Tarih sizi de yazacak
![Tarih sizi de yazacak](https://www.muhalif.com.tr/cropImages/760x/images/makaleler/2024/10/kadir-serkan-selcuk-1730270187.jpg)
Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal, Türkiye’nin çok partili tarihinde merkez sağın liderleri olarak uzun yıllar başbakanlık yaptılar. Bu isimler, doksanlı yıllarda eriyen merkez sağın oylarını toplayarak iktidara gelen Erdoğan’ın bu bakımdan selefleriydiler. 28 Şubat’ta aldığı tavır sebebiyle siyasal İslamcılar tarafından aforoz edilen Demirel haricindeki üç lider, AKP iktidarı ile birlikte “Demokrasinin kahramanları” olarak topluma sunuldular.
Yalnızca sandıktan çıkan sonuçlara bakıldığında, yani demokratik seçimlerle iktidara gelmeleri sebebiyle yukarıdaki sözün doğru olduğu savunulabilir. Fakat demokrasiyi yalnızca sandık olarak görenler için bu böyledir. Bu siyasetçiler ancak ve ancak sivil hakları, özgürlükleri, fikir ve düşünce hürriyetini demokrasinin olmazsa olmazı olarak benimsemeyenler için demokrasinin kahramanları olabilirler.
Menderes 10, Demirel 11, Özal 6 yıl boyunca bu ülkenin başbakanlığını yaptılar. Erdoğan ise 22 yıldır hem başbakan hem de cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde söz sahibi oldu. Bu kadar uzun sürelerle görevde bulunanların doğal olarak makamlarının getirdiği zorunluluk gereği belirli icraatlar yaptıkları söylenebilir. Ancak bu isimler, istisnasız biçimde icraatlarıyla değil demokrasiyle işbaşına gelen liderler olarak demokrasiyi zedeleyen sözleri ve girişimleriyle anılır durumdadırlar.
Menderes kurduğu Tahkikat Komisyonuyla, Demirel altmışlı yıllarda doğan özgürlük ortamında yükselen sosyalizmi bastırmak amacıyla özellikle Türkiye İşçi Partililere uygulanan ve can güvenliklerine dahi yönelen baskılarla, Özal siyasi yasakları savunmasıyla bugün tarihteki yerlerini aldılar.
Erdoğan ise gerek görev süresinin öncüllerine nispeten uzunluğu gerekse demokrasiyi tramvay olarak gördüğünü açıkça itiraf etmesi ve bu doğrultuda hareket etmesi sebebiyle demokrasimizde bu üç isimden çok daha derin yaralar açtı.
Gezi direnişinde hayatını kaybeden gençlerin ardından polise emir verdiğini söyleyen, Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan, “Biliyorsunuz Alevi”, “Affedersiniz Ermeni”, “Bunlar Zerdüşt” gibi sözlerle kutuplaşmayı körükleyen, 16 Nisan 2017’deki referandumun hemen ardından “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyebilen ve daha bu tür sayısız sözlere ve uygulamalara imza atan kendisidir. Bütün bunları arşivlerden silmenin, unutturmanın, sansür etmenin imkânı yoktur.
Görüldüğü gibi, belli kesimler tarafından “Demokrasinin kahramanları” olarak benimsenenlerin demokrasi konusundaki karneleri koskoca bir sıfırdan ibarettir.
Öncülleri yaptıkları antidemokratik işlerle nasıl tarihe geçtilerse, Erdoğan da şimdi en az kendisi kadar güçlenmiş olan ortağı Bahçeli ile birlikte aynı şekilde tarihe yazılacaktır. Tek fark, bu konuda Erdoğan hakkında yazılacakların diğerlerinin toplamından kat kat fazla olacağıdır.