İstanbul
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8129 %0.01
37,4543 %0.33
104.943,98 %2.935
3.178,46 0,25
Ara

Herkesler bizi kıskanıyor!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Herkesler bizi kıskanıyor!

Aslında Sayın Dışişleri Bakanı’mız, “Turistin görebileceği herkesi aşılayacağız” dediğinde ben de rencide olmuştum başlangıçta. Hatta Sayın Bakan bile toplumu rencide ettiğini düşünmüş olacak ki sözlerinin çarpıtıldığı şeklinde bir açıklama yapma gereği duymuştu.

Ardından Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan bir video düştü gündeme. Turistleri bekleyen çalışanlara, “Ben aşılıyım, siz rahat rahat eğlenin” anlamına gelen maskelerin taktırıldığı bir tanıtım videosu.

Tepkilerin ardından silinen bu video Sayın Çavuşoğlu’nun o kadar da yanlış anlaşılmadığı anlamına geliyordu. Yani bu turizm sezonuna Türk halkının rencide olması pahasına girdiğimiz netleşmiş oluyordu.
Ama ben kendi adıma ilk şoku atlattıktan sonra o kadar da rencide olmadığımı fark ettim.

Rencide olmam için başlıkta geçen dünya bizi kıskanıyor söylemine inanmam gerekiyor.  Yani “turist gelse ne olur gelmese ne olur? Beğenmiyorsa gelmesin, benim aşımı soracağına önce kendi testini yaptırsın” diye bakabilsem ben de rencide olurum ama o iş öyle değil elbette…

Ekonomimizin gerçekten uçtuğunu düşünsem rencide olurum mesela, TÜİK istatistiklerini gerçekçi bulsam, markete gidince de enflasyonun yüzde 16 olduğuna ikna olsam rencide olurum…
Yedi düvel ekonomik olarak patır, patır dökülürken dünyanın büyüyen tek ekonomisi olduğumuz cümlesi inandırıcı gelse ben de rencide olurum.
Ya da yine dünyanın en gelişmiş ülkeleri salgın süresince halkını aç bırakırken bizim kimseyi mağdur etmediğimizi düşünsem… 
Kanal İstanbul için rahat rahat harcayabileceğimiz 70 milyar dolarımızın olduğuna kanaat etsem o zaman ben de rencide olurum…
Neden olmayayım…

Karadeniz’de bulduğumuz doğal gazın yarın öbür gün ekonomiye katılacağını düşünsem ben de sıkalım dişimizi şunlardan gelecek para için bu kadar küçülmeyelim derim. 
Pandeminin ardından yaşanacak işten çıkartmalarla işsizlik oranının yüzde 20’leri geçeceğinden korkmasam, kim oluyor bu turistler, derim.
Şunun şurasında yarın öbür gün uzaya gideceğimize göre böyle devasa işlere paramız var, diye baksam meseleye, sizin üç kuruşluk orta sınıf Rus turistinize mi kaldık, hadi oradan, derim.
 
Zaten 2 sene sonra yerli araba hazır. Yılda 100 bin tane yapıp dünya piyasasını ele geçireceğiz diye düşünsem veya kurlardaki artışın ekonomimize bir zararının olmadığını, dış borcumuzun kur hareketiyle her geçen gün arttığını düşünmesem ben de boş veririm, ben de rencide olurum pekâlâ…

Neticede ben rencide olmadım, turizm sektörünün geçen yıl aldığı darbenin ardından bu yılı da boş geçerse ayakta durma şansının olmadığını zaten hepimiz biliyoruz; o ayrı bir konu. Sektörde çalışan insan sayısı, sektöre bağlı sektörlerin sayısı da düşünüldüğünde gelmeyecek turistin ekonomiye maliyetini tahmin etmek de hiç zor değil.

Doğal olarak eğer böyle bir şey yaşanırsa ülkenin en önemli döviz girdisinden olacak bir hükümetin “Helallik istemek” konusunda kimseye söyleyecek bir şeyinin kalmayacağı da açıkça görünüyor. Yani ben öyle görüyorum. O bakımdan da rencide falan olmuyorum. 
Rencide olmak yerine gerçekle yüzleşmeyi öneriyorum…


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *