket ettiği de kesin.

Peki, Cumhuriyetçileri destekleyen bu beyaz Amerikalı hangi saikle kendi partisinin başkan adayını vurmak ister? Bir de 20’li yaşların başında nasıl ve nerede böylesine bir keskin nişancılık eğitiminden geçer?

Hani hemen öldürülmeseydi belki kendisi bu hassas iki soruya cevap verebilirdi. Bizler doğal olarak kendi çapımızda asla cevaplarını bilemeyeceğimiz bu sorulara getirilecek resmi ya da gayrı resmi cevaplara kuşkuyla bakmaya devam edeceğiz.

ABD tarihinin suikast karnesi oldukça kabarık. Sözkonusu suikastlerin gerçek nedenlerinin tam olarak anlaşılamadığı da malum. Hala Kennedy suikastinin arka planı ile kaç tane komplo filmi seyrettiğimi çoktan unuttum gitti.

Diyelim ki, Trump’ın performansından memnun olmayan Cumhuriyetçiler bu işin perde arkasındaydılar. Sonuç Trump’ın oylarını daha fazla konsolide etmesi, daha güçlü hale gelmesi ise, kaybedenler Cumhuriyetçiler içindeki Trump karşıtları.

Öte yandan Demokratların cephesinden ve Amerikan yerleşik düzeninden yola çıkarsak. Seçimi kaybetme ihtimali çok yüksek olan Biden’ın karşısındaki rakibi ortadan kaldırmak bir çözüm olabilir miydi? Cumhuriyetçi kimliği ile kafaları karıştıracak bir suikastçının kullanılıp ortadan kaldırılması, aradaki kargaşa döneminde Biden’ın yerine daha kuvvetli bir adayın çıkarılması, “olası bir iç savaşı önleme” gerekçesi ile barışçı demokrat adayın desteklenmesi çağrısının yapılması ihtimallerden bir tanesi değil mi? Eğer amaç bu ise, Biden’ın süreçten (şimdilik) daha güçlü çıkması Amerikan yerleşik düzeninin tekerine çomak sokmuş olmadı mı?

Komployu daha da geliştirmek mümkün. ABD gizli servisinin yapacağı açıklamalara kulağımızı dikerek, bekleyeceğiz.

Biden cephesinden yapılan açıklamaları, Rusya’nın açıklamalarını, hiçbirisinin samimi olmadığını bilerek dinlemeye devam edeceğiz.

Peki bunlardan bize ne derseniz.

İçine girdiğimiz kaotik süreçte NATO’nun geleceğinin nasıl şekilleneceği büyük oranda Kasım ayındaki ABD seçimlerinin ardından belirlenecek. Amerikan yerleşik düzeninin istediği daha güçlü bir NATO’mu, önceliği ABD’ye veren, NATO’dan bana ne diyen bir Trump Amerikası mı?

Son NATO Zirvesinde Şangay Beşlisine katılmayı yüksek sesle tekrar ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sizce bir bildiği mi var?

Televizyona konuşabildim mi? 10 dakikayı atlayınca başka bir konuk almışlar.

Bir dahaki sefere inşallah!..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *