Suriye HTŞ rejiminin dış ilişkilerde görünen öncelikleri
Devletlerin dış politika uygulama geleneklerinde, bir Devletin Devlet Başkanı’nın veya Başbakanı’nın veya Dışişleri Bakanı’nın göreve başladıktan sonra yapığı, özellikle ilk ziyaret olmak üzere, denilebilir ki en fazla ilk üç sıradaki yurtdışı ziyaretinin hangi ülkeye veya ülkelere olduğunun, o Devletin dış politikasının rengine ve istikametine, hangi konunun veya Devletin Dış politikada önem ve öncelik taşıdığına ışık tutma bakımından bir anlamı vardır.
Türkiye’de geleneksel olarak ilk dış ziyaretlere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ve Azerbaycan’dan başlanmaktadır.
Suriye’de BAAS ve Esad ailesinin rejimi devrildikten sonra HTŞ’nin Lideri ve Suriye’nin de facto Devlet Başkanı (kullanmaya başladığı adıyla) Ahmed al-Sharaa’nın kurduğu yeni Hükûmet’te ve Devlet kadrolarında lisans ve/veya lisans üstü tahsillerini Türkiye’de yapmış şahsiyetlerin bulunmasını, MİT Müsteşarımızın Devletimiz adına Suriye’yi ziyaret eden ilk yabancı resmî resmî kişi olmasını oldukça önemseyen ve ön plâna çıkaran haberleri, yorumları medyada okuduk, dinledik. Bu konuda “Yeni yönetimde görev alan isimleri gururlanarak takip ediyoruz” şeklinde demeçler de oldu.
Bu neşriyat biz vatandaşlarda yeni Suriye rejiminin dış politika önceliklerinde Türkiye’nin en başta yer alacağı, Suriye’nin yüzü Türkiye’ye dönük bir dış siyaset izleyeceği, ülkenin yeniden yapılanmasında ve imarında Türkiye’nin baş rolü oynayacağı kanaatini uyandırmış olabilir. Temennimiz elbette Suriye’nin dış ilişki ve işbirliğinde Türkiye’nin öncelikli bir konumda olmasıdır.
Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan 8 Aralık 2024’ten sonra Suriye’nin yeni rejimi altındaki Şam’ı ziyaret eden ilk yabancı Dışişleri Bakanı oldu.
Oysa, Suriye’nin İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Fakültesi mezunu yeni Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani’ni ilk dış ziyaretini Suudî Arabistan’a yaptı.
Uluslararası basında bu ziyaret “... Esad'ın devrilmesinin ardından kurulan yeni geçiş hükümetinde bir Suriyeli yetkilinin yaptığı ilk ziyaret olup, bölgesel dinamiklerde ve Suriye'nin Arap dünyasındaki rolünde olası bir değişime işaret etmektedir” şeklinde yorumlandı.
Suriye Dışişleri Bakanı Hasan Şeybani’nin ikinci ziyareti Katar’a, Üçüncüsü, Birleşik Arap Emirlikleri’ne, dördüncüsü Ürdün’e oldu.
Ürdün Dışişleri Bakanı Ürdün’ün Kuzey büyük komşusu Suriye’nin yeni rejimini ziyaret eden ilk Arap Dışişleri Bakanı olmuştu. Şeybani de dördüncü sırada Suriye’nin Güney komşusu Ürdün’ü ziyaret etti.
Suriye Dışişleri Bakanı halen Riyad’daki Suriye konulu uluslararası toplantıya katılmaktadır.
Yukarıdaki sınırlı unsurlar çerçevesinde söylenebilir ki, Suriye’nin yeni rejiminin dış ilişkilerine bu aşamada yön veren ve önceliklerini belirleyen faktörler vefa gibi duygusal faktörler değildir. Suriye için bu aşamada HTŞ geçici yönetiminin doğasına da uygun olarak ağırlıklı şekilde İslam ve Arap Milliyetçiliği dayanışmasının ön plânda geldiği söylenebilir. Bu da gerçekçi bir dış siyasete işaret etmektedir.
Bu çerçevede de sanırım önceliği Suriye’yi malî ve ekonomik açıdan toparlayabilecek kaynaklara sahip Devletler (Katar, BAE, SA) teşkil edecektir.
Yeni Suriye yönetimi için HTŞ’nin BMGK’nin terör örgütü listesinden çıkartılmasında ve Suriye üzerindeki uluslararası yaptırımların kaldırılmasında etkili rol oynayabilecek Devletlerle münasebete geçme teşebbüsünde bulunmanın öncelikler arasında yer aldığı düşünülebilir.
HTŞ’nin BMGK terör listesinden çıkarılabilmesi için Rusya’nın ve Çin’in de mutabakatının gerektiği unutulmamalıdır. 7 Aralık’taki Doha Forumu toplantısından sonra Al Cezire TV’na mülâkat veren Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov HTŞ’nin Suriye’de oynadığı role ve bir terör örgütü olan HTŞ ile işbirliğine tepki göstermiştir. O kadar ki Suriye’deki rejim değişikliğini sevinçle karşılayan TV sunucusunu sert sözlerle haşlamıştır.
Bu satırları kaleme alırken Daily Sabah’ta İran’ın Mehr Haber Ajansı’na atfen çıkan “Suriye'nin yeni yöneticisi ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye yapacak” [Syria’s new ruler to make first foreign visit to Türkiye] başlıklı haberi okudum. Gerçekleşirse bu ziyaretin sembolik amaçlı olacağını düşünmekteyiz.
On yıllardır “Türkiye’de Kürt sorunu değil, PKK terör örgütünün yarattığı terör sorunu vardır” diyen Türkiye için BMGK’nin terör listesinde bulunan HTŞ’nin liderinin Suriye Devlet Başkanı olarak Türkiye’de ağırlanmasının tarihî bir tezat oluşturmasından endişe ederiz.