Sessiz çığlık
Aralık ayı verilerine göre;
-TÜFE artış %1,03
-Kira Zammı %58,51
-Yeniden Değerleme Oranı 43,93 olarak açıklandı.
TÜİK’nun açıkladığı bu verilere karşın;
-İşçi-Esnaf Emeklisine %15,7
-Memur-Memur Emeklisine %11,5
-Asgari Ücrete ise %30 oranında zam yapıldı.
Vatandaşın bu rakamlar ve verilere göre; gerek kişisel ihtiyaçlarını, gerekse yaşamsal ihtiyaçlarını nasıl karşılaması ön görülmektedir? Pazarda insanlar alışveriş yapmaktan neredeyse yoksun. Bir aile bir yandan çocuklarını okutmak ve yaşatmak için mücadele ederken bu verilerle ne kadar yol gidebilir? Kiralarına bu oranda zam gelirken insani harcamalarını ne kadar karşılayabilirler? Bu noktaları çokça uzatabilir ve anlatabiliriz.
Toplumda ciddi manada bir rahatsızlık varken; çarşı,pazar yanarken;sessiz çığlıklar bendi yıkıp geçmişken; susmaması gerekenler neden bu kadar suskun veya susturulmuş? (Sivil Toplum Kuruluşları, Demokratik Kitle Örgütleri,Siyasetçiler,Sendikalar, Üniversiteler, Gençler,Yazarlar,Çizerler vs.)
Belki bir elin parmağını geçmeyecek sayıda kurum veya kuruluşlar bir şeyler söylüyor veya söylemek istiyor fakat ne bir karşılık buluyor;ne de göze çarpan bir durum vücut buluyor.Toplumsal muhalefeti örgütlemek ve adil,adaletli,eşit bir yaşam hakkını savunmak;bunun mücadelesini vermek kimin görevi?
Hepimiz sorumluluklarımızın farkına varıp, gelecek nesiller için duyarlı ve örgütlü davranmamız gereken bir süreçten geçmekteyiz.
ABD seçim sonuçlarının ve şu ana kadar Dünyada, Orta Doğu da yaşananlar tesadüf olmadığı gibi Türkiye için daha zor günlerin geleceğinin habercisi niteliğindedir.Yeni ekonomik değişimler ve hareketler karşısında pozisyonlar alınması gereken bir düzen yaratılmıştır. Halkın gündeminin ekonomiden uzaklaştırılmasına müsade edilmemelilidir.
CHP
Kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyetin en güçlü savunucusu CHP, bu toplumsal muhalefeti örgütlemekle görevlidir. (Mitingler düzenlemeye çalışıyor, pazarlarda gezip halka dokunmaya çalışıyor v.s.) Belediyeler gerçekten sosyal belediyecilik anlayışına uygun ve partizanlık gütmeden halka ulaşmaya çalışıyor. Belediyelere yapılan tüm baskı ve anlamsız zorlamaların karşısında direniyor.
Evet direniyor. Doğru.
Peki belli ki; bir sorun var gibi duruyor. Bunca çalışmaya rağmen toplumsal muhalefeti hayata geçirmekte zorlanılan durum veya durumlar neler? Bu sorun üzerinde ciddi anlamda kafa yorulmalıdır. (Daha etkin yöntemler mi geliştirilmeli? Topluma daha çok güven verecek noktalar mı tespit edilmeli v.s.)
Bazı yazılarımızda belirtmiştik, fikrimizi paylaştığımız siyasi arkadaşlarımızda oldu ama bir daha belirmekte fayda var:
‘’Ana muhalefet partisi hiç şüphesiz toplumsal muhalefetin liderliğini üstlenip bir milim geri adım atmadan direnci örgütlemekle mesuldür. Bunu yaparken kendi içinde ki bütünlüğü de diri tutmalı ve parti içi muhalefeti ayırmaksızın bir dayanışma ve bilinçlenme hareketi ortaya koymalıdır. Daha sonra bunu toplumun diğer katmanlarına da yayarak Adalet, Demokrasi ve Erken Seçim hareketine öncülük etmelidir.’’