İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4848 %0.01
36,6914 %0.27
3.493.600 %2.056
3.065,56 0,40
Ara

“Han Duvarları”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
“Han Duvarları”

Mahkeme Başkanı cüppesinin eteklerini savurarak yüksek kürsüye ulaşan basamakları bir nefeste çıktı ve koltuğuna oturdu. “Mahkeme Heyeti’nin diğer azaları” da yerlerini aldı. “İddia ve Müdafaa” makamları sandalyelerine geçtiler. Sanıklar da salona alındılar. Pencerelerdeki zakkum pembesi ve kobalt mavisi vitraylar, mahkeme salonunun ciddi renkleriyle alay ediyormuş gibi, ortalığa bir çiçek dürbününden çıkmışçasına eğlenceli ışıklar yayıyordu. Sanki hiçbir şey gerçek değildi. “Kafka’nın Dava romanı gibi” diye düşündü… 

Sıcak nedeniyle açık bırakılmış pencerelerin göz yaylımından, tozlu mavi bir Marmara ile beyaz martılar geçiyordu. Gözlerini yeniden salona çevirdi. Kirli beyazla tütün sarısı arasında sıkıcı bir renkle boyanmış duvarları inceledi.Yıllar önce yazdığı şiiri anımsadı: “Han Duvarları”. 

Türkiye’nin en bildik şiirlerinden biri olan “Han Duvarları”nın şairi Faruk Nafiz Çamlıbel, 27 Mayıs darbesiyle iktidardan devrilen Demokrat Parti’nin eski bir milletvekili olarak aylardır Yassıada’da yargılanıyordu ve mahkeme salonundaki duvarlara her bakışında, “Garip çizgilerle dolu han duvarlarını” hatırlıyordu…

Çıktık açık alınla 

Duruşma devam ederken, Çamlıbel uzak köy yollarını, arabacı ıslıklarını düşünüyor ve daha başka şeyler de hatırlıyordu. “On yılda açık alınla çıkılan bütün savaşları” hatırlıyordu mesela. 

Cumhuriyet’in kurulmasının onuncu yılı için birlikte bir marş güftesi yazdıkları arkadaşı Behçet Kemal Çağlar’ı düşünüyordu. Ne kadar da heyecanla yazmışlardı marşın sözlerini? Güç bela bulabildikleri bir Türkiye haritasında, demir yollarını nasıl izledikleri aklına geliyordu. Ondan sonra “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” dizelerini tamamlayınca nasıl çocuklar gibi Çağlar’la birbirlerine sarıldıklarını da hatırlıyordu. Sonra Cemal Reşit Rey’in bu sözlerden “Çıktık Açık Alınla” diye başlayan görkemli bir marş bestelemesini, kendisinin ve Behçet Kemal Çağlar’ın “en üst makamlar” tarafından tebrik edilmelerini anımsıyordu… 

Edebiyatımızda, “eserleri kadar tanınmış olmamak” gibi alışılmadık bir unvana sahip olan Faruk Nafiz Çamlıbel, devrik Demokrat Parti’nin bir milletvekili olarak Yassıada’da yargılanırken bütün bunları düşünmüş müdür gerçekten? Bilinmiyor, çünkü kendisi anılarını yazmadı. 

Gerçekten de Çamlıbel, edebiyatımızın yapıtları bilinen ama kendisi aynı oranda tanınmayan kişilerinden biri oldu. Ünlü “Han Duvarları” şiirinden birkaç satır ezbere okuyanlar ya da en azından şiiri hatırlayanlar, şairinin kim olduğunu pek bilemediler. Aynı durum “Onuncu Yıl Marşı”nda da oldu. Cemal Reşit Rey’in bestelediği bu marşın sözlerini yazanlardan birinin Faruk Nafiz Çamlıbel olduğu da çoğu kez bilinmedi.

Talihsiz şarkılar 
Faruk Nafiz, aynı talihsizliği sözlerini yazdığı şarkılarda da yaşadı. Aşk acısı çekenler, ayrılanlar, terk edilenler, kendi başlarına ya da topluca mırıldandıkları “Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer Yok” şarkısının sözlerinin kime ait olduğunu pek merak etmediler. 

Münir Nurettin Selçuk ile oğlu Timur Selçuk, yaptıkları bazı bestelerde sözlerin Çamlıbel’e ait olduğunu ısrarla belirterek, onun hakkını korumaya çalıştılar. Timur Selçuk, bir zamanların en sevilen şarkılarından biri olan “Pencereler kapandı kapılar sürmelendi / Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar” bestesinin sözlerinin, Çamlıbel’in “Sen Nerdesin?” adlı şiirinden alındığını üstüne basa basa her yerde söyledi.

Faruk Nafiz Çamlıbel, şarkılardaki talihsizliğinin bir başkasını da ünlü “İntizar” ya da daha bilinen adıyla “Sakın Bir Söz Söyleme” şarkısında yaşadı. Yakın bir dönemde her yerde söylenen bu şarkının sözlerinin Çamlıbel’e ait olduğu da pek bilinmedi…

Çamlıbel, “Eriyen Adam” adlı şiirinde, “Benden nişan olarak kucağında kalacak, elbisem gömleğim...” diye yazmıştı.

Faruk Nafiz Çamlıbel’in elbisesi, gömleği, uzun yıllar öğretmenlik yaptığı Kabataş Erkek Lisesi’nde kendi adına açılmış müzede sergileniyor şimdi. Müzeyi dolaşan ziyaretçilerin ise duvarlara bakarken, her tarafta yükselen bir sessizlik, ıssızlık ve hafif bir ıslık sesi duydukları söyleniyor...
 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *