İstanbul
Orta şiddetli yağmur
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,0877 %0.11
37,4250 %0.1
95.898,99 %-2.506
3.355,27 -0,08
Ara

Tarih sizi de yazacak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Tarih sizi de yazacak

Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal, Türkiye’nin çok partili tarihinde merkez sağın liderleri olarak uzun yıllar başbakanlık yaptılar. Bu isimler, doksanlı yıllarda eriyen merkez sağın oylarını toplayarak iktidara gelen Erdoğan’ın bu bakımdan selefleriydiler. 28 Şubat’ta aldığı tavır sebebiyle siyasal İslamcılar tarafından aforoz edilen Demirel haricindeki üç lider, AKP iktidarı ile birlikte “Demokrasinin kahramanları” olarak topluma sunuldular.

Yalnızca sandıktan çıkan sonuçlara bakıldığında, yani demokratik seçimlerle iktidara gelmeleri sebebiyle yukarıdaki sözün doğru olduğu savunulabilir. Fakat demokrasiyi yalnızca sandık olarak görenler için bu böyledir. Bu siyasetçiler ancak ve ancak sivil hakları, özgürlükleri, fikir ve düşünce hürriyetini demokrasinin olmazsa olmazı olarak benimsemeyenler için demokrasinin kahramanları olabilirler.

Menderes 10, Demirel 11, Özal 6 yıl boyunca bu ülkenin başbakanlığını yaptılar. Erdoğan ise 22 yıldır hem başbakan hem de cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde söz sahibi oldu. Bu kadar uzun sürelerle görevde bulunanların doğal olarak makamlarının getirdiği zorunluluk gereği belirli icraatlar yaptıkları söylenebilir. Ancak bu isimler, istisnasız biçimde icraatlarıyla değil demokrasiyle işbaşına gelen liderler olarak demokrasiyi zedeleyen sözleri ve girişimleriyle anılır durumdadırlar.

Menderes kurduğu Tahkikat Komisyonuyla, Demirel altmışlı yıllarda doğan özgürlük ortamında yükselen sosyalizmi bastırmak amacıyla özellikle Türkiye İşçi Partililere uygulanan ve can güvenliklerine dahi yönelen baskılarla, Özal siyasi yasakları savunmasıyla bugün tarihteki yerlerini aldılar.

Erdoğan ise gerek görev süresinin öncüllerine nispeten uzunluğu gerekse demokrasiyi tramvay olarak gördüğünü açıkça itiraf etmesi ve bu doğrultuda hareket etmesi sebebiyle demokrasimizde bu üç isimden çok daha derin yaralar açtı.

Gezi direnişinde hayatını kaybeden gençlerin ardından polise emir verdiğini söyleyen, Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan, “Biliyorsunuz Alevi”, “Affedersiniz Ermeni”, “Bunlar Zerdüşt” gibi sözlerle kutuplaşmayı körükleyen, 16 Nisan 2017’deki referandumun hemen ardından “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyebilen ve daha bu tür sayısız sözlere ve uygulamalara imza atan kendisidir. Bütün bunları arşivlerden silmenin, unutturmanın, sansür etmenin imkânı yoktur.

Görüldüğü gibi, belli kesimler tarafından “Demokrasinin kahramanları” olarak benimsenenlerin demokrasi konusundaki karneleri koskoca bir sıfırdan ibarettir.

Öncülleri yaptıkları antidemokratik işlerle nasıl tarihe geçtilerse, Erdoğan da şimdi en az kendisi kadar güçlenmiş olan ortağı Bahçeli ile birlikte aynı şekilde tarihe yazılacaktır. Tek fark, bu konuda Erdoğan hakkında yazılacakların diğerlerinin toplamından kat kat fazla olacağıdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *