Büyük Türkiye, küçük Amerika
ABD ve bütün dünyada Trump fırtınası eserken Washington’ın yeni yöneticisinin akıl ve ruh sağlığıyla ilgili 2017’de yayımlanan bir kitap yeniden gündeme geldi.
Trump’ın , Ekim 2017’de ABD’nin yeni başkanı seçilmesinden hemen sonra , adli tıp psikiyatristi Bandy X.Lee tarafından düzenlenen ve 27 psikiyatrist, psikolog ve başka akıl ve ruh sağlığı uzmanlarının katılımıyla hazırlanan “The Dangerous Case of Donald Trump” (Donald Trump’ın Tehlikeli Vakası ) isimli bir kitap yayımlandı. Kitapta 27 akıl ve ruh sağlığı uzmanı Trump gibi bir kişiliğin ABD Başkanlığı’na seçilmesinin tehlikelerine işaret ediyordu. Bütün uzmanlar, kitaptaki yazılarında, ele aldıkları “hastayı” muayene etmediklerini kabul ediyor, ancak topluma ne derece tehlike oluşturduğunun gözlemlenen davranışlarından tespit edilebileceğine işaret ediyorlardı.
Kitabın “sonuç” bölümünde bir adli tıp psikiyatristi şu çıkarsamayı yapıyordu:
“Trump, bugün dünyanın en güçlü devlet başkanı olmasının yanı sıra en fevri, en küstah, en cahil, en kafası karışık, en ortalık karıştırıcı, en nihilist, en bir sözü bir sözü tutmayan, en kendisiyle meşbu ve en çıkarcı kişiliğidir. Böyle bir kişilik dünyanın en tehlikeli binlerce termonükleer silahını bir anda ateşleme yetkisine sahiptir. Bu da hiç bir diktatörün iktidarda kaldığı süre içinde öldüremediği kadar çok sayıda insanı bir kaç saniye içinde öldürebileceği anlamına gelmektedir.”
Kitabın, yayımlanan özetinden derleyebildiğim kadarıyla yazılanlar şöyle:
“Kitaba katkıda bulunan uzmanlar, toplumdaki Trump etkisini ve oluşturduğu kötücül normalliği ele alıyorlar. Kötücül normallikten kast ettikleri de Trump seçilene kadar yapılamaz ve yaşanamaz olarak düşündükleri her şeyin hayata geçmiş olmasıdır. Bazı terapistler Başkan’ın seçildikten sonraki davranışları ve söylediği sözler yüzünden pek çok kişinin ruhsal travmalar yaşadığına dikkat çektiler.
“Hatta Kongre’ye, Başkan adaylarının akıl ve ruh sağlıklarının uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğini öngören bir yasa tasarısı da sunuldu.
“Kitaba katkıda bulunan bütün uzmanlar şu noktada hemfikirler: Trump, insanlığın ve gezegenimizin geleceği için büyük bir tehlikedir.”
Zamanında kitap büyük ses getirmiş, belki biraz da bunun katkısıyla Donald Trump hakkında pek çok dava açılmıştı. Ancak ne var ki 2017’nin üstünden dört yıl geçtikten sonra 2024 Kasım ayında Trump yeniden başkan seçildi. Hakkında bu kadar çok olumsuz görüşler bulunan, son derece dengesiz olduğu bütün davranışları ve sözlerinden anlaşılan Trump ABD halkının yeniden tercih ettiği yönetici olmuştu. Eeee, boşuna dememişler, milletler layık oldukları şekilde yönetilirler, diye...
“The Dangerous Case of Donald Trump” kitabı 10 yeni uzmanın katılımı ve katkılarıyla yeniden basıldı ve kitapçılarda yerini aldı.
TROLLERİN BERNİE SANDERS’E SALDIRISI
ABD ve dünyada Trump fırtınası esmeye devam ederken müzmin muhalif, Demokrat Parti’ye yakınlığıyl bilinen bağımsız senatör Bernie Sanders X hesabından bir paylaşım yaparak ABD kurulu düzenini alt üst etmekte kararlı ikinci adam, milyarder Elon Musk’ı Wisconsin eyaletinde Yüksek Mahkeme adaylığı seçimine müdahale etmek, seçilmesi muhtemel Demokrat Parti adayını engellemek için kimilerine rüşvet vermekle suçladı. Sanders, “Musk bunu yaparsa eyalet vali, belediye başkanı, Senato seçimlerinde neler yapmaz,” ifadesini kullandı.
Vay sen misin böyle paylaşımda bulunan? Trump ve Musk’ın trolleri derhal harekete geçerek Sanders’e demediklerini bırakmadılar. En çok kullandıkları sözler de,”Soros dünyanın her tarafında rüşvetle seçim çalıyordu, gözüne kestirdiği ülkelerde istediklerini seçtiriyordu,” oldu. Hatırlamayanlar için buraya bir not düşeyim. Bugün doksanlı yaşlarını idrak eden dünyaca ünlü para spekülatörü George Soros, pek çok ülkede, kadife, turuncu, mavi ve güller devrimlerini tezgahlayarak iktidarları devirmekle suçlanmış, Ukrayna’nın 2014’teki kalkışmasında da Soros’un parmağı olduğu ileri sürülmüştü. Kimileri, Soros’un 2002’de AKP’nin iktidara gelmesine de yardımcı olduğu iddiasını ortaya atmışlardı.
Bütün bunları okur ve yazarken aklıma 1950’li yıllarda Demokrat Parti’li Başbakan Adnan Menderes’in sözleri geldi. Menderes, iktidarı döneminde sıklıkla , “Türkiye’yi küçük Amerika yapacağız,” diyordu. Bu sözlerle Türkiye’yi ABD’nin refah seviyesine ulaştırmayı hedeflediğini kast ediyordu. Aradan yetmiş yılın üstünde zaman geçti. Menderes gerçekten ileri görüşlüymüş ama bir eksikle...ABD Büyük Türkiye, Türkiye de gerçekten Küçük Amerika olmuş. Yani ABD Türkiye’nin siyasi hastalıklarını kapmış, Türkiye ise ABD’nin refah düzeyine erişememiş ama yelkenini Washington’un rüzgarıyla doldurur olmuş.
