Al kırmızıya doğru

Dünya döngüsü ile mevsimleri değiştirirken renkleri değiştirir birbirini takip eden döngü. İçimizde de değişimin dürtüsünü uyandırır. Kimi zaman kendi renklerine dokunur insan bazı zamanda da yaşam alanlarını değiştirmek ister. İçte içeride o hisle yaşar. Bir hayaldir o pembe panjur dendiğinde gözde bir imaj; kim bilir birine ev birine yuva o renk …

Kaç ton var yeryüzünde! Sayısız. İnsan sözüm ona doğadan olan renkleri alır yaşamına, adını koyar güneşin sarısı, denizin mavisi… ne güneşe dokunabilir elleri, ne dokunduğu deniz vermez ellerinde suyun maviliğini. Ne gördüğüne inandırır ne de dokunduğuna ama bırakır hislerini.

İlkbahar ile içindeki dürtü açık ferah olana meyillenir yaşam alanlarında ‘’ufak dokunuşlar ’’ ile başlayan cümlelerle hayatımıza girer güneşin rengi, kırmızı bir vazo belki mevsim çiçeklerini içine almak için mutfakta cam kenarına ya da dostları ağırlayacağınız yemek masasına yerleşir, yaz kapıdadır güneş artık bizimledir ve ayçiçekleri boy gösterir, bir dalı bile hayatınızı girse o bahardan kalma vazoda her gün yüzünü güneşe dönmek için yerini alır . Yaşam ilhamını doğadan alırken değişim her zaman bizimledir ve sonbahar kapıdadır açık olan pencereler, kapılar aralanarak kapanmaya hazırlar kendini. Artık içerdeyizdir içeriye dönme vaktidir. O yeni yıl umudu ile tuttuğumuz dileklerin olup olmadığını gözden geçirme vaktidir kış ya hazırsınızdır ya da önümüzdeki baharı yazı beklersiniz. İlkbahardan, yazdan, sonbahardan vedalaşır ve yeni yılı kucaklama, hazırlanma vaktidir. Kışın rengi zihinden ya da bir kalemden geçen dileklerin altın rengi güneşin kendini sokak ışıklarına bıraktığı yerdir.

Bulunduğum konumdan renkler bunlar. Doğunun batının buluştuğu güzel ülkem, güneyinden kuzeyinden gelen rüzgarla renklenen.

Kimisine sarı kimisine kırmızı değil mi güneş? Kırmızıyı seçiyorum içinden.

Kırmızı; kalbin içini doldurduğunuz renktir, şöminenin ışığıdır, yeni yıl masasına yakışan peçetenin rengidir, şamdandaki mumun rengidir, aldığınız hediye paketinin rengidir, yılbaşı ağacındaki cam küre, kutlama için giyinilen o harika elbise, sevgiliye alınan renktir. Sevgiliye renk alınır mı? Renk bir hayaldir alınır da verilir de bence!

***

Bugün gönlüm kırmızının al olanına düştü.

Bayrağımız 'Al sancak' veya 'Ay yıldız' .

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği Onuncu Yıl Nutku'nda, bugünü "en büyük bayram" olarak nitelendirmiştir.

Her daim Cumhuriyet yolunda Atatürk’ün izinde. Kaç yıl oldu saymadan dünyanın tam kalbinden şükran ve özlemle.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Payidar: Sonsuza değin yaşayacak olan, ölümsüz, kalımlı.