İstanbul
Rain and snow
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,9976 %0.22
37,2320 %-0.56
96.193,39 %-1.14
3.308,28 0,37
Ara

Aday bir an önce açıklanmalı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Aday bir an önce açıklanmalı

Hükumetlerin halkın oyuyla belirlendiği ülkelerde partilerin oy oranlarında seçimden seçime farklılıklar olabilir. Yapılan icraatlar, propagandalar, eksikler, hatalar sonucunda bazı partiler oy kaybederken bazıları oyunu yükselterek hükumetin değişmesine yol açabilirler. Bazı zamanlarda ise iktidar bir sonraki seçimde oyunu daha da yükseltebilir veya muhalefetin oyları seçmen tarafından görevini yeterli yapmadığına kanaat getirilirse düşebilir.

Nitekim Türkiye’de de bu tür sonuçlar farklı biçimlerde sık sık yaşandı. Demokrat Parti ve AKP iktidardayken oylarını yükselten partiler oldular. SHP 1991 seçimlerinde muhalefetteyken oy kaybetti. 1999 seçimlerinde toplam oyları yüzde 54’ü bulan DSP-ANAP-MHP hükumeti 2002’de istisnasız baraj altında kaldı.

Bu tür gelişmeler, demokrasiyi sindirebilmiş ülkelerde son derece doğaldır. Çağdaş demokrasilerde oy kaybederek iktidardan uzaklaşmak gurur meselesi yapılmaz. Koltuktan kalkmamak adına ülkeyi felakete sürükleyecek politikalar izlenmez. En ufak bir eleştiride dahi bulunanlara düşmanca yaklaşılmaz. Hükumet nasıl barışçıl yollarla göreve geldiyse aynı şekilde görevini halefine devreder.

Ne yazık ki Türkiye’de mevcut iktidar, demokratik bir ülkede yapılması gerekenlerin aksini yapmakta ve demokrasiyle hiçbir ilgisinin olmadığını her defasında tekrar kanıtlamaktadır. Bunun asıl sebebi, yaşanan erimeyi iktidarın da görmesidir. Bu sebeple yönetimde kalabilmek adına bütün antidemokratik uygulamalar pervasızca hayata geçirilmektedir.

Çünkü iktidarın demokratik ve adil bir politik mücadeleyle oyunu koruma imkânı artık kalmamıştır. Senelerdir süren ekonomik kriz, üst üste yaşanan felaketler, güvensizlik ortamı ve adaletin güçlülerin emrine verilmesi bunun önde gelen sebepleri arasındadır. Daha da kötüsü, Erdoğan ve arkadaşlarının bu sorunları çözmek niyetinde olmamaları ve kronikleşen sorunları görmezden gelerek kurdukları bu çarpık sistemin devamında ısrar etmeleridir.

Tablo bu şekildeyken muhalefete düşen görevin önemi bir kat daha artmaktadır. 2023 seçimlerinden önce düşülen hatalar ve girilen inatlaşmalar tekrarlanmamalı, aday belirleme meselesi sürüncemede bırakılmamalıdır. Adayın tartışmalı bir biçimde seçime üç ay kala açıklanması yerine şimdiden kamuoyuna ilan edilmesi, iki yıl önce net bir biçimde anlaşıldığı gibi çok daha avantajlı olacaktır.

2023 seçimlerini Erdoğan kazanmadı; muhalefet kaybetti. Önümüzdeki muhtemel bir erken genel seçimde de durum aynıdır. Erdoğan’ın ülkeyi getirdiği bu duruma rağmen seçimi önde tamamlayabilmesi, sadece ve sadece muhalefetin seçimi altın tepside rakibine sunmasıyla mümkündür.

Aynı hatanın bir defa tekrarlanmasına ise bu ülkenin tahammülü yoktur. Seçimin kişisel ihtiraslar nedeniyle bir defa daha kaybedilmesi, Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler uğruna sürmekte olan mücadelenin kesin bir biçimde yenilgiye uğraması anlamına gelecektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *