Siyasi gericiliğin Makyavelli yöntemleri

Bu yazıyı halen ülkeyi yönettiğini zanneden ama yönetemeyen aciz cehaletin ana felsefesini oluşturan noktaları sizlere yeniden hatırlatmak ve olaya bir bütünlük içinde bakmanıza yardımcı olmak için yeniden paylaşıyorum. Bu zihniyetle mücadelenin tek yolu aynı yöntemlerle yanıt vermektir. Yani Makyavelist yöntemleri daha da geliştirip ülkenin içine düşürüldüğü bu yıkımdan kurtulmanın tek yolu budur.
Askerde bile rakibe aynı silahla karşılık verilir ilkesi geçerlidir. Unutmayın rahmetli İsmet Paşa’nın şu sözlerini:
"Bir memlekette namus erbabı en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memleket kurtulmaz."
Biraz Tarih
İtalyan devlet adamı Niccoló Machiavelli (Makyavelli), Prens isimli kitabını 1513 yılında yazdı fakat kitabın basımı ölümünden 5 yıl sonra, 1532 yılında oldu. Kitabında ahlaksızlığı ve masum insanları kendi çıkarları için kullanan siyasetçileri tanımlıyordu. Kısaca “amaca ulaşmak için her yol mübahtır” ilkesini destekliyordu.
Kitaba o zamanlar tepki koyanlar, “zalim diktatörlere şeytanlık tavsiyelerinde bulunuyor” dediler.
Makyavelli’nin kitabının basımından yaklaşık yüzyıl sonra, Papa XV. Gregory (Papalık süreci: 1621-1623) bir kardinaller komitesi kurdu. Bu komitenin adı "Sacra Congregatio de Propaganda Fide" idi. İngilizcesi: “Sacred Congregation for Propagating the Faith” yani “İnancın Yayılması için Kutsal Komite” anlamına gelir. Dünyaya yayılan Katolik misyonlarının yönetiminden sorumlu bir kardinaller komitesiydi ve 1622 yılında Papa XV. Gregory tarafından kurulmuştu.
Propaganda kelimesi de buradan gelmektedir. Sözcük, Latince “propagare” kelimesinden türetilmiştir ve “bir fikri, uygulamayı, görüşü ve inancı yaymak” anlamına gelir.
Makyavelli’nin görüşleri asırlar boyunca çeşitli diktatörler, krallar, sultanlar tarafından kullanıldı. Ancak propagandayı siyasi yaşama uygulayıp ilke haline getiren Lenin oldu. Uygulamada ise Hitler ve onun propaganda bakanı Goebbels tarafından daha da geliştirilerek ırkçılıkla birleştirildi.
Aradan geçen yıllarda, seçimle iş başına gelip de iktidarı bırakmak istemeyen diktatörler ve dikta heveslileri tarafından başvurulan bir strateji haline geldi. Böylece iktidara gelip bırakmamak için standart bir stratejik propaganda yöntemi olarak rafine hale getirildi.
Bu yöntemlerin ana ilkeleri şunlardır:
1. Amaçlar, Kullanılan Yöntemleri Mübah Yapar
Kısaca “Amaca ulaşmak için her yol mübahtır”.
Hiçbir engel seni amaçlarını gerçekleştirmekten geri bırakmasın. Bu amaçla yapabileceğin her şeyi yap, ister ahlaki olsun ister olmasın. Amacına ulaşınca bunların hiçbir anlamı kalmaz. Yaşayan örnekleri hatırlayın.
2. . En Öncelik ve En Kapsamlılık önemlidir Yalan söyleme stratejisi kullanırken,
Bir olaydan hemen sonra kendini en ahlaklı ve en yetkili kişi gibi sun. Bir ordu komutanı edasıyla emir ver, azınlıkta olmana rağmen taraftarlarını çoğunlukmuş gibi göster. Kendini her alanda uzman gibi sunan, sağa sola ayar veren kim?
3. Her Krizi ve Felaketi Lehine Çevir
Her krizi, her felaketi lehine kullan.
- Yalan söyle
- Krizin ve felaketin suçunu başkalarına at
- Yandaş medya ile koro halinde karalama yap
- İftira at, izi kalsın
- Algıyı yönet
Bir şeyi ilk defa duyanlar genellikle ona inanır. Her gün yeni bir mugalata ile ekranlara çıkan, kendi kendini yalanlayan siyasileri hatırlayın.
4. Muhaliflere Kötü Sıfatlar Tak
Onlara kötü sıfatlar ekle Muhalifleri böl, kendi taraftarlarını iyiler, kendine muhalif olanları kötüler olarak nitelendir, muhaliflere aşağılayıcı, bölücü, inkar edici sıfatlar yükle. Onlara asalak de, ihanet içindekiler de, yalancılar de. Kendinden öncekileri devamlı suçla.
5. Propagandayı Örnekle pekiştir
İnsanları öldür, astır, mahkum et, bu geride kalan muhalefeti korkut, mahkemelerle, şikayetlerle, polisle, sana bağlı milis güçleri ile, din adamları ile sustur terör saç korku imparatorluğu kur.
Hapishanelerin dolup taştığı için yeni hapishaneler yapılan hangi ülke acaba?
6. Tarihi Gerçekleri Tahrif et
- Tarihsel gerçekleri inkâr et, kendi çıkarına göre değiştir, çarpıt ve hakaret et,
Lozan’a saldıranları, Atatürk ve İnönü’ye "iki sarhoş" diyenleri hatırlayın
Hitler Döneminin Katkıları
Hitler propagandayı bir bakanlık eliyle yürüttü. 1933 yılında şansölye olduktan sonra Führer Prensipleri uygulanmaya başlandı ve Hitler Alman halkına Allahın özel olarak gönderdiği bir insanüstü yaratık haline getirildi, onu eleştirmek suç ve günah haline getirildi. Özellikle ırkçılık ve musevi düşmanlığı ilke oldu.
Hitler Prensipleri
Hitler’in bakanı Rudolf Hess, Hitler Prensiplerini şöyle tanımladı bir konuşmasında:
"Hitler Almanya’dır, Almanya ise Hitler’dir. Ne yaparsa yapsın, gerektiği için yapar. Kısaca söylemek gerekirse Hitler kutsaldır."
Hitlerin bazı yalakaları şu tanımları yaptılar:
- “Adolf Hitler’i bize Allah gönderdi” (Robert Ley)
- “Allah kendini Hazreti İsa şeklinde değil, Adolf Hitler şeklinde gösterdi” (Alman İman Hareketi)
- “Adolf Hitler, Almanya’nın ebediyete giden temel taşı olsun diye Allah tarafından gönderildi” (Hitler Gençliği)
Hitler, Alman halkından mutlak itaat ve biat bekliyordu.
Bir üniversite öğretim üyesi kadın:
"Benim köpeğim Hitler’in resmini görünce 'Adolf Hitler' diye havlıyor."
Bunu söylediğinde olumlu tepki alıyordu.
Savaş sırasında bombalanan evde her şey yıkıldığı halde onun duvardaki resmine bir şey olmamıştı çünkü o dokunulmazdı, Tanrı tarafından korunmuştu bu yandaş propaganda medyasına yansıdı.
Ama tüm bu propagandaya rağmen ihtirasının ve cehaletinin esiri olan Hitler geberdi gitti ve hiç de kutsal niteliği olmayan bir fani olduğu ortaya çıktı. Arkasında çökmüş yıkılmış ve işgale uğrayıp ikiye bölünmüş bir ülke milyonlarca ölü ve yaralı bırakarak.
Bugünün popülist hele dinci politikacı takımının Makyavelist propaganda yöntemlerini çok iyi kullandıkları gerçeğine rağmen çöktürülmüş ekonomi ve siyaset cehalet ve ihtiras ve para aşkı gibi bazan yıkıcı sonuçlar propagandalardan etkilenmiyor.